"suçu" - ترجمة من تركي إلى عربي

• اللوم
• خطأ
• غلطة
• ذنب
• غلطته
• بالذنب
• التهمة
• خطأه
• جريمته
• مذنب
• باللوم
• خطأها
• بجريمة
• الجريمه
• غلطتها

Biraz da kendine baksan ve tüm suçu bana atmasan nasıl olur?
منالأفضلأن تنظريلنفسك.. ولا تستمري في إلقاء اللوم عليّ في كل شيء ..

Eğer son olursam; bu benim suçum olmayacak. Kaderin suçu olacak.
وهذا مالم يعد يحصل الآن فلا تضع اللوم علي إنه النصيب

Bu Maria'nın suçu değil. Mary'nin kuzusu olduğunu bilmiyor olabilir.
ليس خطأ ماريا كونها لاتعرف أنه كان لماري حمل صغير

Hayatımı kontrol ediyor. Babamın suçu.Numarayı yenmenin bir yolunu bulduğunu söylemişti.
وكان والدى على خطأ قال انه وجد طريقة لهزيمة هذا الرقم

- Sizi temin ederim ki kuşun bir suçu yok.
اؤكد لك انها ليست غلطة الطائر يا سيدتى حقا ؟

O sadece bir tiyatro yönetmeni. Bu onun suçu değil.
إنه مجرد مخرج مسرحي ليس له ذنب في ما حصل

Başka bir deyişle, araştırmacı arkadaşlarımı öldürdüler ve suçu üzerime attılar.
مما يعني بكلمات أخرى.. أنهم قتلوا مساعديني بالأبحاث ووضعوا اللوم علي.

Tek ihtiyacın olan şey, suçu yükleyecek bir kurbandı. Ve bana rastladın...
كلّ ما احتجتـَه هو شخص لتلقي اللوم عليه، كنت قد التقيتني للتوّ

Evet, o da kendi evinde suçu Meadow'un üzerine atıyordur.
وهي الان في بيتهم جالسه تحط كل اللوم على ميدو

suçu 11 Eylül'e atmak istemiyorum ama o da yoluma taş koymadı değil.
لا أريد أن أضع اللوم على أحداث سبتمبر ولكنّ ذلك لا يساعد طبعاً

-Asla kimsenin suçu değildir!
ليس خطأ أحد دائماً؛ إنه دائماً ذنب شخص آخر

Bu, kimsenin suçu değil Simon. O, ne yaptığını bilmiyordu.
ان ذلك ليس خطأ احد يا سايمون هو فقط لم يكن يعلم ماذا يفعل

Jason'ın suçu. Tek kelime daha etme, duydun mu?
ـ إنه خطأ جايسون ـ لا تتكلم عنه , أسمعت ؟

Yani sokağa düşersek, bunun kimin suçu olacağı çok açık.
لذا لو انتهى بنا الأمر متشرّدان، خمّن غلطة مَن ستكون.

Belki Justine Sacco'nun suçu bunda Randy Newman kadar iyi olmamaktı.
ربما ذنب جوستين ساككو هو أنها لم تكن جيدة مثل راندي نيومان.

Bize yaklaşmaya hakkı yoktu. Onun suçu. Burası kutsal bir alan.
ليس لديه حق للإقتراب منا إنها غلطته ، هذه مساحة مقدسة

Ama. Kendini suçlu hissetmeye başıyorsun.sonrada biz kavga etmeye başlıyoruz ve suçu hep bana atıyorsun..
لكنك تبدأ فى الشعور بالذنب حيال ذلك ثم نبدأ فى الشجار و تلقى باللائمه على

Davalı şartlı tahliye edilmiştir, ancak suçu tekrarlarsa, bu kez hapise girecektir.
مُنحت التهمة فترة إختبار، لكن لو تكرّر الأمر ثانيةً، فستكون العقوبة الحبس

Bir sorayım dedim. Bu, onun suçu değil. Olayları çözmeye çalışıyor.
لم يكن ذلك خطأه كان يحاول أن يعرف ما يحدث له

suçu çok netti.. bu yüzden üstteki yetkililer onu idam etmeye karar verdiler.
جريمته كانت واضحة كفايه ولم يكن هنالك حاجة الى محاكمته وقد تم اعدامه

Bir Amerikan vatandaşı olarak benim sorumluluğum bir adamın suçu kanıtlanana kadar onun masum olduğuna inanmak.
هو واجبي ك مواطن لإعتقاد رجل بريء حتى هو أثبت مذنب.

Eğer suçu bana ya da bir başkasına atmazsan, üst kattaki yatak odanda sorun yaşamazsın!
لن تواجه المشاكل في غرفة نومك إن لم تلقي باللوم عليّ وعلى الجميع

Babasının yani babamın annemizi terk etmesi onun suçu değil ki.
فكما تعلم, إنه ليس خطأها أن والدها.. والدي.. ترك والدتنا, صحيح؟

Gerçekten kızımı işlemediği bir suçu itiraf ettirecek kadar yıldırabileceğini mi sandın
هل تعتقد حقاً أن بإمكانك إكراه ابنتي على الإعتراف بجريمة لم ترتكبها؟

Bay Owen'ın sizi suçladığı o suçu işlediniz mi, işlemediniz mi?
هل إرتكبت أو لم ترتكبى هذه الجريمه التى إتهمك فيها مستر أوين ؟

Bu onun suçu değil. Babası onun kaleden ayrılmasına izin vermiyor.
إنها ليست غلطتها والدها لم يقبل أن تغادر قلعتها