ويكيبيديا

    "suyu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عصير
        
    • المياه
        
    • مياه
        
    • الماء
        
    • العصير
        
    • وعصير
        
    • المياة
        
    • بالماء
        
    • مياة
        
    • للماء
        
    • بعصير
        
    • ماء
        
    • مرق
        
    • المرق
        
    • حساء
        
    Tadı, kaloriferin altında ekşimiş portakal suyu gibi olmadığı sürece sorun yok. Open Subtitles سأرضى بأي شيء لا يكون مذاقه مثل عصير البرتقال المخمّر تحت اشعاع.
    Bir fıçı buğday çimi suyu, üç kilo soya peyniri, biraz çinko peltesi ve 600 dolarlık bir çift güneş gözlüğü. Open Subtitles جالون من عصير الشوفان ، و خمسة أرطال من حشوة التوفو ، و هلام الزنك و نظارتان شمسيتان بثمن ستمائة دولار
    Parçacık olmasın. Parçacık, meyve suyu değildir. Hepsi, meyve suyu olsun. Open Subtitles أكره اللب , اللب ليس عصير اريد عصير فقط حسنا ؟
    Sonra biraz odun keserim, delikler açarım ve suyu izlerim ve belki ortalıkta dolanıp ve conta aramak zorunda kalırım. TED وسوف اقوم بقطع بعض الخشب وحفر بعض الثقوب ومشاهدة المياه بل ربما سوف اخذ جولة في الارجاء باحثا عن الغسالات
    Ancak 1809 yılında David Ricardo, ekonomi biliminin farklı, tümden-gelimli bir yöntem kullanması gerektiğini iddia ederek, suyu bulandırmıştır. TED ولكن، في عام 1809، عكّر ديفيد ريكاردو صفو المياه بإدعائه أن علوم الإقتصاد يجب أن تستخدم طريقة استنتاجية مختلفة.
    Bu komik bir tür sıcak levha, içinden sıcak menfez suyu çıkıyor. TED هناك نوع مضحك من صفيح ساخن هنا يتنفس مياه قادمة من داخله.
    Her neyse, ikiniz için taze portakal suyu, o nerede? Open Subtitles على أية حال، عصير برتقال لكما انتما الاثنان اين هو؟
    Domates suyu, çiğ yumurta ve biraz domuz pastırması yağı. Open Subtitles انه عصير الطماطم و بيض نيء و القليل من الشحوم
    Bir bira bir de... Meyve suyu içmeyeceksin, değil mi? Open Subtitles بيرة رجاءً روي, ومااستطيع تقديمه لك ليس عصير التوت البري
    Önce erik suyu sonra ölüm mü, böyle mi oluyor? Open Subtitles إذن, كان عصير خوخ, ثم الموت؟ هل هذا هو الرهان؟
    Günaydın, efendim. Servise neyle başlamamı istersiniz? Portakal suyu, kahve? Open Subtitles صباح الخير يا سيدى ماذا اقدم لك,عصير البرتقال او القهوه؟
    Portakal suyu, yulaf ezmesi, pastırmalı yumurta, bir tarafı kızaracak, ama çok değil. Open Subtitles عصير برتقال وشوفان ولحم مقدد وبيض مقلي من جهه واحده ولكن ليس كثيراً
    Koya tatlı suyu geri getirmek için yavaş yavaş bu projelere girişiyoruz. TED تولينا انجاز مشاريع بطريقة بطيئة لإحضار المزيد من المياه العذبة إلى الخليج.
    Susuz beyinde artan antidiüretik hormonun aksine, aşırı nemli beyin, suyu kana karıştırmak için yavaşlar, ya da durabilir. TED عندما يصل الجفاف الى الدماغ يفرز هرمون منع ادرار البول كثرة المياه قد تبطئ عمل الدماغ او توقفه مفرزاً
    Dallı budaklı kanallar inşa etmişlerdi ve suyu araziden çekip nehre akıtıyorlardı. TED ببناء شبكة من قنوات التصريف لتصريف المياه خارجاً من الأرض إلى النهر
    Bence birisi onu oradan kaçırmak için o suyu zehirledi. Open Subtitles اعتقد ان هناك شخص سمم له المياه ليطرده من هنا
    Havuzlardan tüm suyu çekin. İhtiyacımız olan suyu bu karşılar. Open Subtitles فلنضخ مياه جميع الأحواض هذا كل ما نحتاجه من المياه
    Biliyor musun ? Orada sadece, yüksek klorlu musluk suyu veriyorlar? Open Subtitles كل ما يساعدون به هي مياه صنبور بها الكثير من الكلور
    Kayaya doğru akan suyu düşünürsek, su sadece etrafından akıp gidecek. TED إذا فكرنا عن الماء الذي يتدفق نحو صخرة، سوف يتدفق حولها.
    destekçiler haline geldi. Hatta meyve suyu durakları bile kurdular. TED مشجعين على جانب الطريق. بل أيضاً وقفو عند أكشاك العصير.
    Tencereye şeker ve tereyağı... portakal suyu ve rendelenmiş portakal kabuğu koyuyorum. Open Subtitles ولديّ مزيج من السكر والزبدة وعصير البرتقال وكمية كبيرة من قشر البرتقال
    Ne zaman ülkemizin suyu azalsa duş alma sayısı artar. Open Subtitles . يستحمون كثيراً متى ستخفض الدولة من إستهلاك المياة ؟
    Yani suyu kontrol eden bir şey aynı kaynaktan gelen suyu. Open Subtitles أقصد شيئا بإمكانه التحكم بالماء الماء الذي يأتي من نفس المصدر
    Oksijen arıtma makinemiz var ama 500 kişiye yetecek suyu nereye depolayacağız? Open Subtitles لدينا أجهز تنقية الأكسجين ولكن كيف سنقوم بتخزين مياة كافية لـخمسمائة شخص؟
    Yağmur yağdığında delikler suyu depolayabilir ve bunlar bitkilerin su ihtiyacını karşılayacak uygunlukta olur. TED وما يحدث هو أنه عندما تتساقط الأمطار، تستطيع الفجوات تخزين الماء وتخصيصه لدرجة احتياجات النبتة للماء.
    Yani tavukları pişirmeden önce terbiye etmenin en iyi yolu onları ne az pişirmek, ne de çok pişirip karbonlaşmasına sebebiyet vermek ve tavukları pişirmeden önce limon suyu, esmer şeker ya da tuzlu suda terbiye etmekten geçiyor. TED ,لذا , الطريقة المثلى لإعداد الدجاج المتبل تعتمد على هذا أن لا تطبخ الدجاج بشكل غير كافي و بالتأكيد أن لا تحرق أو تطيل طبخ الدجاج .و أن تنقعه إما بعصير الليمون أو السكر البني أو الماء المالح
    Tertemiz suyu olan bir dağ nehri bulduklarını hayal edebilirdi. TED ويتخيل أنهما وجدا تياراً جبلياً بهِ ماء غاية في النقاء.
    Ben söyleyeyim. İşlenmiş domuz eti, tuz ve et suyu. Open Subtitles سأخبرك، إنّه يُـعدّ من لحم الخنزير، ملح، و مرق اللحم
    Bunu eve götürüp tencereye atıp üzerine de biraz et suyu ve bir patates eklersen al sana mis gibi bir yahni işte. Open Subtitles بإمكانك أخذ هذه إلى المنزل وتضعها في قدر مع القليل من المرق والبطاطس وستحصل على بعض الطعام ياعزيزي
    Bunlar suyu plastik bulamacına dönüştürüp pisleten yerler. TED مناطق حيث تحول الملوثات فيها المياه إلى حساء بلاستيكي قاتم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد