Ve üçüncü olarak, bu taşların katmanları doğal şekilde açıkta olmalı. | TED | وثالثاً، طبقات تلك الصخور يجب أن تتعرض للعوامل الطبيعية وبشكل طبيعي. |
Bu tarihi taşların yerine kendi adamlarının canını feda etmişler. | Open Subtitles | التضحية التي جعلت الصخور التاريخية أعلى مرتبة من حياة رجالهم |
Bahse girerim, en az şuradaki taşların toplamı kadar ağırdı | Open Subtitles | اراهن بأنّ وزنه كان في حجم تلك الباقة من الأحجار |
taşların arasında etkili olan kısalan bir radyo dalgası şablonu. | Open Subtitles | إنه قصور متسلسل في نمط موجات الراديو معاكسة بين الأحجار |
Taş, taşların arasında; insan da insanların arasında gizlenir. | Open Subtitles | أخفى الحجر بين الحجارة والرجل بين الرجال |
taşların üstüne birçok çizgi ve noktalar oyulmuş. | Open Subtitles | الحفر على الحجارة يتضمن العديد من الخطوط والنقاط |
Bu güzel bir açıklama çünkü soldan başlayarak -- taşları görüyoruz -- hemen taşların ardından, sadece yaşayabilen bitkileri görüyorz. | TED | انه وصف جميل يبدأ من الجهة اليسرى من الأحجار ومباشرة بعد الاحجار .. نجد النباتات والتي هي بداية الحياة |
Dişleri, dil taşına benziyordu. Bu taşlar, Malta'da ve Floransa yakınlarındaki dağlarda diğer taşların arasında görülen tuhaf taşlardı. | TED | لها أسنان تشبه حجارة اللسان، صخور غريبة ترى داخل الصخور الأخرى في مالطا والجبال القريبة من فلورنسا. |
Tıpkı taşların arasından süzülen bir yılan gibi bu duygu onu, bir kez daha terk etti. | Open Subtitles | مرّةٌ أخرى، استعصى عليه الشعور, كثُعبان بين الصخور. |
Prensim, taşların geleceğin hakkında söylediği şeyi öğrenmeye hazır mısın? | Open Subtitles | يا أميري , هل انت مستعد للمصير الذي سوف تخبرك به الصخور |
Yiyecek, içecek bir şeyleri yokmuş neredeyse... ve sivri taşların üstünde uyurlarmış. | Open Subtitles | مع عدم وجود شى لاكله او لشربه فقط بعض الصخور الصغيرة ينامون عليها |
Eminim farkındasındır, eğer haklıysan bu taşların moleküler yapılarının neden değiştiğini çözebiliriz ve bir saniyede Nobel Ödülüne çok yaklaşmış olursun. | Open Subtitles | انا متاكد من انك تدرك اذا كنت محقا ونستطيع ان نعرف لماذا هذه الصخور لماذا غيرت من هيكليتها البلورية بذاتها |
Buzun üzerinde seken taşların sesi çok güzeldi. | Open Subtitles | ..وكان صوت الأحجار وهي تتدحرج ..على الجليد لطيفاً للغاية |
Evet, bizim de başlarda düşündüğümüz buydu, ancak, diğer pekçok Eskiler teknolojisi gibi, taşların da ilk baştan ayarlanması gerekiyor. | Open Subtitles | هذا ما ضنناه ولكن مثل الكثير من تقنيات القدماء.. يجب نقش الأحجار بالأحرف الأولى |
Çürüyen ağaçlarda yer altında, taşların altında yaşıyorlar. | Open Subtitles | ويعيشون في الخشب المتعفّن. يعيشون على الأرض، يعيشون تحت الأحجار. |
Ayın karanlık tarafından, taşların altına gömülmüş olan güneş enerjisi bir makine yardımıyla hasat ediliyor. | Open Subtitles | طاقة الشمس، محتجزة داخل الحجارة تُجمع بواسطة الآلات من على سطح القمر |
Müvekkilleriniz o basamaklardaki taşların gevşekliğinin farkındalardı. | Open Subtitles | عميلك يعرف أن الحجارة على هذا السلم كانت غير مترابطة |
Şifre anlaşmasının nerede yapılacağını öğrenmek istiyorsak bazı taşların çevirmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | إذا كنا نريد معرفة أين ستتم عملية استلام الرموز يجب أن نقلب الحجارة |
Bu taşların tam olarak ne yaptıklarını bilmiyoruz, öyle değil mi? Şahsen ben bilmiyorum. | Open Subtitles | نحن لا نعرف تماماً ماذا تقوم به هذه الاحجار ,أليس كذلك ؟ |
Bunu bitirmenin kolay bir yolu var taşların bağlantısını kesmek. | Open Subtitles | هناك طريق سهل لانهاء هذا. نقطع اتصال الاحجار. |
Oyun tahtasında tüm taşların esir alındığını hiç gördün mü? | Open Subtitles | ألم ترى أن كل أحجار الطاولة قد تمت محاصرتها؟ |
taşların korkusu olmaz.. | Open Subtitles | فالصخور ليس لديها مخاوف |