Güneş gözlükleri takıyor böyle ve çıkardığında gözleri ayın önünden çekilen bulutları andırıyor. | Open Subtitles | ترتدي هذه النظارات، و عندما تنزعهن، أعينها مثل الغيوم توضح الجو بالمرور القمر. |
Lucy ona küçükken verdiğin altın madalyonu takıyor. | Open Subtitles | لوسي ترتدي القلادة الذهبية التي منحتها لها عندما كانت صغيرة |
Ben Waterman cuma günleri hep altın rengi kravat takıyor. | Open Subtitles | بين واترمان يلبس نفس ربطة العنق الذهبية يوم الجمعة دائما |
Hemşireler ne zamandan beri görev başında siyah gözlük takıyor? | Open Subtitles | و منذ متى و الممرضات يرتدون نظارات سوداء و هم في العمل ؟ |
Şimdi, eğer emniyet kemeri takıyor olsaydı göğsünde ve boynunda kemer izlerine rastlardım. | Open Subtitles | الان, ان كان يضع حزام الامان لرأيت اثار حرق على رقبته و صدره |
Tahliyesinden beri yeteneklerini engelleyen kurşun bir bilezik takıyor. | Open Subtitles | كانت تضع سواراً رصاصياً يحول دون إستعمالها قواها |
Bu iblis kafasına, bağırsaktan yapılmış bir çelenk takıyor. | Open Subtitles | هذا الشيطان يرتدى إكليل من الأمعاء حول وجه |
Bu odadaki tek kız şirin sarı bir kemer takıyor. | Open Subtitles | الفتاة الوحيدة في الغرفة هيّ التي تلبس حزام أصفر جميل |
Dostlarım, bugün adalet mavi bereyle sahte elmaslı tasma takıyor. | Open Subtitles | اصدقائى, اليوم العدالة ترتدى مشبك شعر ازرق وطوق من الماس |
Bu piliç bir süpermodel... ama biz bunu bilmiyoruz, çünkü gözlük takıyor. | Open Subtitles | لكننا لسنا من المفترض أن يعرف بسبب انها ترتدي نظارات. |
Prezervatif takıyor muydun bari? | Open Subtitles | أنت رجل أبيض شجاع، ألستُ كذلك؟ هل كُنت ترتدي واقي؟ |
Bak, şapkayı o takıyor, baş nedime şapkasını. | Open Subtitles | أترين هي من ترتدي القبعة هي ترتدي قبعة الوصيفة |
Hala Hello Kitty'li sırt çantası takıyor, ve arkadaşlık bileklikleri takmak istiyor. | Open Subtitles | ما زالت ترتدي حقيبة هالو كيتي و تحب دائما القيام بصنع أساور الصداقة |
Modern olmak için o kadar uğraşıyor ama yine de sırtına o eski köy büyüsünü mü takıyor? | Open Subtitles | إذن، هي تحاول أقى جهدها لتكون عصرية، و مع ذلك مازالت ترتدي تلك التعويدة القديمة على ظهرها |
Stanley Barrister 60 yaşında ve banyo giderinden çıkarılmışa benzeyen bir peruk takıyor. | Open Subtitles | المحامي ستانلي، رجل بعمر 60 سنة يلبس شعر مستعار يبدو وكأنه سحبه من بالوعة دش |
Ama herkes kurdele takıyor. Siz de takmalısınız. | Open Subtitles | ولكن الجميع يلبس الشريط , يجب عليك لبس الشريط |
Hava o kadar soğuk değil. Göğüs uçları belirgin kızlar ya uyuşturucu almış ya da bunları takıyor. | Open Subtitles | ليست بهذه البرودة يرتدون أو يستعملون هذه |
Bu kaptan her gün bir şapka takıyor ve kıyafet şenliğine katılıyordu. | TED | والقبطان يضع قبعة يوميا وينظم إلى الشعارات. |
Sürekli asılmasınlar diye hastanede alyans takıyor. | Open Subtitles | تضع خاتم الزواج في المشفى لئلا تتعرض للتحرش طوال الوقت |
Peşimize düşen polis. Dünya içindeki haç rozeti takıyor. | Open Subtitles | الشرطى الذى يطاردنا فهو يرتدى صليبا فى هذه المنطقه |
Dışarıya çıktığında suratına maske takıyor. | Open Subtitles | تلبس قناعا عندما تخرج تلبس قناعا عندما تخرج |
Eğer o kadın yaşıyor olsaydı bu yüzüğü takıyor oludu değil mi? - Hm. | Open Subtitles | إذا كانت هذة المرأة على قيد الحياة لكانت ترتدى هذة الخاتم , أليس كذلك ؟ |
2023'te, düşünün ki bir oyuncusunuz kalabalıkta yürüyorsunuz ve sonraki maçınız yüzünüzün sağ tarafında saydam plastikten bir maskede görüntüleniyor zaten o anda takıyor olduğunuz bir şey bu. | TED | في 2023، تخيل أنك لاعب تعود إلى الحشد وقد عُرضت لعبتك القادمة أمام وجهك تمامًا على الواقي البلاستك الشفاف الخاص بك الذي ترتديه بالفعل الآن. |
Kaskı, o korkunç şeyi kontrol eden insan takıyor. | Open Subtitles | خوذ يرتديها البشر ليتحكموا في هذا الشيء المروع إنها تقرأ عقولهم |
Halk konserleri de dâhil olmak üzere sürekli olarak, o gece kadar karanlık peçesini takıyor. | Open Subtitles | لأنّه يرتديه على الدوام حتى خلال العروض العامة |
Keşke bu gözlüğü alırken de bu gözlüğü takıyor olsaymışsın. | Open Subtitles | من السيء انك لم ترتديها وانتِ تشترينها |
Basında acıyı şiddetlendirecek çok kirli gri büyülü bir şey takıyor. | Open Subtitles | إنه يرتدي خرقة بالية مدماة معصوبة حول رأسه كي تخفف الألم |
Sürekli gözlemlenen bir bileklik takıyor. Gittiği her yeri kaydediyor. | Open Subtitles | أنه يرتدي جهاز متابعة بكاحله أنه يسجل كل الأماكن التي يذهب اليها |
Ama maktul neden saldırı sırasında kulaklık takıyor olsun ki? | Open Subtitles | لكن لماذا على الأرض الضحيّة سترتدي سماعات أثناء الهجوم؟ |