"tek bildiğim" - ترجمة من تركي إلى عربي

• كل ما أعرفه
• كل ما أعلمه
• كلّ ما أعرفه
• كل ما أعرف
• كل ما اعلمه
• كُلّ أَعْرفُ
• ما أعرفه هو
• كل ما اعرفه هو
• كل ماأعرفه
• جلّ ما أعرفه
• كل الذى اعرفه
• الوحيد الذي أعرفه
• كل ما عرفته
• أنا فقط أعرف
• أعرف فقط أنّي

Tek bildiğim, aklımı kurcalayan bir sorunun cevabına götürebilecek bir nesnenin peşinde olduğum.
كل ما أعرفه هو أني سأطارد الغرض الذي يحمل إجابة للسؤال الذي يحيرني

Tek bildiğim şey, ...yarın, ya da ertesi gün, ...buradan gideceğiniz.
كل ما أعرفه هو غدا أو بعد غد أنتم سوف تغادرون

Tek bildiğim şu; bazen dünyadaki en güçlü insan olmak istiyorum.
كل ما أعرفه أنني أريد أن أكون أقوى رجل في العالم

Ben Billy falan tanımam tamam mı? Tek bildiğim bunu yaşadığım.
لا أعرف شيئاً عنه، حسنًا كل ما أعلمه أنني أعيش فقط

Tek bildiğim, içgüdülerim bana bir şeylerin yanlış olduğunu söylüyor.
كلّ ما أعرفه أن حدسي يخبرني أنّ هناك خطب ما

- Tek bildiğim Kaynak'ı etkilemeye çalışan her iblisin bize saldırdığı.
كل ما أعرفه أن كل مشعوذ يحاول أن يبهر المصدر يهاجمنا

Neyse, Tek bildiğim Donna ile aramızdakiler gerçekten ama gerçekten çok iyi gidiyor.
كل ما أعرفه أن الأمور بيني ودونا تسير حقا ، حقا ، جيدا

Tek bildiğim bu. Beni Jonesy'nin menziline getirirsen bilmemiz gerekenleri öğreniriz.
هذا كل ما أعرفه الآن ضعنى و حسب فى مدى جونزى

Tek bildiğim şey 20,000 kölenin benimle birlikte bu küçük kilisede yaşadığı gerçeği.
كل ما أعرفه 20 ألف من الرقيق عاشوا معي في هذه الكنيسة الصغيرة

Tek bildiğim, yüksek topuklu bir Meksi-amcık sana bağırıyor, ve birden evlilik bitiyor.
كل ما أعرفه هو أن امرأة مكسيكية وبختك و فجأة أصبح الزواج ملغياً

Tek bildiğim, bu rastlantısallığın bir düzeni olduğu. Ama şimdilik ne olduğunu bilmiyorum.
كل ما أعرفه بأن هناك نمط للعشوائية فقط لا أدري ما يكون بعد

Tek bildiğim bugün ki yarıştan sonra kafam basmaya başladı.
كل ما أعرفه أن بعد سباق اليوم حدث شئ برأسي

Ben Zevlos olsaydım Tek bildiğim aranan biri olduğum olurdu.
لو كنت مكانه , كل ما أعرفه أني رجل مطلوب

Tek bildiğim doğu yakasında büyük bir Meth laboratuvarı olduğu.
كل ما أعرفه أنه لديه معمل قذر على الجانب الشرقي

Söylemediler. Tek bildiğim.. ..sorgulama komisyonuna çıkacağım.
كل ما أعلمه أنه يفترض بي المثول أمام لجنة تحقيق

Tek bildiğim böyle deli gibi davranarak bebeğin ve kendin için hiç de iyi yapmıyorsun.
كلّ ما أعرفه أنت لا تفعلي لأاجلك أو لطفلك أيّ شيء جيد بالتصرّف مثل الإمرأة المجنونة

Ucuz koltuklarda oturuyorduk. Tek bildiğim arkadaşının olmadığı ve çok yalnız göründüğüydü.
كل ما أعرف أنها بدت لى وحيدة و ليس لها أصدقاء على الاٍطلاق

Bilmem. Tek bildiğim sana baktığım ve "bu adam değişik biri" dediğim.
لا أعلم , كل ما اعلمه هو أنني عندما أنظر إليك أقول هذا الشاب شيء آخر

Tek bildiğim bir sigorta şirketinin çeki olduğu.
كُلّ أَعْرفُ كُنْتُ، هو كَانَ مراقبة شركةِ تأمين.

Benim Tek bildiğim, elinde bir silah olduğu... ve güvenlik şefine saldırdığın.
كل ما اعرفه هو أن لديك سلاح وأنك اخترقت نظم الأمن بالطائرة

Tek bildiğim o olsa da olmasa da insanlara iyi davranmamız gerektiği.
كل ماأعرفه أنك يجب أن تكون جيد مع الناس 310 00: 17: 41,618

Tek bildiğim, sen kendini bulmaya çalışırken içine dönmeye çalışırken ben burada aileni bir arada tutmak için kıçımı yırttım.
جلّ ما أعرفه أنّني كنت أعمل من أجل الإبقاء على إلتحام عائلتك، بينما أنت كنت تبحثين عن نفسك بالسعي للرؤية.

Tek bildiğim, iki gün önce buraya gelip sana Hewitt'in tehlikeli olduğunu söylediğim.
كل الذى اعرفه انه من يومين مضوا انا حضرت وقلت لك

Onun hakkında Tek bildiğim bu olduğuna göre sütü daha sert sağmalıyım.
وباعتبار أن ذلك هو الشيئ الوحيد الذي أعرفه هعنها سأستغل ذلك بشدّة

Tek bildiğim, küçük kızın öldüğü ve annesinin hayatının altüst olduğuydu.
كل ما عرفته هو أن تلك الفتاة الصغيرة كانت ميتة و أن حياة أمها قد تحطمت

Tek bildiğim bu davayı çözmem gerek.
أنا فقط أعرف بأنّني أحتاج لحلّ هذا. وأنا أقدّر مساعدتك.

Tek bildiğim, Çok iyi hissedeceğim bu gece kendimi
"أعرف فقط أنّي أشعر بشعور رائع" "الليلة"