Bu örneksemede kırmızı toplar Einstein'ın ışık kuantumlarını temsil ediyor. | Open Subtitles | في هذا التشبيه، هذه الكرات الحمراء تمثل كمات الضوء لاينشتاين. |
Belki yalnızca mavi toplar ses çıkarıyor. | TED | وربما أن الصوت يصدر فقط من الكرات الزرقاء. |
Beklediğiniz gibi atomlar güven verici bir şekilde katı yuvarlak toplar halinde. | Open Subtitles | هذه الذرات تبدو كما تتوقعه بشكل مطمئن كرات مصمتة من مادة ما |
Çoğunluğun sarı toplar olduğu kutudan art arda üç mavi topu [muhtemelen] çekemezsiniz. | TED | من المرجح أن لا تسحبوا بشكل عشوائي 3 كرات زرقاء على التوالي من الصندوق أغلب كراته صفراء. |
toplar, o zamana dek yok edilmezse, Ege'nin dibinde altı gemi daha olur. | Open Subtitles | واذا لم يتم تدمير تلك المدافع فسوف يكون هناك ستة سفن راقديين ببحر ايجه |
Ulusal Taşımacılık Güvenlik Kurulu ekibi, toksikoloji raporu için tüm uçuş ekibinden kan, saç ve deri örnekleri de toplar. | Open Subtitles | فريق الهيئة أيضا يجمع دم و شعر و عينات جلد من كافة طاقم الطيران و يقوم بعمل تحليل السميات حسنا |
Tanklar sağ tarafımızda. 88 mm toplar sol tarafımızda. | Open Subtitles | الدبابات على يميننا و مدافع الـ 88 مم على يسارنا |
Şimdiki bölüm alan ve ritmi anlamanın gerçekten bir yolunu gösterecek, ayaklara gönderme yaparak tabi, ancak aynı zamanda -- ayaklar nerdeydi, toplar nerdeydi. | TED | لذلك الجزء الاخر هو بعيد جداً عن فهم الفراغ والايقاع مع الاشارة الواضحة الى القدمين انه التوقيت , اين تكون القدمين واين تكون الكرات |
Golf toplarını toplar ve mayonun içine atarsın, sonra işin bittiğinde yüzlerce topun olur. | TED | كنت اخرجها بقدمي وارميها الى حقيبة بقربي وعندما انتهي من التجميع يكون لدي مئتين من الكرات الصغيرة |
toplar herkese göre farklı yuvarlanır. Sana demiştim. | Open Subtitles | حسنا ، الكرات تتدحرج بشكل غريب للجميع لقد أخبرتك بذلك من قبل |
Güneş sistemimizdeki gezegenler yok oluyorlar yanan toplar gibi, Zigmond, yanan toplar gibi! | Open Subtitles | كواكب مجموعتنا الشمسيه تحترق مثل الكرات المشتعله زيكماند كرات مشتعله |
Güneş sistemimizdeki gezegenler yok oluyorlar yanan toplar gibi, Zigmond, yanan toplar gibi! | Open Subtitles | كواكب مجموعتنا الشمسيه تحترق ككرات مشتعله، زيكماند، كرات مشتعله |
Sonra içki dolu toplar, yer altı boruları boyunca yol alarak yakındaki gizli bir bara ulaşıyordu. | Open Subtitles | ثم تمرّ كرات البولنغ الممتلئة بالخمر عبر شبكة أنابيب أرضية، تصل أخيراً إلى حانة غير شرعية قريبة. |
Tepenin ardındaki sığınaklardaki büyük toplar havadan görünmüyor. | Open Subtitles | المدافع الكبيرة في دشم خلف المنحدر و لا يمكن رؤيتها من الجو |
toplar bizi çağırıyor. Top seslerine gitmeliyiz. | Open Subtitles | بالله يا سيدى ، المدافع تدعونا للزحف على هديرها |
O yüzden büyük toplar karaya değil denize çevriliydi. | Open Subtitles | بالطبع كانت جميع المدافع الضخمه فى القلاع موجهه صوب البحر و ليس البر |
Diğer üyelerin hepsinden daha fazla para toplar. Elbette, bunun sebebi tüm farklılığı yaratan doğru komitede olması. | Open Subtitles | يجمع أموالاً أكثر من أي عضو آخر لكنه بالطبع في اللجنة المناسبة |
Böylece hızlandırmak için herşeyi yaparsın. Bazıları pul toplar. Bazıları da kibritten ev yaparlar. | Open Subtitles | لذلك نفعل أى شئ ليمر الوقت بسرعة هناك من يجمع الطوابع |
Elimizdekilerden daha güçlü toplar dökmeye ikna edin artık onu. | Open Subtitles | جٍد وسيلة لأقناعه بأن يصنع مدافع أقوى مما تلك التى نمتلكها. |
Sonra toplar ateşlenmeye başlar. | Open Subtitles | ثمّ فجأة، يسود صمت أعلى من نار المدفع |
Sormaktan nefret ediyorum ama yarın yine faturaları toplar mısın? | Open Subtitles | أكره أن أسال، لكن أيمكنك أن تجمع الفواتير مرة أًخرى؟ |
Her gün güzel çiçekler toplar ve onları onun için odasına koyardım ve o da bana dünyada verilebilecek en güzel hediyeyi verdi. | Open Subtitles | كل يوم أجمع الزهور وأضعهم في غرفتها من أجلها وهي أعطتني أجمل هدية |
Bu yüzden biz de bir grup araştırmacı ile Güneş Sistemi'nin farklı yerlerinden gelen bu verileri toplar ve analiz ederiz. | TED | ولذا أقوم أنا ومجموعة من الباحثين بجمع وتحليل تلك البيانات القادمة من مواقع مختلفة في النظام الشمسي. |
Tepende yırtınan ağır toplar var makineli tüfek ateşi var, bağırırsın! | Open Subtitles | المدفعية تقصف فوق رأسك وصوت الرشاشات يصم الآذان، لذا تصرخ بكلامك |
toplar elden teslim alınır ve loto komisyonu tarafından mühürlenmiş bir çantada gelir. | Open Subtitles | يتمّ تسليم الكُرات باليد ويُغلق عليها في حقائب مُغلقة من قبل لجنة اليانصيب. |
Bazıları kelebek toplar, bazıları da pul. Benim hobim ise spor karşılaşmaları. | Open Subtitles | بعض الرجال يجمعون الفراشات ، والبعض الطوابع ولكن هوايتي كانت دوماً الأحداث الرياضية |
Sonra da çantanı toplar New York'a gidersin. | Open Subtitles | وبعد ذلك فقط تحزم الحقائب وتغادر وتذهب الى نيو يورك ؟ |
Silah toplar, kaçış aracı çalar ve hedefini izler. | Open Subtitles | تجميع الأسلحة سرقة سيارة مهربة مراقبة هدفه |
Güneş yiyecekleri büyütür, karıncalar yiyecekleri toplar, çekirgeler yiyecekleri yer... | Open Subtitles | الشمس تساعد في نمو الطعام والنمل يحصد هذا الطعام -والدبابير تأكل هذا الطعام |