ويكيبيديا

    "toz" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الغبار
        
    • غبار
        
    • المسحوق
        
    • التراب
        
    • البودرة
        
    • بودرة
        
    • تراب
        
    • الطيف
        
    • الأتربة
        
    • للغبار
        
    • بالغبار
        
    • الترابية
        
    • غباراً
        
    • الذرة
        
    • نخرج من
        
    Ben bir generalim. Bak ödeneğime bak, sadece biraz toz. Open Subtitles أنا جنرالا أنظر أنظر ها هو أجرى قليل من الغبار
    Ne yapacağını biliyorsun sanırım, baba. toz ve kir arayacaksın. Open Subtitles أظنك تعرف ما ستفعل بها إبحث عن الغبار و القاذورات
    Pislik içinde yaşamaktan hiçbir yere çıkmayan yollardan ve üstümdeki toz topraktan... Open Subtitles وسئمت من هذا التراب وأميال تؤدى للا شىء وطبقات الغبار على جلدى
    Ama sonra, hiç kimse ile vuruldu bu da çok önce rüya toz. Open Subtitles و لكن ، لا أحد ضرب بهذا القدر من غبار الحلم من قبل
    Bu kahverengi toz, içeceklere karıştırılabiliyor, merhem hâline getirilebiliyor veya doğrudan yenilebiliyordu. TED هذا المسحوق البني يمكن مزجه بالمشروبات وتحويله لمراهم أو تناوله مباشرةً.
    Pençe 2'den Operatöre. Nükleer toz bulutu hedefin güneydoğusundaki köyü kapladı. Open Subtitles من 2 إلى القاعدة, الغبار النووي يغطي الجنوب الغربي لمنطقة الهدف
    - O azıcık havada baya da bir toz olmalı. Open Subtitles لابد أن الغبار كان يشوب الهواء رغم ندرة الهواء أجل
    Eğer kendimizi beni 3 gün boyunca boyunluk takmak zorunda bırakan etrafı toz bulutuyla kaplı bilmediğimiz bir göbekte bulduğumuz zamanı kast ediyorsan hayır. Open Subtitles إذا كنت في اشارة الى الحادث حيث انتهى على دوار جديد محاطة بسحابة من الغبار و الذي وضعني في دعامة للعنق لمدة ثلاثة أيام.
    Bu ısı ve toz içerisinde 1,100 metre yerin altında. Open Subtitles ‫ألف ومائة متر تحت الارض ‫في هذه الحرارة وهذا الغبار
    Atom bu katedral büyüklüğünde olsaydı çekirdek bu toz zerreciğinin büyüklüğünde olurdu. Open Subtitles إن كانت الذرة بحجم هذه الكاتدرائية ستكون نواتها بحجم هباءة من الغبار
    Sense mecalsiz olmakla birlikte toz topraktan ve hurafelerden besleniyorsun. Open Subtitles بينما أنت، صرت مصاب بفقر الدم تتغذى على الغبار والخرافات
    siyah kauçuk kullanmanın başka bir faydası yüzeyinde toz doğal olarak toplanıyor ve böylece zeminde kamufle oluyor. TED الآن، الفائدة الأخرى من استخدام المطاط الأسود هو أن الغبار بطبيعته يتراكم على السطح، وبالتالي يتم تمويه الأرضية.
    Küllerin içinde yanmış odun parçaları, toz ve çakıl çıktı. Open Subtitles الوعاء إحتوى على قطع خشبية محروقة صلب, غبار و حصى
    Beyaz bir tulum, şapka ve toz maskesiyle orada olmamı istediler. Open Subtitles قالوا اللقاء سيكون هناك مع ارتداء معاطف بيضاء، قبعة، وأقنعة غبار
    - Ama bir süre sonra, bütün herşey, toz, kir, pislik, üzerlerine yapışmıştır. Open Subtitles وبعد ذلك بفترة وجيزة، كلّ الأشياء حولهم، تتحول إلى غبار وأشياء أخرى. لتغطّيتهم
    Tek bir papağan balığı her yıl 380 kilogramdan fazla bu toz hâline getirilmiş mercandan üretebilir. TED يمكن لسمكة الببغاء الواحدة أن تنتج 380 كيلوغراماً من هذا المسحوق المرجاني في كُلّ عام.
    Pencerenin dışında sadece fırtınanın topladığı toz sürüleri olmasına rağmen Open Subtitles بينما لا يبدو خارج النافذة سوى عصف التراب العاصفة تتشكل
    Elinde sadece kardeşimin şoförlüğünü yapan muhbir ile bir miktar toz var. Open Subtitles لديك هذا الواشي السائق الذي كان يعمل لأخي لديك القليل من البودرة
    Güneşte kurutulup toz haline getirilmiş Brezilya deniz kırkayağının siyah eti. Open Subtitles بودرة اللحم الأسود المجفف من أم الأربعة و الأربعين البرازيلية العملاقة
    Hemen ayağımın altındalardı: Çamur, toprak, toz, kil, adına ne derseniz... TED لقد كانت تحت قدمي: وحل أو تراب أو طين سمها ما تريد
    Başka bir dünyadan gelen toz bu insanın içine iblisinden geçerek giriyor. Open Subtitles الطيف يخترق هذا الرجل من خلال قرينه من مدينة في عالم آخر.
    Çünkü belli bir süreliğine fazladan ses ve toz olacak. Open Subtitles أعني أنه سيكون هناك بعض الإزعاج و الأتربة لفترة معينة
    Sen şu kuleye çık. toz görür görmez çanı çalacaksın. Open Subtitles أريدك أعلى ذلك البرج أول علامة للغبار ، تدق الجرس
    İçimin toz ve örümcek ağıyla dolu olduğunu mu söylüyorsun? Open Subtitles هل تقول أن داخلي مملوء بالغبار و خيوط العنكبوت ؟
    Ancak Mars'taki toz fırtınaları etkileyici derecede küçük bir ölçekte olabilir. Open Subtitles لكن العواصف الترابية على المريخ قد تكون مدهشة على نطاق أصغر
    Pencereden dışarı bakıyordum, camın köşesinde toz gördüm bu beni deli etti Open Subtitles لقد كنت أطالع خارج النافذة ولاحظتُ غباراً في زواياها وهذا يقودني للجنون
    Bence bu adam bizi doldurup rafına koymadan önce toz olup gidelim. Open Subtitles أري أن نخرج من هنا قبل أن يحشرنا بابا نويل جميعا في المدخنة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد