Bu bir tuzak ise yanı sıra, sizi geri küre yardım etmemi gerekebilir. | Open Subtitles | بالإضافة ، أنه لو كان هذا فخ ، فستحتاجون إلي لأساعدكم في الإنتقال |
Basit bir tuzak olacağını sanmıyorum, en azından onu gözaltında tuttuğumuz sürece. | Open Subtitles | لا أعقد أنه سيكون هناك فخ بهذه البساطه ,ليس وهو محتجز لدينا |
Ve herşeyden önemlisi, biri olur da mühürü kırarsa diye tuzak kurmuşlar. | Open Subtitles | وقد وضعوا فوق كل هذا فخاً يعمل بمجرد أن ينزع أحدٌ الحاجز |
Avcıların hayvan yakalamak için kullandıkları bir tuzak olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعت انه الفخ الذي يستخدمه الصيّادون من اجل الامساك بالحيوانات |
Eğer birine tuzak kuracaksan, ve işe yaramasını istiyorsan... bu süpriz olmalı. | Open Subtitles | إن كنت تود نصب كمين لأحد في العمل، يجب أن تكون مُفاجأة. |
En iyi ihtimalle, değersiz bir bilgi, en kötü ihtimalle tuzak. | Open Subtitles | في أحسن الأحوال، هو نهاية مسدودة. في أسوأ الأحوال، هو فخّ. |
Kablolardan biri aktif diğer ikisi tuzak! Eğer yanlış kabloyu çekersen... | Open Subtitles | واحد من الارشادات حار والاخراء تقودك الي فخ تسحب الدليل الخطي |
- Bu bir tuzak olmalı. - Beni yalnız bırakın. | Open Subtitles | انه فخ لك, انت تعلم ذلك لن ادعها تموت بمفردها |
onu içeri alıp, öyle bakalım Kralım bu bir tuzak olabilir. | Open Subtitles | يجب أن نضعه في المدينة ونتولى أمره قد يكون فخ مولاي |
Henry bir tuzak kurdu diye endişeleniyordum... - ...ama bu riski almak zorundaydım. | Open Subtitles | كُنتُ قلقة من أن هنري يعُدُ فخ ، لكن كان عليّ أن أجازف. |
Babanın kurduğu bir tuzak sayesinde. Burada işim biter bitmez, cevabını verecek. | Open Subtitles | فخ صنعه لنا والدكِ، وسيتم محاسبته بمجرد أن أنتهي من اجتماعنا هنا. |
Öyle bir şey söyle ki bunun tuzak olmadığını anlayayım. | Open Subtitles | ما اسمُك؟ أخبرني شيئاً يجعلني أُصدقُ أن هذا ليس فخاً |
Kendi zayıflığını tasvir etmeden bir tuzak hazırlamak mümkün değildir. | Open Subtitles | يستحيل أن تصمم فخاً دون أن تعكس شيئاً من ضعفك |
Bizi her zaman ağına düşüren açıklanmak zorunda bırakan tuzak bu. | Open Subtitles | هذا هو الفخ الذي طالما فرّج روحنا، نحنُ بحاجة إلى تفسير. |
Eğer birine tuzak kuracaksan, ve işe yaramasını istiyorsan... bu süpriz olmalı. | Open Subtitles | إن كنت تود نصب كمين لأحد في العمل، يجب أن تكون مُفاجأة. |
tuzak olduğunu biliyordum. Bu Anneler Günü'nden çok daha kötü. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه فخّ هذا أسوء بكثير من عيد الأم |
Ya bu bir tuzak ya da görmemizi istediği bir şey var. | Open Subtitles | حسنا,إذن هذه مكيدة من نوع ما أو أنه يريدنا ان نرى شيئا |
Durun, durun. Bize sadece bisikletlilerin babama nasıl tuzak kurduğunu anlat. | Open Subtitles | اسمع يا صاحبي فقط أخبرنا كيف أوقع أولئك المسلحين بأبي، حسنا؟ |
Ben her zaman her şeyin bir tuzak olduğunu düşünürüm, | Open Subtitles | دائما ما أعتقد أن كل شئ يمكن أن يكون فخا |
Hâlâ masum olduğunda ve kendisine tuzak kurulduğunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | لا تزال مصرّة على أنّها بريئة، وأنّه تمّ الإيقاع بها |
- Olmaz. Anladım. Bana tuzak kurdun. | Open Subtitles | نعم ، ستكون بخير ، فهمت الآن لقد أوقعت بي |
Hayır. Canımızı sıkmak için yapıyor. Geri dönmen için bir tuzak. | Open Subtitles | لا، إنه يفعل ذلك ليضايقنا إنها خدعة لتعودي |
Biz ona tuzak kurduğumuzu sanıyorduk ama o bize tuzak kurmuş. | Open Subtitles | اعتقدنا أننا وضعنا مصيدة له، ولكن هو من وضع مصيدة لنا |
Pekala, bu kasabadan çıkalım, şu insanlar etrafda olmadan düzgün bir tuzak kuralım. | Open Subtitles | لنرحل من هذه البلدة ونعد فخًا ملائمًا، بعيدًا عن هؤلاء الناس |
Bekle. Anlamanın bir yolu var. Bir tuzak kuracağız. | Open Subtitles | مهلاً، ثمة طريقة لإكتشاف الحقيقة، ننصب فخّاً |
Böyle bir tuzak kullanmaya hakkınız yok. Gereksiz derece gaddarca. | Open Subtitles | ليس هناك ما يدعوك لإستخدام هذا النوع من الفخاخ ، إنه قاس بلا داع |