ويكيبيديا

    "umudum" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أملي
        
    • أمل
        
    • الأمل
        
    • أملى
        
    • املي
        
    • آمال
        
    • أتمناه
        
    • آملةً
        
    • بالأمل
        
    • تطلّعات
        
    • آمالي
        
    • أمليّ
        
    Scully'nin tedavisinin bu duvarların içinde bir yerlerde olma olasılığı tek umudum. Open Subtitles إحتمال وجود علاج لسكالي بمكان ما داخل هذه الجدران.. هو أملي الوحيد.
    Tek umudum sadece bunu bir gün tekrar geri ödemek. Open Subtitles أملي الوحيد، هو أن يأتي يوم ما أستطيع رد الدين
    Ama bu umut pek gerçekçi değil. O yüzden ikinci bir umudum var. TED إلا أن هذا الأمل غير واقعي بعض الشئ، ولذا لدي أمل ثانٍ احتياطي.
    Eğer dünyayı daha iyi yapma umudum varsa değer ve renk yüzünden anlaşıldığım bu iki şekli de sevmeliyim ve geliştirmeliyim. TED إذا كان لدي أي أمل لجعل العالم أفضل، عليّ أن أحب وأعزز كلا الطريقتين اللتين فهمتهما، وهنا تكمن القيمة وتدرج اللون.
    Dünyaya dair bütün umudum diyor ki, bu proje eğitimimizi değiştirecek. TED ولدي كل الأمل في العالم أن هذا المشروع سوف يغير تعليمنا.
    Ve şimdi tek umudum, kaybolan zamanı telafi etmek ve torunlarıma duymuş oldukları kadar kötü biri olmadığımı göstermek. Open Subtitles و أملى الوحيد هو أن أعوض الوقت المفقود و أظهر لأحفادى أننى لست الشرير الذى قد سمعوا عنه
    En büyük umudum kömür madeninde büyük bir kaza olması. Open Subtitles .. أملي الأخير هو أن يحدث انهيار في منجم الفحم
    umudum burada beyinin ve omuriliğin esnekliğini arttırabilmek için kişiye özel şartlar yaratabilmek. TED أملي هنا هو أن نكون قادرين على إنتاج الحالة الشخصية لندعـم مطاوعة ومرونة الدماغ والنخاع الشوكي.
    Benim geleceğe dair umudum için, okyanusla birlikte ne kadar saygılı yaşacağımızı gözler önüne seren böyle fotoğraflar çekmek için daha da çok araştırmalıyım. TED أملي أنني في المستقبل، سأبحث أكثر فأكثر للقيام بصور كهذه، وخلق صور تُظهر تعايشنا المحترم مع المحيط.
    umudum, minnettarlığı aksiyon almak için bir kıvılcım olarak kullanmamız. TED وهي تحديدًا أملي في أن نجعل الامتنان شرارة للعمل.
    umudum, düşüncelerini ve fikirlerini ifade etmelerine yardımcı olmak. TED أملي هو أن أكون قادرًا على مساعدتهم للتعبيرعن أفكارهم وآرائهم.
    umudum, bu şekilde oyun oynayarak, oyunlar yaparak bana katılabilmeniz. TED وهذا أملي بأن تنضمو إلي في صنع ولعب مثل هذه الألعاب.
    Fakat bu hastalığı tedavi edeceğimize dair çok büyük bir umudum var. TED ولكن لدي أمل كبير أننا سنقضي على هذا المرض.
    Fakat mutluydum. Zekiydim, arkadaşlarım vardı ve hepsinden önemlisi, daha iyi bir geleceğe dair umudum vardı. TED ولكنني كنت سعيدة، كنت ذكية، وحظيت بكثير من الأصدقاء وفوق هذا كله، كان لدي أمل أن أحظى بمستقبل مشرق.
    İşte iyi tarafı. Her şeye rağmen hâlâ umudum var. TED إليكم الجانب الجيد: على الرغم من كل ذلك، لا زال لدي أمل.
    Kozmetik alınyazımın bulma umudum... en büyük korkumla yüzleşmem demekti. Open Subtitles لو كان لدي أي أمل لأجد قدري, عليّ أن أواجه أكبر مخاوفي.
    Bu akşam bu ameliyatı yapabilseydim, tedavi için bir umudum olurdu. Open Subtitles لو كان بمقدوري القيام بالعملية الليلة لكان هنالك أمل في العلاج ,لكن الآن
    İkinci umudum şu ki sağlık problemlerimiz ortaya çıktığında bunları tedavi edebilecek iyi ilaçlara sahip olacağız. TED الأمل الاحتياطي الثاني هو أن تتوفر الأدوية الجيدة، على قدر ما لدينا من مشاكل صحية، لتتولى أمرها
    Sen doğduğunda benim umudum,hayalim, sendin,benim en büyük oğlum, bir göt lalesi olmak için büyümüş. Open Subtitles أتعلم عندما وُلدت أملى ، حلمى كان أنت ، إبنى الأكبر بأن يكبر ويُصبح أحمق
    umudum, sevgi ve ailenizin desteğiyle bunu başarabileceği yönünde. Open Subtitles املي بأن يستطيع العيش في ظروف الحب ودعم العائلة
    Ama bunun zamanla değişeceğine umudum var. Open Subtitles ولكن لدي آمال أنه سيغير بعضا مما فيه مع الوقت
    Tüm umudum sen ve hükümetteki arkadaşlarının ayinleri de Flamanca yapmak gibi bir niyetiniz olmaması yönünde, Paul. Open Subtitles كل ما أتمناه لك ولآصدقائك من الحكومة ... أن تستطيعوا الاحتفال بالنصر رغم الفوضى التى سببتها الفلمنكيين
    Ben pes etmedim, Stefan. Hâlâ umudum var. Open Subtitles -لم أيأس يا (ستيفان)، لازلتُ آملةً
    İşin doğrusu kurtulacağıma dair hiç umudum yoktu. Ama ben bu düşünceye tutundum. Open Subtitles كان طبيعيًّا ألّا أتحلّى بأمل للخروج أبدًا، لكنّي تشبثت بالأمل.
    Bizim için umudum vardı. Open Subtitles " - كانت لدي تطلّعات بشأن علاقتنا " - مكنلتي
    Eşimle iki küçük çocuğumuz var ve bir biyomühendis olarak bir umudum hayatı onlar için bizimkinden daha güzel bir hâle getirmek. TED أوتعلمون؟ أنا وزوجتي لدينا طفلين، وأحد آمالي كمهندس حيوي هو أن أصنع لهم حياة افضل من الحياة الحالية التي نعيشها نحن.
    Tek umudum orası. Open Subtitles إنها أمليّ الوحيد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد