Sağdaki artan grafik ise bir grup Avrupa şehrinde ölçülen yürüyüş hızı. | TED | وعلى اليمين سرعة المشي في عدة من المدن الأوربية تظهر تلك الزيادة |
Eğer kedinin omuriliğini uyarırsanız, yürüyüş, tırıs ve koşma arasında geçiş yapabilirsiniz. | TED | إذا قمت بتحفيز النخاع الشوكي لقطّ، يمكن التغيير بين المشي والهرولة والركض. |
Sadece bir yürüyüş için çok uzun bir yol bence. | Open Subtitles | إنها فقط تبدو طريقاً طويلا للغاية لتقطعه من أجل نزهة |
Biraz hava alsan iyi olur. Seine tarafında biraz yürüyüş yap. | Open Subtitles | أعتقد أنك بحاجة لبعض الهواء خذ جولة مشي على نهر السين |
Bana bunun barışçıl bir yürüyüş olduğunu söylemeyi bırak. Ondan daha beter. | Open Subtitles | توقفي عن قول ان هذه مسيرة مسالمة لانها اسوأ من ذلك |
Selma'dan Montgomery'e bütün bir yürüyüş organize etti. | TED | قامت بتنسيق المسيرة بأكملها من سيلما إلى مونتغومري، |
Ama entellektüel ve bilimsel yönden ilginç olmasının yanında, bu yaptığım diğer şeylerden çok daha farklı da, çünkü kötü yerlerde yürüyüş yapmak zorunda kalıyorum. | TED | لكن، بجانب أنها فكرياً وعلمياً مثيرة، فهي أيضاً مختلفة جداً عن أعمالي الأخري؛ لأنه يتسنى لك التنزه قي الأراضي الوعرة. |
Botlarım güzeldi, onları seviyordum, fakat yedi haftalık yürüyüş sonrasında bitmişlerdi. | TED | كان حذاءً جميلًا، لقد أحببتُ هذا الحذاء، ولكنه أنهى مهمته بعد سبعة أسابيع من السير. |
Bu insanlar doğdukları yerden bir günlük yürüyüş mesafesinden uzağa hiç gitmediler. | Open Subtitles | هؤولاء القوم لم يبعدوا قط مسافة المشي لمدة يوم عن مسقط رؤوسهم |
Geçen sene bile,Afrika'nın en yüksek dağı olan Klimanjaro dağlarında yürüyüş yaparken buldum. | TED | وفي السنة الماضية ,انتهيت الى المشي لمسافات طويلة على جبل كاليمنجارو اعلى جبل في افريقيا. |
Şimdi ise yaptığım yüzlerce yürüyüş görüşmesinden sonra Birkaç şey öğrendim. | TED | حتى الآن، بعد مئات من هذا المشي الى الاجتماعات، لقد تعلمت بعض الاشياء. |
Ocak'ta 3.200 mil (5.150 km) yerine New Jampshire boyunca 185 millik (300 kmlik) bir yürüyüş nasıl olurdu ? | TED | بعض الشئ؟ ماذا عن المشي ليس 3200 ميلا ولكن 185 ميلا عبر نيوهامبشير في يناير؟ |
Rahat yürüyüş, tüm hayvanların görüşünün açık kalması ve barınma ihtiyacı duyması ile alakalıdır. | TED | إذًا سريعًا، المشي المريح يشابه حقيقة أن جميع الحيوانات تود معرفة احتمالات مهاجمتها وحماية نفسها. |
Özellikle, bilemiyorum... yürüyüş için... | Open Subtitles | وخصوصاً لا أعرف عندما يذهب المرء في نزهة |
Parkta el ele tutuşarak yürüyüş yaparız. | Open Subtitles | بامكاننا الذهاب في نزهة الى الحديقة و أيدينا متشابكة |
Himalayalar yürüyüş ayakkabıları için dandik bir hikaye buldun mu? | Open Subtitles | إذاً ألم تختلقي قصّة غبيّة فيما يتعلّق بحذاء مشي جبال الهيمالايا بعد؟ |
Lisedeyken, yeterlilik sınavına karşı ayaklanma başlatıp, yürüyüş organize ettirmiştim. | Open Subtitles | في الثانوية نظمت مسيرة إحتجاج على الإختبارات القياسية |
LA: Ben de Caitlin'a aslında yürüyüş hakkında, ona katılmadan haftalar önce konuşmaya başladığımızı anlattım. | TED | لورين: وقلت لـكيتلين إننا بدأنا في الحديث عن المسيرة قبل أسابيع من مشاركتنا فيها. |
Çok tatlısınız ama biz bütün gün yürüyüş yapmayı planladık. | Open Subtitles | هذا لطف منك ، ولكننا خططنا ليوم طويل من التنزه سيراً على الأقدام |
Hafif yürüyüş malzemeli, ama palaskalı. | Open Subtitles | معدات السير الخفيفة لكن مع حزام الكتف الكامل |
Biraz yürüyüş ve mideme girecek biraz yemek fena olmaz. | Open Subtitles | أظنني سأستفيد من تمشية و من بعض الطّعام في جهازي |
Ben bunu görmeyi hiç istemedim. Kazayı duyduğum sırada yürüyüş yapıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت امشي في طريقي فحسب عند سمعت التحطم |
Ne? Sevgilim, önce bilardo, şimdi de yürüyüş. | Open Subtitles | حبيبتى ، فى البداية كان البلياردو ، الآن ، التمشية |
yürüyüş yapsan iyi olur. Baleye pek yatkın gibi değilsin. | Open Subtitles | ربما عليك فقط أن مشية الباليه لا تبدو إحدى مهاراتك |
- Evet, çünkü transhuman takımımızın beşinci caddedeki St. Paddy geçit töreninde yürüyüş yaparken için bayrağa ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | أجل .. لأننا سنحتاج إلى الراية عندما تمشي فرقتنا المتحوّرة مستعرضة في الشارع الخامس في الإحتفال بيوم قِشر الأرز المقدّس |
Sadece biraz yürüyüş yapmak istedim. Yürüyüşe mi? | Open Subtitles | سنذهب لنتناول الغداء لكن لعلنا نتمشى قليلاً |
Ailenizle öğle yemeği yediğiniz piknik masası, partnerinizle yaptığınız romantik yürüyüş için pek uygun olmayabilir veya iş arkadaşınızla yapacağınız iş konuşması için. | TED | لذلك قد لا تكون طاولة النزهة حيث تتناول الغداء مع عائلتك مناسبة للمشي الرومانسي مع شريك أو الحديث مع بعض الزملاء في العمل. |
Mankenlerin yaptığı ahmak yürüyüş şekline ne demeli? | Open Subtitles | ما تلك المشية البلهاء التي يمشين بها العارضات؟ |