ويكيبيديا

    "yılanlar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الأفاعي
        
    • ثعابين
        
    • أفاعي
        
    • ثعبان
        
    • الافاعي
        
    • والثعابين
        
    • الأفعى
        
    • أفعى
        
    • افاعي
        
    • ثُعبان
        
    • أفاعٍ
        
    • الأفاعى
        
    • الثعبان
        
    • والأفاعي
        
    • فايبر
        
    Çok şaşırdı çünkü çıngıraklı yılanlar kışın kış uykusuna yatarlar. Open Subtitles خصوصا لأن هذه الأفاعي الجرسية مل إلى السبت في الشتاء.
    Güneş kayaları ısıttıkça yılanlar çalılık ve ağaçlara tırmanmaya başlarlar. Open Subtitles بينما تدفي الشمس بيتهم الصخري الأفاعي تتسلّق إلى الغابات والأشجار
    Kurbağalar böcekleri yer; yılanlar kurbağaları yer; kartallar yılanları yer. TED الحشرات تؤكل من طرف الضفادع؛ الضفادع تؤكل من طرف الأفاعي؛ الأفاعي تؤكل من طرف الصقور.
    Daha sonra kulübede yılanlar ve gölde timsahlar çıkacak. Open Subtitles بعد ذلك ستخبرنا بوجود ثعابين سامة فى مرحاض المنزل وتماسيح بالبحيرة.
    Burada kim bilir ne şeytanlar ve yılanlar yaşıyordur. Open Subtitles لا تَستطيعُ ان تخبرُ ما الذي يحيا هنا شياطين أم أفاعي.
    Sıralama mikroplar, iğneler, süt, ölüm, yılanlar, mantarlar, yükseklik, kalabalık, asansörler... Open Subtitles الجراثيم، إبر، حليب، موت ثعبان ، فطر المرتفعات، زحام ، مصاعد
    Çıngıraklı yılanlar ve diğer engerekler, kandaki zehirli bileşenleri bağlayan ve etkisiz hale getiren özel proteinler üretir. TED تُصنّع الأفاعي الجرسية وأنواع أخرى من الأفاعي السامة بروتينات خاصة ترتبط مع المكونات السمية في الدم وتبطل مفعولها.
    Şimdi de yılanlar ortaya çıkmasın diye yılan kutusunun üzerinde oturuyor. Open Subtitles الآن، هي تجلس على صندوق الأفاعي لذا هم لا يحصلون على وحيدين.
    yılanlar çok sıcakkanlıdır, özellikle de dişi olanlar. Hepsi birlikte hareket eder.. Open Subtitles الثعابين تتصف بالحنان لاسيما الأفاعي إنهم دائماً ما يتحركون معاً
    Kutsal Topraklar'da on yıl sinekler ve yılanlar tarafından ısırıldık vahşilerce katledildik, bozuk şarapla zehirlendik kadınlar tarafından küçük düşürüldük, ateşler içinde kıvrandık ve bunların hepsini Tanrı'nın haşmeti adına yaptık. Open Subtitles عشرة سنوات في الأرض المقدسة أُصاب بعض الأفاعي والذباب اذبح من قبل الهمج واسمم بالنبيذ السيئ
    yılanlar saldırıda bulunmayacak şekilde programlandılar. Open Subtitles الأفاعي مبرمجة على أن لا تعض أثناء الهجوم
    Bu yılanlar zehirli. Doğuştan katil. Open Subtitles القاتلة، القاتلة، هذه الأفاعي أبناء القتلة
    Basın bülteni esnasında kürsü yılanlar içindeydi. Open Subtitles كان يوجد ثعابين علي المنظدة بينما كنت بالمؤتمر الصحفي
    Boş ver. Kötü adamlar. - Onların kafalarındaki yılanlar... Open Subtitles لا يهم , الأشرار , تقول انه لديهم ثعابين فى رؤوسهم ؟
    Bu ağzına s...tığımın uçağında yılanlar var! Open Subtitles أن هناك أفاعي لعينة على هذه الطائرة اللعينة
    Hayır, sadece iğneler değildi orada aslanlar var ve ve ve yılanlar ve akrepler. Open Subtitles لا, لم تكون الابر وحدها لانه عندما اصل الي هناك لديهم اسود و كذاك أفاعي وعقارب
    Demek bu bir kara mamba. Dünyada ölümcül yılanlar içinde birinci sırada. Open Subtitles اذا هذه المامبا السوداء أول ثعبان قاتل في العالم كله
    Sorun şu ki öldüğü halde yılanlar hala iş başında. Open Subtitles المشكلة هي أنّ الافاعي ما تزال حيّة، بينما هو ميّتٌ.
    Temiz ve alışılmamış bir aile gösterisi. yılanlar ve doğuştan tırmanıcılar. Open Subtitles إنه عرض عائلي ونظيف والثعابين تجيد القفز بطبيعتها
    Şimdi, muhtemelen hatırlayacağınız gibi, yılanlar ateşlediğiniz zaman siyah kül üreten küçük disklerdir. Open Subtitles كما يذكر معظمكم على الأرجح الأفعى هي هذه الأقراص الصغيرة المستديرة التي تشعلونها فتبصق أفعى صغيرة من الرماد الأسود
    Dikkat et, o çukurda yılanlar varmış. Open Subtitles انتبه لخطواتك فأنه يقول ان في هذه الفتحة افاعي
    Bahçede yılanlar var. ~ Open Subtitles هناكَ ثُعبان في الحديقة
    Çocuklar yaklaşmasın diye içeride yılanlar olduğunu söyledim. Open Subtitles أخبرتُ الأولاد بأنّ ثمّة أفاعٍ هنا لئلّا يقتربوا منها
    yılanlar ve insan doğrama konusunda bazı kurallarım var. Open Subtitles وأنا لدى قوانين بمنع الأفاعى وبتر الاعضاء
    yılanlar ve merdivenler çok talihsiz bir yular üst, ama ben bir küçük siyah kitap görmüyorum. Open Subtitles السلم و الثعبان و قميص لم يحالفه الحظ لكنني لا أرى كتاباً أسوداً صغيراً
    ...yılanlar gözlerini yerken, o da oturup onlara gülerdi. Open Subtitles بينما أنت مقيّد والأفاعي تأكل عينيك
    yılanlar sevmez, Karina. Zehirlerler. Open Subtitles عائلة " فايبر " لا يحبون " كارينا " إنهم عائلة سامة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد