Ama bazen, sen burada yanımda yatarken bile... kendimi yalnız hissediyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك أحيانا و أنت هنا نائمة بجانبي أشعر بوحدة شديدة |
sürekli yanımda olman ve sürekli yalan söylemek zorunda kalmak çekilmez olmuştu. | Open Subtitles | لقد أصبح اﻷمر لا يطاق، أن أضطر للكذب وأنتي بجانبي طول الوقت |
İşemeye çalıştım ama yanımda bir adam vardı ve çişim gelmedi. | Open Subtitles | حاولت الذهاب ولكن كان هناك رجل يقف بجانبي لهذا هربت مبتعداً |
Şey, seyahat ederken yanımda büyük miktarda nakit taşımaya alıştım. | Open Subtitles | حسنا تعودت على أن احمل معى اموال كثيرة عندما أسافر |
İyi bir arkadaşın yanımda beni koruyor olduğunu bilmek rahat uyumamı sağlıyor. | Open Subtitles | سأنام في حال أفضل فأنا أعرف أن صديقي الحميم إلى جانبي لحمايتي |
Olay şu ki son gittiğim de yanımda oturan bir adam vardı. | Open Subtitles | واليك هذا شيء , آخر مرة ذهبت كان هناك رجل يجلس بجواري |
Annene sadakatini anlıyorum ama yarın düğünümde yanımda durmayı düşünür müsün? | Open Subtitles | انا مدرك انك مخلصة لامك هلا جلستي بجانبي في الزفاف غدا؟ |
O yanımda olmadan bir sabah daha tek başıma uyanmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أستيقظ يوماً آخر دون أن أجدها ممدده بجانبي |
Vardı, ama master diplomasını alınca, ona yanımda bir ofis verdiler. | Open Subtitles | لقد كان لي لكن عندما حصل على الشهادة استلم مكتبا بجانبي |
Dünyada yanımda olmasını ona tercih edeceğim başka biri yok. | Open Subtitles | ليس هناك احد في العالم اريده ان يكون بجانبي غيره |
O aşağılık benim yanımda diye bizimle istediği her şeyi yapabildi. | Open Subtitles | ذلك اللقيط إلتصق بجانبي حتى يستطيع فعل كل ما يريده بنا |
Nathan, sizin gelip önümde durmanızı eşinizin ve çocuklarınızın da yanımda durmasını istiyorum. | Open Subtitles | ناثان أطلب منك الحضور و الوقوف أمامي و زوجتك و أطفالك الوقوف بجانبي |
Keşke yanımda kamera olsaydı. Altına etmiş gibi duruyorsun, ufaklık. | Open Subtitles | لو كان معى كاميرا لصورتك يبدو أنك تبولت فى ملابسك |
Binada yaşıyor ve insanlara yanımda olmaları iyi diyorum sonra ölüyorum ve herkes cenazeme kravatla ve eşarpla falan geliyor. | Open Subtitles | و أخبر الجميع أنه لا بأس من الاقتراب منّى و التحدّث معى و بعدها أموت ثم يأتى الجميع إلى جنازتى |
Kaba kuvveti belki, ama İsa'nın gücü de benim yanımda. | Open Subtitles | في القوةَ الوحشيَة، ربما لكن لديَ قوَة المسيح في جانبي |
Ama sen yanımda olunca dünya daha az zor görünebiliyor. | Open Subtitles | ولكن وجودك إلى جانبي يجعلني أشعر بأنّ العالم أقلّ وحشة |
Seçimi bahane ederek seni sonuna dek yanımda tutmak benim hatam. | Open Subtitles | إنّه خطئي للإبقاء عليكِ بجواري حتّى النهاية باستخدام الإنتخابات كعذر |
Ben küçükken sürekli çalışmak zorunda olduğun için yanımda olmadığını sanırdım ama büyüyünce fark ettim ki yanımda olamadığın için çalışmak zorundaydın. | Open Subtitles | أتعلم ، حين كنت صغيرا إعتقدت أن عدم تواجدك بقربي بسسب إنشغالك بالعمل طوال الوقت، و لكن لما إشتد عودي إكتشفت أنك |
Mısır'ı benim yanımda idare edecek, kocam olacak, tek adam sensin. | Open Subtitles | الرجل الوحيد فى مصر الذى يناسبنى كزوج و يحكم بجانبى |
Meksikan lokantasına gitmiştik ve sonra hesap geldi benim yanımda para vardı, onun ise sadece kredi kartı sonra bana "sen bana parayı ver ben karttan öderim" demişti. | Open Subtitles | أردنا الذهاب لتناول الطعام في مكان مكسيكي ثم جاءت الفاتورة كان بحوزتي المال نقدا وكان هو معه بطاقة الإئتمان فقط |
Senin böyle olduğunu biliyordum. yanımda durduğunu gördüğüm an bunu biliyordum. | Open Subtitles | علمت انك ستكون هكذا منذ اللحظة التى رأيتك فيها تقف بجوارى |
yanımda Dünya Boks Şampiyonasını üç kez kazanan, McGraw var. | Open Subtitles | مَعي اللّيلة بطل بطل وزن ثقيلِ، مايك ماك جرو. |
Dizüstümü her zaman yanımda taşırım; ama öyle bir dosyam yok. | Open Subtitles | أحمل حاسبي معي دائمًا أثناء العمل، لكني لا أملك هكذا ملفات |
Ben de aynen öyle yaptım. Oraya seni yanımda götürdüm. | Open Subtitles | وهذا ما فعلته تحديداً، لقد قدتك إلى هناك مباشرة برفقتي |
Sürekli yanımda dolaşırsan onu tekrar görebilirsin değil mi? | Open Subtitles | لو تكونين حولي دوماً، يمكنكِ رؤيتها مجدداً،صحيح؟ |
Benden bu kadar nefret ettiğini bilmiyordum. Benim yanımda bile duramadığını. | Open Subtitles | لم أظن أنه يكرهنى بشده ربما لم يبق كثيراً بالقرب منى |
Tabi canım, ondan bulduğun her fırsatta soluğu benim yanımda aldın. | Open Subtitles | نعم، وهذا هو السبب أنت هنا معي كل فرصة تحصل عليه؟ |