Tüm yaptığı, senin yaptıkların gibi. Belki seni sevebilirdi bile. | Open Subtitles | وكل ما فعلته هي أنها معجبة بك بل ربما تحبك |
yaptıkların o kadar acı veriyor ki her zaman siyah beyaz görmeye başladın. | Open Subtitles | ما فعلته من المؤلم تذكره أنت ترى ابيض واسود طوال الوقت كاليه دفاعيه |
Brad,Anna'nın diğer tarafa geçmemiş olmasının nedeni senin ona yaptıkların değil | Open Subtitles | براد. آنا أصبحت شبح أرضى ليس بسبب ما فعلته انت لها |
İçtimada bizim için yaptıkların müthişti. | Open Subtitles | لقد كان عظيما ما فعلتيه لنا في الاصطفاف. |
yaptıkların için ne kadar teşekkür etsem azdır. | Open Subtitles | أنا وعائلتي لا نستطيع أن نشكرك على كل ما فعلت |
Ve biliyorum ki,konu senin dükkanın da değil. Konu burada yaptıkların. | Open Subtitles | والأمر لا يتعلق بمحلكِ ، وأنتِ تعرفين ذلك إنه عما تفعلينه |
Colleen'e yaptıkların ve hayatını nasıl mahvettiğin ile ilgili ellerinde kanıtlar var. | Open Subtitles | نعم لديهم أوراق تبين كيف دمرت حياة كولين وكل شيء فعلته بها |
Son birkaç haftadır benim için yaptıkların yüzünden çok mahcubum. | Open Subtitles | إنّي مغمورة لمقدار ما فعلته لي في الأسابيع القليلة الماضية. |
Düşündüm de yaptıkların için sana bir akşam yemeği borçlu olabilirim. | Open Subtitles | أتعرفي، أعتّقد ربما أني مدين لك بعشاء على ما فعلته لي. |
Bizim için yaptıkların için ne kadar teşekkür etsek az. | Open Subtitles | لاأستطيع اِن اشكرك بما فيه الكفايه بما فعلته من اِجلنا |
Bu gece ona yaptıkların yüzünden hayatına son vermek üzereydi. | Open Subtitles | والليلة كانت مستعدة لانهاء حياتها بسبب ما فعلته بها |
Benden özür dilemeni, ya da yaptıkların için benden af dilemeni istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدك أن تعتذر لي أو تطلب أن أسامحك على شيء فعلته |
yaptıkların için sana teşekkür etme fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم تتح لي الفرصة لأشكركِ عما فعلته لأجلي هناك. |
Hayır, lütfen! yaptıkların umurumda değil! Sen onurlu, iyi bir adamsın. | Open Subtitles | كلا، رجاءً، لا يهمني ما فعلته فأنت لا تزال رجل محترم وشريف |
Düğünden önce yaptıkların herkesi şaşırtmış. | Open Subtitles | الكل كان مصدوماً بما فعلتيه في حفلة الزواج |
Bana yaptıkların sayesinde insanlık ödülü bile kazanabilirsin. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تربح أوسكار الانسانيه لما فعلتيه معى |
Lois, Clark'a yaptıkların için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | لويس، أقدّر حقا كلّ شيء فعلتيه لكلارك، و |
yaptıkların için ne kadar teşekkür etsem azdır. | Open Subtitles | أنا وعائلتي لا نستطيع أن نشكرك على كل ما فعلت |
Bence bu rol için yaptıkların akıl almaz derecede cesurca. | Open Subtitles | أعتقد أن ما تفعلينه بهذا الجزء هو شجاع بشكل مذهل |
yaptıkların ile suçludan ahlak sahibi olarak ayrılırsın ve ahlak-suç ayrımını geçersin. | Open Subtitles | اياً كان مافعلته انت تضل من سلوك المجرمين واذا تعديت حدود المجرمين |
Amerikan hükümetiyle aramızda eşsiz bir ilişkimiz var ve senin yaptıkların karmaşaya sebep oluyor. | Open Subtitles | لدينا علاقة فريدة مع الحكومة الأمريكية علاقة أدّت بها أفعالك إلى تعقيدات |
Bu kız memnuniyetsiz,onu iyileştirmek için yaptıkların düşünülürse. | Open Subtitles | هذه الفتاة لاتستحق كل مافعلت من أجلها لقد فعلت المستحيل من أجلها |
Toptoriks, oğluma yaptıkların için sana teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | فيتالستاتيكس .. أريد أن أشكرك على ما قمت به من أجل ابني |
Ve Chris, tuvalette yaptıkların seninle Tanrı arasındadır. | Open Subtitles | كريس ، ماتفعله في الحمام هو شيء بينك وبين الاله |
İster inan, ister inanma Büro için yaptıkların için minnettarım. | Open Subtitles | صدق ذلك أو لا أقدر حقا ما تقوم به للمكتب |
Bu şişeyi açıp içine gömülmek istememin sebebi senin bize yaptıkların. | Open Subtitles | سبب رغبتي لفتح هذه القنينة والإنغماس فيها هو ما فعلتِه بنا. |
197 sefer sayılı uçak ve gerçek babama yaptıkların hakkında duyduğum tüm kötü şeylere rağmen gerçek olmadıklarını, o kadar kötü olmamanı umdum. | Open Subtitles | أوتعلم؟ من بين كلّ الأمور المريعة التي ارتكبتّها لقد علمتُ بأمر الرحلة 197 وما اقترفته بحقّ أبي الحقيقيّ |
Sadece burada yaptıkların için değil, gelecekte yapacakların için de. | Open Subtitles | ليس فقط لأي غرض أنت عَمِلتَ هنا، لكن ما أنت تَذْهبُ ليَعمَلُ في المستقبلِ. |
Ancak yaptıkların bunun sadece bir kısmı, tamam mı? | Open Subtitles | لكن كل ما فعلتهُ كان جُزءاً من الأمر ، حسناً؟ |
Bu dünyada yaptıkların ne kadar da faziletli. | Open Subtitles | كم تسعدني برؤيتك وكم هو رائع ماقمت به لهذا العالم |