Ama bu can sıkıcı pub'ı yarım mil havaya uçurmaya yeterli. | Open Subtitles | ولكنها كافية لنسف هذا المكان وقذفة لبعد نصف ميل فى الهواء |
Satawal yarım mil uzunluğunda ve bir mil genişlikte. | TED | جزيرو ساتاوال .. هي بطول نصف ميل وبعرض ميل واحد |
Ve bugün, bunu madenin içerisinde görebilirsiniz yerin yarım mil altında. | TED | واليوم ، سترون هذا داخل المنجم، نصف ميل تحت الارض. |
Teknik kurulumlarının kilit bir noktası, Boston'daki çeşitli evlerde tavan arasına atılmış yarım mil uzunluğunda bir kabloydu. | TED | مفتاح التقنية الاساسي لهذه التقنية كان يكمن في سلك طوله نصف ميل, والذي أُلقي به عبر اسطح لعدة منازل في بوستن. |
Karanlık çöl yolunda yarım mil mesafedeydi. | TED | كانت المسافة علي بعد نصف ميل سيرًا على طريق الصحراء المظلم. |
Belki de hiç köşeden dönmeden yarım mil yürüyebileceğim. Düşünsene. | Open Subtitles | استطيع المشيء على نصف ميل وربما من دون وجود منعطف زاوية، تخيل |
Yaklaşık yarım mil ötede su kuyusu var. Haydi oraya gidelim. | Open Subtitles | ثمّـة بركة مـاء بالأعلى هنـاك على بُعد نصف ميل. |
Yolun yarım mil aşağısındayız. | Open Subtitles | تعرف أين نحن على بعد نصف ميل أسفل الطريق |
Olay, Camp David'in yarım mil güneyinde birkaç dakika önce gerçekleşti. | Open Subtitles | لقد وقع الحادث منذ لحظات على بعد نصف ميل جنوبى كامب ديفيد |
Böylelikle yarım mil kadar taşıyabiliriz; ama 200 değil! | Open Subtitles | يمكننا نقلها لمسافة نصف ميل بهذة الطريقة ولكن ليس ل 200 ميل |
Motorsiklette de en fazla yarım mil gidecek kadar benzin var. | Open Subtitles | فى الدراجة النارية, لدينا وقود كفاية لسحبها لمسافة نصف ميل |
yarım mil boyunca her yöne keskin nişancılar yerleştirdik. | Open Subtitles | وزرعنا قناصة كل نصف ميل فى جميع الاتجاهات |
Alkatraz San Francisco sahilinin yarım mil açığındadır. | Open Subtitles | ألكتراذ على بعد نصف ميل من شاطئ سان فرانسيسكو |
Alkadraz San Francisco sahilinin yarım mil açığındadır. | Open Subtitles | ألكتراز على بعد نصف ميل من شاطئ سان فرانسيسكو |
Keşke Combe Magna'ya gitmiş olsaydı. Yalnızca yarım mil uzakta yaşıyoruz. | Open Subtitles | لو ذهب السيد ويلوبي إلى كومبي ماجنا، لأخذنا آنسه ماريان إليه، أنها لا تبعد إلا نصف ميل من هنا |
Bu sadece yarım mil içindeki cep telefonlarını dinler. | Open Subtitles | هذا الجهاز الخلوي يلتقط المكالمات في دائرة نصف قطرها نصف ميل فقط. |
Gerektiğinde kalp krizi geçirmeden yarım mil derin karda yürüyebilecek adamlar. | Open Subtitles | شباب يستطيعون المشي لمسافه نصف ميل في هذا الثلج دون ان يصيبهم نوبة قلبيه واخبرهم ان يأتوا هنا |
Yaklaşık yarım mil aşağıda Meksika Körfezi'nin dibinde 20 metre uzunluğunda olan kendi kumlu sahiline sahip bir su altı gölüne rastladılar. | Open Subtitles | على عمق أكثر من نصف ميل في قاع خليج المكسيك صادفوا ما يبدو وكأنه بحيرة تحت الماء |
Bu rakımda, ellerim titremeden durmaksızın yarım mil koşabilirim. | Open Subtitles | وعلى هذا الارتفاع، يمكنني الجري بسرعة ولمسافة نصف ميل دون تعب. |
Gerçi bir yol daha olabilir. Bu bölgenin istasyonu yarım mil uzakta. | Open Subtitles | المحطه الثانويه لهذا القطاع على بعد نصف ميل من هنا |
Adam sahilden yarım mil içeride bulundu. | Open Subtitles | هذا الرجل وجد موجهةً بنصف ميل |
Son turda Bly ve Brandenburg savaşı bitime yarım mil kala sürüyor. | Open Subtitles | انه الصراع بين بلاي و براندنبـــرج في النصف ميل الاخير |