ويكيبيديا

    "yerine" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مكان
        
    • مكانه
        
    • عوضاً
        
    • بدلاً من
        
    • بدلا من
        
    • عوض
        
    • مكانك
        
    • وليس
        
    • وبدلاً
        
    • بدلًا من
        
    • عوضا
        
    • موقع
        
    • مسرح
        
    • نيابة
        
    • بدلاً عن
        
    Buradaki durum; insanın yerine bilgisayarın geçmesi değil birlikte çalışmaları. TED وهذه الحالة ليست لإحلال الكمبيوتر مكان البشر ولكن للعمل معاً
    Ben bazen, şimdi ve sonra onun yerine onunkini koymalıyım. Open Subtitles لا بد لي من وضعه في مكانه بين الحين والآخر
    Bunun yerine, tekstil fabrikalarını kurmak için Türkiye ve Meksika'yı seçtiler. Çünkü eğitim seviyeleri %25 ile %30 arasındaydı. TED فلقد اختاروا المكسيك وتركيا عوضاً عن ذلك لنصب مصانع القماش لأن مستوى تعليمهم كان حوالي 25 إلى 30 بالمئة
    Ancak sadece hayatındaki zorlukların acısını çekmekte olan bu kıza yardım etmek yerine... TED ولكن بدلاً من مساعدة هذه الفتاة التي كانت تعاني من مصاعب في حياتها
    Strese verdiğiniz biyolojik tepki sizi hissettiklerinizi gizlemek yerine birilerine söylemeye yönlendirir. TED فاستجابتكم البيولوجية للضغط تدفعكم للإفصاح عن مشاعركم لشخص ما بدلا من كتمانها.
    Hayatında mızrak tutmamış köylü kalabalığı yerine tecrübeli askerler tarafından eğitilmiş krallığa sadık adamlardan oluşan daimi bir ordumuz olmalı. Open Subtitles علينا الحضي بجيش فدائي للسلطة الحاكمة، مدرب من طرف قدامى المحاربين، عوض زمرة من الفلاحين غير قادرين على تحمّل لذغة
    Kendini benim yerime koymaya çalışma ben de kendimi senin yerine koymaya çalışmayayım. Open Subtitles إذاً لا تحاول أن تضع نفسك مكاني ولن أحاول أن أضع نفسي مكانك
    Bu, bedeninizi evrenin herhangi bir yerine koyarsanız ya da uzayda herhangi bir yerde olursanız öleceğiniz anlamına geliyor. TED يعني هذا أنك إذا أخذت جسد أحد منكم بشكل عشوائي، ورميته بأي مكان في الكون، أرمه في الفضاء، ستموت.
    Eve gitmek yerine, onun da söylemiş olduğu gibi, bekledi ve geri döndü, ve gizemli telefonu bahane etti. Open Subtitles قبل العوده للبيت ذهبت إلي مكان كما قالت .. إنتظرت و عادت و إدعت أن غامضون إتصلوا كعذر للمجيء.
    Kendi yalnızlığımı kabul edeceğim ve hiçliğimin daha karanlık yerine gideceğim. Open Subtitles سأتقبل وحدتي فحسب و سأتوغل في مكان أكثر ظلمةً من العدم
    Bir deliyle dövüşmeye gelip yerine bir tanrı mı buldun? Open Subtitles هل جئت لتقاتل مجنونا ؟ فوجدت مكانه قدرة خارقة ؟
    Asla bir numara olmayı düşünmezdi ya da kendi yerine başkasını göndermeyi. Open Subtitles . لم يتردد في ان يكون في المقدمه او يرسل احدهم مكانه
    Saldırmak yerine ara verebilir, nefes alabilir, konuyu değiştirebilir ya da uzaklaşabilir ve sonra hazır olduğumuzda geri gelebiliriz. TED عوضاً عن فقدان السيطرة، يمكننا أن نتوقف ونأخذ نفساً عميقاً، نغيّر الموضوع أو نغادر، ونعود بعدها حين نكون جاهزين.
    Ancak bunun yerine artık "Bizim çıkarımız ne?" diye sormalılar. TED عوضاً عما يجب أن يسألوه اليوم، وهو، ما العائد علينا؟
    Bilginin tek gözeticisi olmak yerine, bilgiye ulaşmada öğretmen köprü görevini nasıl üstlenebilir?" TED بدلاً من أن يكون الوصي الوحيد للمعلومات، أن يكون ميسرا لجميع هذه المعلومات.
    Bu yüzden onun yerine, yeni jenerasyon video sensörlerine baktık, ilk başta gece görüş gözlüklerinde kullanılmak üzere yapılmışlardı. TED بدلاً من ذلك، نحن انتقلنا إلى جيل جديد من أجهزة الاستشعار، والفيديو أنشئت أصلاً للاستخدام في النظارات الرؤية الليلية.
    Bunun yerine, biraz daha karmaşık bir şeye bakmayı tercih ediyor olabiliriz. TED بدلا من ذلك قد نكون بحاجة لاختيار شيء أكثر تعقيدا بقليل لنحلله.
    Ve sanat okuluna kabul edildim ama onun yerine askere gidiyorum. Open Subtitles وقُبلتُ في مدرسة الفنون. ولكنني أُدرجت في قائمة الجيش عوض ذلك.
    - Bali insanları mutlu kalmak yerine, her an nerede olduğunu bilmekten anlarlar. Open Subtitles الناس فى بالى يعرفون أن مصدر سعادتهم هو أن تعرف مكانك طوال الوقت
    Ve bazen görsel bilgi yerine çok fazla yazılı bilgi oluyor. TED وأحياناً تحصل على كثير من المعلومات النصية وليس هناك معلومات مرئية.
    Bunun yerine, gelecek için plan yapıp 22. yüzyıl aydınlanmasını başlatacaklar. TED وبدلاً عنه، سيخططون للمستقبل ويبدأوا في بناء تنوير القرن الثاني والعشرين
    Şirketlerin bizi kontrol etmesine izin vermek yerine biz şirketleri kontrol edebiliriz. TED نستطيع أن نختار التحكم في الشركات بدلًا من السماح للشركات بالتحكم فينا
    İsveçli bir matematikçi, von Koch, çizgileri çıkarmak yerine çizgileri eklemeye karar verdi. TED عالم رياضيات سويدي, فان كوخ, قرر أنه عوضا عن محو الخطوط, فانه سيجمعها.
    Her geçidin, ana gezegeninin uzaydaki yerine dayanan bir adresi var. Open Subtitles حسناً كل بوابه لها عنوان بناءً على موقع الكوكب فى الفضاء
    Morgan ve Reid, indiğimiz zaman yeni olay yerine gidin. Open Subtitles عندما نهبط مورغان و ريد اذهبا الى مسرح الجريمة الجديدة
    Kalkın. Bu bey, buraya hastanedeki müdürün yerine vekâleten geldi. Open Subtitles الجميع ، هذا الرجل هنا نيابة عن المدير الرئيسي للمستشفى
    Bunun yerine, diğer birçok insanın da hikayelerini anlatabilmelerini sağlayacak araçlar ortaya atmayla ilgileniyorum, dünya üzerindeki tüm insanlar yani. TED بدلاً عن ذلك، أنا مهتم ببناء أدوات تسمح لعدد كبير من الناس الآخرين ليرووا قصصهم، ناس من كل أنحاء العالم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد