İstese tek bir vuruşta, babasının binasını yerle bir edebilirdi. | Open Subtitles | كان بوسعه تدمير مبنى والده بالكامل، لو أراد بضربة واحدة |
Sayın Başkan, bir dizi hortum Los Angeles'i yerle bir etti. | Open Subtitles | يا سيدى الرئيس ، لقد دمرت سلسلة من الأعاصير مدينة لوس أنجلوس |
Gördüğümüz sahneler aynıydı: binaları yerle bir eden bombalar, kaos, tahribat ve bağırıp kaçışan insanlar. | TED | رأينا كلنا هذه المشاهد : من قنابل تدمر المباني، فوضى عارمة، و دمار في كل مكان وأناس يركضون ويصرخون. |
Dünya yerle bir olurken sen mantıksız davranarak yolumuza taş koyuyorsun! | Open Subtitles | كُل شيء سوف ينهار. إنّك تُفكر بطريقة غير عقلانية و سلبية. |
Teröristler finans dünyasını yerle bir ederse ve kendisine de virüs bulaştırırlarsa kullanmak için. | Open Subtitles | تحسّباً لقيام الإرهابيّين بتدمير الإقتصاد العالمي، بالإضافة إلى سبب سعادة الإنسان. إنّه أمر لا يُصدّق. |
Clarissa Kasırgası B Bölgesindeki üssümüzü yerle bir etti. | Open Subtitles | الإعصار كلاريسا دمر مركزنا فى الجزيرة الثانية |
Birkaç gün sonra da çıkıp mekanı yerle bir etmemizi emretti. | Open Subtitles | بعد يومين ، خرج أمرنا بنسف المكان عن بكرة أبيه |
Övdüğü şeylerden biri de rayından çıkıp bir reaksiyon zincirini tetikleyerek dünyayı yerle bir edecek bir parçacık hızlandırıcı deneyiydi. | TED | أحد أسباب غضبه كان أن تجربة مسارع الجسيمات قد تخرج عن السيطرة وتبدأ تفاعلا تسلسليا قد يدمر العالم. |
Herkez öldü, bütün tesis ölüm birliğiyle yerle bir edilecek. Ölüm birliği mi? | Open Subtitles | سيتم تدمير هذه المنشأة بواسطة فرقةاغتيالات |
Hafızam beni yanıltmıyorsa, heryer yerle bir olmuştu. | Open Subtitles | ..ذاكرتي ليست مثل ما كانت في السابق و لكن اعتقد أنه تم تدمير الأرض برمتها |
Annemin kafesini yerle bir etmenden evvel, ona fotoğrafını göndermeye söz vermiştim. | Open Subtitles | وعدت والدتي بارسال صورة لها بعد ان تنتهي من تدمير المقهى الخاص بها |
Şu an durduğumuz sokağı yerle bir eden bombayı atan kişinin ben olduğumu biliyor dedi. | Open Subtitles | علم بأنني الرجل الذي ألقى القنبلة التي دمرت الشارع بأكمله حيث كنا واقفين |
5 ay sonra lav ve kül 300 evi yerle bir etti. Limanı yeniden şekillendirdi. Ve yaklaşık 1,6 kilometre karelik yeni bir kara parçası yarattı. | Open Subtitles | بعد 5 أشهر، دمرت الحمم والرماد 300 منزل، وأعادت تشكيل الميناء، وأضافت ميلاً مربعاً جديداً إلى اليابسة. |
Ve bu aileyle hareket ederek ailenin her ümidini yerle bir ediyorsun. | Open Subtitles | وأنت تدمر أي امل لهذه الأسره ليحصلوا على أب مرة أخرى |
Kanlı ve kıllı bir bacak kariyerimi nasıl yerle bir edebilir ki? | Open Subtitles | كيف يمكن لقدم مشعرة و دامية أن تدمر حياتي المهنية؟ |
Dünya Ticaret Merkezi'nin Güney Kulesi, yaklaşık olarak 10 saniyede yerle bir oldu. | Open Subtitles | البرج الجنوبى لمركز التجارة العالمى ينهار على الأرض فى 10 ثوانى تقريبا |
Polisler gelip burayı yerle bir edecekler. | Open Subtitles | سوف يأتون إلى هنا سوف يقومون بتدمير هذا المكان |
Goa'uld'un dünyamı yerle bir ettiği gün olanları nasıl değiştiremiyorsam sen de o gün olanları değiştiremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير ما حدث في ذلك اليوم كما لا يمكنني تغيير اليوم الذي دمر فيه الجواؤلد عالمي |
Kibriti çakarım ve burayı yerle bir ederim. | Open Subtitles | سأشعل عود كبريت و أوقد النار في المكان عن بكرة أبيه |
Ama şu, şu piç kurusu, durduk yere, napalm dolu bir kamyon çağırıp burayı yerle bir edebilir. | Open Subtitles | ولكن ذلك اللعين ان فعلها فسوف يدمر المكان تماماً |
Sana 10 dakika önce adam gibi sordum ama bir halt ettiğin yok onu bulduğumda bu evi yerle bir edeceğim. | Open Subtitles | لقد سالت بشكل لطيف لعشر دقائق مضت سوف امزق هذا المنزل تمزيق وعندما اجد الذي ابحث عنه سوف تكوني اسفون حقا |
Binlerce yıl önce, muazzam depremler dünyayı yerle bir etti. | Open Subtitles | منذ آلاف السنين زلازل ضخمة قلبت العالم رأساً على عقب |
- Şehir yerle bir olur. - Şehri tahliye etmek zorundayız. | Open Subtitles | ـ المدينة ستدمر إلى بكرة أبيها ـ يجب علينا إخلاء المدينة |
Sizinkilerin gelip bu gece buraları yerle bir edeceğini sakın söyleme. | Open Subtitles | لا تخبريني ان رجال شركتكم سوف يبدأون في هدم الحي الليلة |
Litvanya'nın dört bir köşesinde komünizmi hatırlatan simgeler yerle bir ediliyordu. | Open Subtitles | "في كافة أنحاء "ليتوانيا تم تحطيم رموز الشيوعية وليس فقط الرموز |
Görüş ayrılığının ilk işareti olarak yerle bir edildiler, yanıp kül oldular. | Open Subtitles | هُدمت ، و احترقت إلى أن تساوت بالأرض في أول بادرة للتمرّد |
Tüm imparatorluğun yıkılıp... yerle bir oluyor... sadece, küçük bir... kiraz yüzünden. | Open Subtitles | كم هي كامل إمبراطوريتك من الدمار تنهار كلّ هذا بسبب واحدة صغيرة من |