ويكيبيديا

    "yerler" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أماكن
        
    • اماكن
        
    • الأماكن
        
    • الاماكن
        
    • مواقع
        
    • الأرضية
        
    • مناطق
        
    • مكاناً
        
    • سيأكلون
        
    • مقاعد
        
    • وأماكن
        
    • لأماكن
        
    • المواقع
        
    • سيأكلونك
        
    • المناطق
        
    Yaşanılan yerler; iş mekânları, kültür mekânları ve idari mekânlar birbirleriyle ilişkili bir şekilde konuşlandırılırlarsa anlam ifade ederler. TED ذلك أنه ، كما تعلمون ، في مساكن معنى نشرت في ما يتعلق أماكن العمل ، والثقافة ، والحكم.
    Atakama'da ise son 400 yıldır hiç yağmur yağmadığı bildirilen yerler var. TED في أتاكاما، هناك أماكن لم تمطر بشكل متكرر في ال400 سنة الأخيرة.
    İnan bana, bu dünyada Coalwood'dan çok daha kötü yerler var. Open Subtitles صدقنى يا هومر هناك أماكن أسوأ بكثير من كولوود فى العالم
    Hala gitmek istediğim yerler ve yapmak istediğim şeyler var. Open Subtitles مازال هناك اماكن اريد ان اراها واشياء اريد ان افعلها
    En önemlisi ise bu yerler sorunların kaynağı olan yerlerdir. TED وعلاوة على ذلك ، من تلك الأماكن بالذات تأتي المشاكل.
    Sık sık gittiği yerler kontrol edildi, yer belirleyicilerimiz de büyülerini yaptı. Open Subtitles لقد تفحصت أماكن أستراحتها و المقاهي وما إلي ذلك بأستخدام سحر الفودو
    Yüzey altındaki kayaların su içinde kalmış olduğu yerler gördük. Open Subtitles لقد رأينا أماكن غمرت فيها ..المياه الصخور الموجودة تحت السطح
    Öyle yerler, sizin gibi insanların umutlarını sömürmek için kuruluyor. Open Subtitles أماكن مثل تلك أعدّت للإفتراس على آمال أناس من أمثالكِ
    Kütüphaneler tozlu kitaplarla dolu olmalı, kuytular, köşeler saklanacak yerler olmalı. Open Subtitles المكتبات يفترض أن تكون مليئة بالكتب و الزوايا المغبرة أماكن للإختباء
    Büyük suçlular güzel yerlerde yerler ve büyük suçlar işlerler. Open Subtitles المجرمون الكبار يتناولون الطعام في أماكن فخمة ويرتكبون جرائم كبرى
    Yani bugün beni götürdüğün o yerler oralara tek başına gitmemiştin değil mi? Open Subtitles إذًا ، كل أماكن الأطفال التي ذهبنا إليها اليوم لا تذهب هناك وحيدًا
    Dikkat çekmemen gerektiğinde buluşmak için çok mantıklı yerler buralar. Open Subtitles هذه ستكون أماكن رائعة للقاء شخص ما دون لفت الإنتباه.
    Bir telefon rehberi bulduk. İçinde mermi ve mama bulabileceğimiz yerler var. Open Subtitles وجدنا دليل هاتف وبه أماكن يمكننا الذهاب لها، للبحث عن رصاصات ورضّعة
    Bir telefon rehberi bulduk. İçinde mermi ve mama bulabileceğimiz yerler var. Open Subtitles وجدنا دليل هاتف وبه أماكن يمكننا الذهاب لها، للبحث عن رصاصات ورضّعة
    Ve Amerikan'nın dışında ilk görmek istediğim, bazı yerler var. Open Subtitles كما أن هنالك اماكن خارج امريكا, اود أن اراها اولا
    Gittiği yerler bitirdiği işler, becerdiği kadınlar. Ve hatta öldürdüğü kişiler. Open Subtitles كان يتكلم عن الأماكن التى ذهب أليها والوظائف التى عمل بها
    Ama görüyoruz ki bu yerler göz ardı edilemez bir ölçekte değişiyor. Open Subtitles لكن يُمكننا الإدراك بأنفسنا أنّ هذه الاماكن تتغير على مستوىً يصعب تجاهله
    Kendisine, ailesiyle gidebileceği yerler için birkaç tarih sitesi önerdim. Open Subtitles إقترحتُ بضعة مواقع تأريخية ذلك أبويهِ يَجِبُ أَنْ يَأْخذَه إلى.
    yerler idrarla kaplıyken tuvalet kuyruğu nasıl bu kadar uzun olabiliyor? Open Subtitles كيف يكون طابور الحمام بهذا الطول و الأرضية مغطاة بالبول ؟
    Turistik faliyetlerle ilgili yazıları varmış. Gizemli noktalar, UFO görülen yerler... Open Subtitles انه يكتب عن مناطق الجذب السياحي البقعة الغامضة و مناطق الأثرية
    Ama birçok hastane gezdik ve hastaneler bilgi almanın kolay olduğu yerler değil. Open Subtitles لكنّنا عرفنا الكثير من المشافي والمشافي ليست مكاناً يسهل فيه الحصول على الأخبار
    Müşteriler yemek yerler, ama iş sahiplerine gelince, köpekler köpekleri yer. Open Subtitles الزبائن سيأكلون الطعام، لكن عندما يتعلق الأمر بكبار الطبّاخين الآخرين، إنها حرب.
    Sanırım iyi yerler ayarlayabilirim. Open Subtitles و أعتقد بأنه يمكن أن يحصل لنا مقاعد جيدة
    Biliyorsun, bir işim hayatım ve olmam gereken yerler var. Open Subtitles تعلم, لديّ عمل و حياة وأماكن يجب أن أكون فيها
    Gezmeyi değişik yerler görmeyi... ve geriye bakmamayı-- Sonsuza dek eğlenmeyi isterim. Open Subtitles أريد أن أتنقل و أذهب لأماكن و لا أنظر للوراء أبدا أقضي وقتا ممتعا إلى الأبد
    Peki o zaman. Bu kasabada düzinelerce güzel yerler olmalı. Open Subtitles حسناً، لا بد أن هناك عشرات المواقع المناسبة بهذه البلدة.
    Dostum, bu müzikal aletler, seni canlı canlı yerler. Open Subtitles يا رجل ، أولئك المهوسين الموسيقيين سيأكلونك حي
    Bu bölgeler, Dünya gibi gezegenler bulmak için en isabetli yerler. TED فتلك هي المناطق ذات الفرصة الأفضل للعثور على كواكب تشبه الأرض.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد