ويكيبيديا

    "yetecek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يكفي
        
    • مايكفي
        
    • كافي
        
    • فيه الكفاية
        
    • يكفى
        
    • كفاية
        
    • الكافي
        
    • كافياً
        
    • كافٍ
        
    • الكافية
        
    • كافى
        
    • يكفينا
        
    • كاف
        
    • كافيه
        
    • كافيا
        
    Her türlü pislikle başa çıkmayı öğrenmeme yetecek kadar çok yanki ile savaştım. Open Subtitles لقد حاربت ما يكفي يانكيز لمعرفة كيفية التعامل مع أي نوع من الظربان
    Kurtlar başarılı olursa tüm sürüye bir hafta yetecek kadar etleri olacak. Open Subtitles لو نجحت الذئاب فسيحظون بما يكفي من اللحم للمجموعة كلها لمدة أسبوع.
    Bugün zaten onunla tüm hayatıma yetecek kadar beraber oldum. Open Subtitles لقد كنت معه وقتاً طويلاً اليوم وقت يكفي لبقية حياتي
    Çok zaman aldı üzgünüm. Şimdi herkese yetecek kadar var. Open Subtitles أنا آسفة إستغرق وقتا طويلا الآن هناك مايكفي لكل شخص
    Kulübeyi boşaltmalarını söyle. profesörü asmaya yetecek kadar delil bıraksınlar. Open Subtitles أخبرهم أن ينظفوا الكوخ وأن يتركوا دليل كافي لإعدام البروفيسير
    Burada bundan sonraki 3 nesil Makedon ordusuna yetecek kadar altın var. Open Subtitles لدينا ما يكفي من الذهب هنا لتمويل الجيش المقدوني لثلاثة أجيال قادمة
    Yapılması gereken fedakarlıklar olduğunu görmeye yetecek kadar parlak bir ateş yaktın. Open Subtitles أنتِ تلمعين بما يكفي لمعرفة أنه هناك تضحيات معينة يجب أن تقدم
    - Onun içinde bir gorillayı öldürmeye yetecek kadar ilaç var. Open Subtitles تشارلي هناك دواء للكحة يكفي لقتل غوريلا في في هذا الكعك.
    Sepete, sadece maymunun elinin girmesine yetecek büyüklükte küçük bir delik açarlar. Open Subtitles يعملون ثقب صغير في السلة يكفي فقط لأن يضع القرد يده داخلها
    Gerçekten. Artık düzeneği yukarı çıkarmaya yetecek kadar sıvı çeliğimiz var. Open Subtitles لدينا الآن ما يكفي من الفولاذ السائل لنقوم بضخه تحت الحفريات
    İşe yararsa, tüm kasabaya yetecek kadar hazırlaman ne kadar sürer? Open Subtitles اذا نجح، كم من الوقت يستغرق لعمل ما يكفي البلدة بأكملها؟
    Eminim o şirin kafanın içinde bir imparatorluğu yıkmaya yetecek kadar sır gömülüdür. Open Subtitles أراهن أن هناك ما يكفي من أسرار في هذا الرأس الجميع لدفن امبراطورية
    Bazı yerlerde gaz milyonlarca yıldızın oluşumuna yetecek kadar yoğun bulunmaktaydı. Open Subtitles في بعض المواضع كان الغاز كثيفاً بما يكفي لتشكّل ملايين النجوم
    Sorun değil. Senin herkese yetecek kadar lafın olduğundan eminim Filomena. Open Subtitles ليس هناك مشكلة , انا واثق انك لديك مايكفي لتقوله للجميع
    Neyse ki aşağıdaki su kıyısında hepsine yetecek kadar yiyecek var. Open Subtitles لحسن الحظ عند أسفل حافة الماء، يوجد غذاء كافي لهم جميعا.
    Ne yaptığımı biliyorum. Ona umutlarını canlı tutmasına yetecek kadarını veriyorum. Open Subtitles اعرف ما اعمله انا اعطيها بما فيه الكفاية لإبقاء آمالها فوق
    Eğitimimi sağlamaya ve diplomamı almaya yetecek kadar. Aferin sana! Open Subtitles لقد جمعت ما يكفى كى ألتحق بالمدرسة واتعلم دروس مرحلتى
    Çünkü saklayacaklarıma yetecek büyüklükteki kasalar bir tek orada var. Open Subtitles إنه الوحيد الذي توجد به صناديق ودائع كبيرة كفاية لأغراضي
    Zamanla, silahlarımız olacak, ve bizi zafere ulaştırmaya yetecek kadar yiyecek ve içeceğimiz. Open Subtitles بمرور الوقت، سيكون عندنا أسلحة والطعام والشراب الكافي طوال المدة حتى بلوغ النصر
    Çünkü sadece bu denizler böylesine yırtıcı bir avcıyı doyurmaya yetecek besine sahiptir. Open Subtitles فقط في هذه المياهِلانها تَحتوي غذاءاً كافياً ضروري لإثارة مثل هذا المفترسِ الشرس.
    Everest Dağı'nı batırmaya yetecek kadar derin ve hâlâ yeni su altındaki zirvesinin üstünde 2.1 kilometre su var. TED هذا عمقٌ كافٍ لإغراق جبل إيفرست وإبقاء أكثر 2.1 كيلومترًا من الماء فوق قمته المغمورة حديثًا.
    Diğer bir deyişle, Bağımsılık Cephesi'nin kazanmaya yetecek askeri gücü yok. Open Subtitles بعبارة أخرى، جبهة التحرير اليابانية لا تملك القوة الكافية لكي تربح
    Onu eski haline getirmeye yetecek kadar kalmamıştır belki. Bir deneme yapayım. Open Subtitles ربما , ليس هناك قدر كافى لإعادة تحويله , يجب أن أختبرة
    Ama ben ona üzgün olduğumu ama uzlaşmanın renkte gri olduğunu ve bize bir ömür yetecek kadar gri gördüğümüzü söyledim. TED لكني قلت: لا، أنا آسف الحلول الوسطى في لغة الألوان هي اللون الرمادي و نحن لدينا من الرمادي ما يكفينا مدى الحياة
    Melbourne Kriket Sahasını doldurmaya yetecek sayıda çocuk. TED هذا عدد كاف من الأطفال لملء ملعب ملبورن للكريكيت.
    Vakit kaybı. Hepsine yetecek kadar arazi yok. Open Subtitles أنهم يضيعون وقتهم لا يوجد أرض كافيه لهم جميعا
    Herneyse - Seni bir aşçılık kursuna göndermeye yetecek. Open Subtitles على أى حال , سيكون كافيا لارسالك الى دورة تدريبية لتعليم الطهى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد