Eğer yeteneklerini pratik çevrede test etmek istiyorsan sıra senin. | Open Subtitles | إن كنت تود اختبار مهاراتك في بيئة عملية, الأرض لك. |
Babanın sana enjekte ettiği madde yeteneklerini sıfırladı, fakat seni başka bir yere taşımadan, bu durumun sürekli olacağını bilmemiz lazım. | Open Subtitles | المادة التي حقنها بك والدك أبطلت قدراتك لكن قبل أن ننقلك الى المؤسسة الجديدة نريد أن نكون متأكدين أنك لن تسترجعيها |
Dişilerin gözetimi altında yaklaşma, saldırı ve dövüş yeteneklerini geliştirecek. | Open Subtitles | تحت عين الأنثى الحارسة يمكنها ممارسة مهارات المطاردة والانقضاض والقتال |
yeteneklerini yeni keşfetmiş biriyle nasıl ilgileneceğini öğrenmen için bir fırsat bu. | Open Subtitles | إنها فرصة كي تتعلمي كيفية التعامل مع شخص ظهرت له قدرات جديدة |
Yaptığı hataları izleyemezsin, ancak yeteneklerini izlersin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تتبع اخطائه اذن تتبع مهاراته |
Seni suçlamıyorum ama ben bunu düşünüyordum ve yeteneklerini boşa harcadığını fark ettim. | Open Subtitles | أنا لا ألومك، لكني كنتُ افكر في الأمر، وأدركتُ أنني كنت أُضيع مواهبك. |
Bu yüzden seni, yeteneklerini daha iyi kullanabileceğin bir yere alıyoruz. | Open Subtitles | لهذا السبب فإنه الوقت المناسب لتلك المهارات لكي تستخدم الإستخدام الآمثل |
yeteneklerini elinden alırız ve sonra kanındaki antikorlarla onu tedavi edebilirsin. | Open Subtitles | , نجرده من قدراته ثم تعالجه أنت بالأجسام المضادة في دمائك |
Yetenekleri olan ama fırsatları olmayan bu kişileri bulmalı ve yeteneklerini iyiye kullanmaları için onlara fırsatlar vermeliyiz. | TED | يجب ان نجد اشخاص بالمهارات لكن بدون الفرص و اعطائهم الفرص لاستخدام مهاراتهم للخير |
Eğer yeteneklerini dedektif olmak için geliştirmek istersen kör noktalarını iyi bilmelisin. | Open Subtitles | إن كنت تصقلين مهاراتك كمحققة, عليك أن تعلمي حقاً مواقع نقاطك المستترة |
Yeni yeteneklerini kullanmak için can atıyorsun değil mi? | Open Subtitles | متلهفاً للغاية لتستخدم مهاراتك الجديدة أليس كذلك ؟ |
Silah kullanmadan, sadece yeteneklerini kullanarak gri savaşçıları yenmelisin ve o zaman Karanlık Kılıç'ı alacaksın. | Open Subtitles | ستسخدم قدراتك فقط وبلا أسلحة يجب أن تهزم رجال الصلصال وبعد ذلك ستأخذ سيف الظلام |
Morgan Edge yeteneklerini biliyor. Kriptonitin seni öldürebileceğini de biliyor. | Open Subtitles | مورغان إيدج إنه يعلم عن قدراتك و يعلم بأن الكربتونيت يستطع قتلك |
Basit ayrıntılar üzerine henüz tam konuşmadık ama hepimizin farklı yeteneklerini getirdiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لم نصل لقرار حتميّ بهذا الخصوص ولكنّ اعتقد بأنّ كلّنا لدينا مهارات مختلفة |
Bir teknoloji meraklısının yeteneklerini suç dünyasının sosyal imkanları ile birleştirdi. | TED | فقد جمع بين المهارات الهائلة لشخص مهووس بالكمبيوتر مع مهارات اللباقة الاجتماعية لمجرم بارع. |
Burada önemli olan, insan ve makine yeteneklerini birleştirmenin insanüstü bir performansı olan bir ortaklık ortaya çıkardığıdır. | TED | العبرة هنا هي أن الجمع ما بين قدرات الإنسان والجهاز، خلق شراكة ذات أداء خارق لقدرات البشر. |
yeteneklerini ve yöntemini geliştirmeye çalışıyor... ve ölümcül amacı için silahını elden geçiriyor. | Open Subtitles | يبدا يصاب بالهوس بتحسين مهاراته و شحذ أسلوبه و تعديل سلاحه لأجل هدفه الفتاك |
Seni sebzelerden azat edip... yeteneklerini et üzerine yoğunlaştırmana teşvik edersek daha iyi etmiş oluruz herhalde. | Open Subtitles | أعتقد من الأفضل أن نفرج عنك من البقوليات و نحوِّل مواهبك نحو اللحم. |
Ne zaman biri başarısız olursa, yeteneklerini çalmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وعندما يجلب أحدهم العار، يجب عليه أن يسرق قدراته ليعود |
Günümüzde yetenekli bir atletin, ya da başarılı bir sanatçının küresel ekonomide daha önce hiç olmadığı kadar yeteneklerini güce çevirebildiğini izliyoruz. | TED | يمكننا جميعاً رؤية الرياضيين الرائعين أو الموهوبين الرائعين كيف أن بإمكانهم اليوم توسيع مهاراتهم عبر الاقتصاد العالمي كما لم يحدث من قبل. |
Neden dünyanın senin yeteneklerini bilmesini istemiyor? | Open Subtitles | لماذا لا تريد أن يعرف العالم عن موهبتك ؟ |
Bu yüzden, yeteneklerini toplumdaki bir ihtiyaca oranla nasıl geliştireceklerini ve aynı zamanda kendi büyümelerini nasıl yönlendireceklerini düşünmeleri oldukça heyecan verici bir yol. | TED | لذلك هي من الطرق الممتعة فعلًا عندما كانوا يفكرون بكيفية جذب قدراتهم لملاقاة حاجات مجتمعهم ويوجهون نموهم بذات الوقت |
Ben de onu tekrar Tanrı'ya hizmet edip yeteneklerini daha hayırlı işlerde kullanması için geri getirmeye gittim. | Open Subtitles | وذهبتُ إلى هناك لأعيدها لتقوم بأعمال الرب، حيث تكون مواهبها في مكانٍ أفضل |
Anlıyorsunuz ya, oyuncaklarımı ölümden döndürürken özel yeteneklerini tecrübe etme fırsatı buluyorum. | Open Subtitles | ان جمعي للدمى من عالم الموتى اقدر ان اجرب مواهبهم الخاصة جدا |
Benim dileğim öğrenmenin geleceğini dünyanın her yerindeki çocukların, meraklarını arttırarak ve birlikte çalışma yeteneklerini destekleyerek tasarlamaya yardım etmek. | TED | أمنيتي هي ان اساعد في تصميم مستقبل للتعلم بمساعدة الاطفال من حول العالم ليدخلوا عالم خيالهم و قدرتهم على العمل سوياً. |
Bu yeteneklerini, resifin tabanını araştırıp, bir yere tutunmak ve geri kalan ömrünü orada tamamlamak için kullanıyorlar. | TED | وتستعمل تلك القدرات لتبحث عن مكان تتشبّث به في قاع الشعاب وتعيش بقية حياتها. |