ويكيبيديا

    "yeterli" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • كافي
        
    • الكافي
        
    • كفاية
        
    • يكفى
        
    • كافيًا
        
    • كافى
        
    • بما فيه الكفاية
        
    • كافيه
        
    • كافية
        
    • بما يكفي
        
    • الكافية
        
    • يكفيني
        
    • كافِ
        
    • ما يكفي
        
    • يكفيك
        
    Geçen süre, aralarında yakınlaşma olması için yeterli bir süre. Open Subtitles مرور الوقت اصبــح كافي و وافي للعلاقــة ان تأخد مجراهــا
    Verilen ağrı kesicilerin yeterli ve normal ölçüde olduğuna karar verdik. Open Subtitles إستنتجنَا بأنّ ألمه سيطرةِ كَانَ كلاهما كافي وحَسناً ضمن حدودِ طبيعيةِ.
    Bir noktada, böyle bir topun sıcaklığı nükleer füzyon için yeterli duruma geldi. TED عند نقطة ما، كان قلب الكرة أصبح ساخناً بالقدر الكافي لحدوث الاندماج النووي.
    Ama benim manikürümü, saç bakımımı, ev giderlerimi araba kiramı... ..ve bana yeni bir araba almayı karşılayacak kadar yeterli değilsin? Open Subtitles ولست رجل كفاية لتعتني بما تقذفة و تعطيني النقود و تصفف شعري و تدفع اجاري و تشتري لي سيارة جديدة ؟
    Gazyağına ve 300 kişi için yeterli konserveye ihtiyaçları varmış. Open Subtitles إنهم يحتاجون نفط أبيض وغذاء معلّب يكفى لـ 300 رجل
    Sadece bir ülkede tek bir siyasi parti kurmak yeterli değil. TED ليس هذا كافيًا لتأسيس حزب سياسي واحد للمساواة في دولة واحدة.
    Bugün 10 adamla yattım. Senin için yeterli değil mi? Open Subtitles لقد ضاجعت 10 رجال اليوم ليس كافى بالنسبه لك ؟
    Herkes gibi, bu politikacılar da, modern marketlerin kendi kendilerini oluşturabilecek yeterli güce sahip organizasyonları korumasını hafife alıyor. TED وكأي شخص آخر، يسلم صناع القرار بأن الأسواق الجديدة هي حكر على منظمات قوية بما فيه الكفاية لخلقها لوحدها.
    Sanırım sayısız kadınla birlikte olmak size yeterli gelmiyordu. Hıh? Open Subtitles أظن لديك مورد غير محدود للنساء المثيرات وهذا غير كافي
    100.000$ gerçekten bütçen için yeterli olacak mı diye konuşmak için. Open Subtitles مناقشة موضوع 100 ألف دولار كافي لكي نفكر بــ زيادة ميزانيتك
    Sınıra ulaşmak bir günümüzü alır. Ama yeterli yakıtımız yok Open Subtitles وصولنا للحدود سياخذ اليوم بطوله ونحن لا نملك وقود كافي
    Bu yeterli bir süre değil, mutfağı henüz şekle sokmaya başladı, ve bunu sana söylemek istemedim ama bahçe düzenlemesinin de lafı geçti. Open Subtitles هذا الوقت ليس كافي , لقد بدأت لقد بدأت تزخرف المطبخ , وأنا لم أرد أخبارك بهذا لكن هنالك حديث عن أعشاب الحديقة
    Ben hayatta olduğum surece onu tutmakta hapishaneler yeterli olmayacaktır Open Subtitles طالما أنا علي قيد الحياة, السجن لن يكون كافي ليوقفه.
    Pompey bize geriden saldırmak için yeterli zamana sahip olacak. Open Subtitles سيكون لدى بومباي الوقت الكافي ليأتي و يهاجمنا من الخلف
    Onların öldüğü anı görebilmem için yeterli bir süre.... ...bir perde kenara çekiliyor. Open Subtitles إنها تبدو مثل ستارة إنفتحت كفاية لي لكي أرى اللحظة التي يموتون فيها
    Dört ya da beş ay. Film çekmek için yeterli. Open Subtitles اوه , اربع او خمس شهور ما يكفى لعمل الفيلم
    Ancak öğrendiğim bir şey var: sevgi, intihara meyilli birini, kendini yaralamasını engellemek için yeterli olsaydı, intiharlar çok nadir olurdu. TED ولكن هناك شيء قد تعلمته: إذا كان الحب كافيًا لإيقاف شخص ما يفكر بالانتحار من إيذاء نفسه، الانتحار بالكاد سوف يحدث.
    Her neyse, ona verdiğimiz yatıştırıcı bize Evanston'dan ayrılmak için yeterli zaman verdi. Open Subtitles على اى حال المسكن الذى حقناه به اعطانا وقت كافى للخروج من ايفانستون
    Dünyada yeterli gaddarlık var, senin özel dehşetlerin olmadan da. Open Subtitles هناك وحشيه بما فيه الكفاية في العالم بدون رعبك الصغير
    Bu paranın küçük bir miktarı. ...bu projeyi ayakta tutmaya yeterli olacaktır. Open Subtitles كمية صغيرة من هذا المال تكون كافيه لإبقاء المشروع واقفا على قدميه
    Beslenme ve egzersiz tek başına koroner hastalığı geriletmede yeterli değildi. TED الحمية والتمارين الرياضية لم تكن كافية لتسهيل تراجع مرض القلب التاجي.
    Hem nasıl olsa Arikara'larla aramıza yeterli mesafe koymadık mı? Open Subtitles بالإضافة، ألمَ نبتعد بما يكفي عن هنود الحمر، بأيّ حال؟
    İşte asıl sorulması gereken budur; çünkü bu durum yeterli kaynaktan yoksun olan her toplumun bir parçası olarak karşımızdadır. TED هذا هو السؤال الحقيقي ، لأن هذا هو شيء كان هناك، جزء من كل المجتمع. هذا يحرم من الموارد الكافية
    Belki bütün bunlar size yeterli gelmeyebilir... ama bana yeterli. Open Subtitles ما أمر به ربما هذا ليس كافياً لكم لكنه يكفيني
    Eğer komisyoncunun ücretini ertelersem ki bundan memnuniyet duyarım, onun için yeterli olur. Open Subtitles إنه كافِ لهذا، أجل لو تخليت عن أجر سمساريّ ،وسأكون سعيد بفعل هذا
    Bu bebek öyle küçük ki onu sıcak tutacak yeterli yağ dokusu yok. TED هذا الطفل نحيف للغاية بحيث ليس لديه ما يكفي من الدهون للبقاء دافئاً.
    Senin yaşında bu genelevde bi fahişe olmak yeterli değil mi? Open Subtitles ألا يكفيك أنكِ في هذا العمر تعملين عاهرة في مبغى؟ .سيدتي..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد