Belki de bu yolculuğun bir kısmı nereye ait olduğumu öğrenmeye çalışmamla ilgiliydi. | TED | ربما جزء من هذه الرحلة هدفه محاولة البحث عن المكان الذي انتمي اليه. |
Bu onun yolculuğun hikayesidir bu devin yaptığı son yolculuk. | Open Subtitles | إنها قصة الرحلة الأخيرة التي قام بها هذا العملاق للأبد |
Sana yolculuğun esnasında alternatif kimliklere bürünme fırsatı veriyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرض عليك اختيار ان تتشكل بشكل اخر خلال رحلتك |
Eğer yolculuğun sırasında Tanrı'yla karşılaşırsan Tanrı'yı bile kesebilirsin. | Open Subtitles | و فى رحلتك كونى دوماً مع الله فيكون الله معك |
İlk mürettebat, böylesine büyük bir yolculuğun büyük fedakârlıklar gerektirdiğini biliyordu. | Open Subtitles | الطاقم الأصلى كان يعلم أن رحلة بهذا الحجم تتطلب تضحية عظيمة |
Sizler şimdiden birer kahramansınız. Rahatlayın ve yolculuğun tadını çıkarın. | Open Subtitles | انتم أبطال بالفعل أسترخوا فقط وأستمتعوا بالرحلة |
Gücüm beni terk etti, yolculuğun en tehlikeli kısmını yerine getireceğim: | Open Subtitles | وتهجرنى قواى يجب ان ان اكمل اخطر جزء فى تلك الرحلة |
Şartlarını yerine getiremediğimi düşünürsen bu yolculuğun sonunda paranı geri vereceğim. | Open Subtitles | إن لم ترضيك شروطي، سأرجع إليك نقودك في نهاية هذه الرحلة. |
Zamanla geriye dönüp bu yolculuğun ne kadar önemli olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | أظنُ في الوقت المناسب ستتذكرين هذه الرحلة وستدركين كم كانت مهمة |
Bu yolculuğun masrafını karşılamak için çalışmam gerekecek mi peki? | Open Subtitles | لا بد أن أعمل في هذه الرحلة لكي أجني مصاريفي |
Sıçanlar, içimden bir ses bu yolculuğun umduğumuz kadar pürüzsüz olmayabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | لاموس , لدي احساس بأن هذه الرحلة لن تكون سهلة كما نظن |
Bu yolculuğun ne zaman biteceğini hiçbirimiz önceden bilmiyor, değil mi? | Open Subtitles | لا أحد منا يعلم متى تصل هذه الرحلة إلى نهايتها صحيح؟ |
Saygılarını yollamaktan memnuniyet duyar, ...yolculuğun yorgunluğunu çıkarmana izin verirler. | Open Subtitles | سيكتفون بإرسال إطراءهم ليسمحوا لك بالتحسن من رحلتك |
- Taksi yolculuğun nasıl geçti? | Open Subtitles | كيف كانت رحلتك بسيارة أجرة؟ سيارة اجرة ؟ ماذا تعنين ؟ |
yolculuğun için sana bişey aldım | Open Subtitles | لقد أحضرت لك شيئاً لأجل رحلتك لا يجب أن تذهب بدونه أي شابة |
yolculuğun ne olacaksa kabul etmen için Tanrı'ya dua ediyorum. | Open Subtitles | لقد دعوت الآلهة أن يجعلك تتقبلين رحلتك وماستكون عليه |
İşte bu benim için çok ilginç bir yolculuğun başlangıcıydı. | TED | وكانت هذه بداية رحلة غريبة جداً بالنسبة لي |
Aya doğru yol alıyorsun. yolculuğun tadını çıkar. | Open Subtitles | ونحن في طريقنا إلى القمر، استمتعي بالرحلة |
Zamanda yolculuğun sırlarını araştırmada kaçınılmaz olarak warp sürüşü fikri ya da, diğer stratejilerle karşılaşacağız; ışıktan hızlı yolculuk fikri doğrultusunda... | Open Subtitles | ، في بحثنا عن أسرار السفر عبر الزمن سنلتقي لا محالة بفكرة محرك الاعوجاج أو تقنيات أخرى للسفر أسرع من الضوء |
yolculuğun burada, bu sandalyede başlıyor. | Open Subtitles | وتستخدمين مزاياه، رحلتكِ تبدأ هنا من هذا الكرسي |
Şey,partonum yolculuğun parasını karşılıyorda, uh, şey %90 iş icabı. | Open Subtitles | ان مديري هو الذي يدفع ثمن تلك الرحله هذا من اجل اعماله |
Tüm yaratılanlar, tüm cisimler ve hayatın kaynağı, ve tüm bu yolculuğun sonu. Sen aynı zamanda kalplerimizin kırıcısısın. | TED | كل مبدع ، كل الهدف ، مصدر وجودنا ، ونهاية رحلتنا. انت ايضا الموجة من قلوبنا. |
Senin hakkında bir şey bilmiyorum Tim ama Amerikan Edebiyatı'nın muhteşem dünyasına olan yolculuğun için heyecanlıyım. | Open Subtitles | لا أدري بالنسبة لك لكني متحمس برحلتك في الأدب الأمريكي |
Ölüsüzlük boyunca büyük yolculuğun başlangıcıydı, yeni hayatta her gün güneşle yükselen gökyüzündeki alev gölü boyunca Tanrıları ve krallarının sabah gemisiyle geziye çıktığı yerde. | Open Subtitles | ولكنه بالنسبة لهم هو البداية لرحلة طويلة خلال الخلود حيث تقود آلهتهم وملوكهم سفينة الصباح |
Görüyorum, çünkü, dediğim gibi toparlanmakla ve yolculuğun için hazırlanmakla meşgul olacaksın. | Open Subtitles | أرى، لأنه، قلت من قبل هل سيكون مشغولا التعبئة والتحضير لرحلتك. |
Onu gördüğüne sevinmiş gibi yaptı ve yolculuğun nasıl geçtiğini sordu. | Open Subtitles | وكان تبدو متحمسة لرؤيته وتسأله كيف كانت رحلته |
Bu, inanılmaz bir yolculuğun sonuna gelen canlılar için çok uygun bir zaman. | Open Subtitles | وأتى ذلك في الوقت المناسب لأولئك الذين على وشك نهاية رحلتهم المدهشة |
Arkana yaslan ve yolculuğun keyfini çıkart. Manzaralı yoldan gidiyoruz. | Open Subtitles | استرخ و استمتع بالجولة نحن سوف نستخدم الطريق الى الاعلى |