yorgun ve köpek tarafından ısırılmıştım, dolayısıyla "Hayır." | TED | لكنني كنت متعب ومعضوض من كلب لذا قلت لا |
Bağdat yolunda yorgun bir gezginim. | Open Subtitles | أنا مسافر متعب في الطريق إلى بغداد أيضاً |
Hiç bir şey yapmadığı halde, neden bu kadar yorgun oluyordu? | Open Subtitles | هى لم تفعل ذلك كثيرا ، لماذا هى مرهقة جدا ؟ |
Bir vakitler kasvetli bir gece yarısı düşünürken yorgun, bitkin unutulmuş eski ilimlerin garip ve acayip kitap ciltleri üzerine ben- | Open Subtitles | كنت مكتئبا عندما حل نصف الليل بينما كنت أتأمل وأنا مرهق وضعيف في كثير من ا لعلوم المنسيه التي أثارت فضولي |
Ne kadar yorgun olursan ol, merhaba dememek çok ayıp. | Open Subtitles | مهما كنت متعبا انه من السئ ان لا تقول اهلا |
Çok yorgun olmasaydım, bu kadar paranoyak olmayı bırak derdim. | Open Subtitles | لو لم أكن متعبه كنت سأقول لك لا تكن مرتاب |
Biraz yorgun görünüyordu, ve oturacak bir yeri yoktu.. | Open Subtitles | بدا عليه التعب ولم يكن هناك طاولة ليجلس عليها |
- Ben de. O kadar yorgunum ki, yorgun olduğumu söylemek bile çok yorucu. | Open Subtitles | أنا متعب حقّاً، إنّه لمن المُجهد أن أقول ذلك. |
Yola çıkmak için çok yorgun olduğumu ya da olayın dikkatimi çektiğini söyleyebilirdim. | Open Subtitles | أنا يمكن أن أقول بأني متعب جدا لدرجه اني لا استطيع مواصله رحلتي أو ان حديثكم اثار فضولي. |
Oraya bırakın. yorgun ve yıkanmak istiyor. | Open Subtitles | مهلا دعها بالخارج انة متعب و يريد الاستحمام |
Oraya bırakın. yorgun ve yıkanmak istiyor. | Open Subtitles | مهلا دعها بالخارج انة متعب و يريد الاستحمام |
Eğer dikkat etmezse ölümüne yorgun olacak. | Open Subtitles | وهي ستعمل يكون متعب القتلى، أنها ليست دقيقة. |
Ona baktığımda tek gördüğüm bıktırıcı bir kocası olan yorgun bir kadın. | Open Subtitles | كل ما أراه عندما أنظر إليها هو إمرأة مرهقة مع زوج متعِب |
yorgun düştüğünü ve susuz kaldığını ama iyi olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا بأنها مرهقة وجافة قليلاً لكنهم يقولون بأنها بخير. |
Pazar günleri de, bizimle vakit geçirmek için yorgun olurdun. | Open Subtitles | وايام الأحد لا تمضي معنا أي وقت لأنك مرهق جداً |
Hayır, geçen hafta söyledim ya, sürekli yorgun, vücudunda morluklar... | Open Subtitles | لا قلت لك قبل أسبوع، انه يبو متعبا طوال الوقت |
yorgun görünüyorsun, Karen... Bir yardımcı tutmalısın. | Open Subtitles | تبدين متعبه يا كارين يمكننى تقديم بعض المساعده لك |
yorgun görünüyorsun. Tüm gün neler yaptın? | Open Subtitles | يبدو عليك التعب ماذا كنت تفعل طوال اليوم ؟ |
Bilemiyorum. Anlaşılır bir not aslında: adam yorgun. | Open Subtitles | لست أدري، كانت زلّة غير مقصودة كان الرجل مرهقاً |
yorgun olmalısın. - Yorgunum. Küçük bir galeri ama ne kadar çok iş olduğunu... | Open Subtitles | أنا مُتعبة ، لقد كنا في المعرض .. ليس لديكِ أدني فكرة |
Rüzgar değişiyor, insanlar yorgun, güvenlik istiyorlar, onlar vatanlarını geri almak istiyorlar. | Open Subtitles | الحاله تتغير,الناس تعبت انهم يريدون الأمان انهم يريدون أن يسترجعوا وطنهم الأم |
Onlar yorgun ve bitkin biz ise zindeyiz. | Open Subtitles | إنهم مجهدون و متعبون و نحن لا زلنا نضرين |
Ne dediğini anlayamayacak kadar yorgun değildim, doktora göre yeni doğmuş bebeğim kötü bir hasattı. | TED | ولم أكن منهكة من الولادة حتى لا أتفهم وجهة نظره فطفلتي من وجهة نظر الطبيب كانت نبتة سيئة. |
Hayır hayır, kabul etmiyorum. Bu durumda biz de yorgun olabiliriz! | Open Subtitles | لا اقبل بذلك, اذا كان هو يتعب, فنحن ايضا نستطيع ان تعب |
Geç vakte kadar çalıştığı için yorgun düşüp uyuya kalmış olabilir. | Open Subtitles | لقد ظل يعمل حتى وقت متأخر ربما شعر بالتعب وغلبه النوم |
Ve gerçekten yorgun olduğum ve sinirlendiğim zamanlarda, bebeği suçladım. | Open Subtitles | . . و لو كنت غاضبة تعبة حقاً فألوم الطفل |
Her gece zombi gibi orada burada dolaştığından vücudun yorgun düştüğü içindir. | Open Subtitles | ربما لأنك كنت تتجول في الأنحاء كالزومبي كل ليلة و جسدك منهك |