Bay Zé Amaro bana yaptıklarınız için teşekkür ederim. | Open Subtitles | "سيد [زي امارو] شكراً لـك على ما فعلته بي |
Li'l Zé mahalle sakinlerinin saygısını kazanırken Benny de Angelica'nın kalbini kazanıyordu. | Open Subtitles | بينما كان (ليل زي) يكسب احترام السكان كان (بيني) يكسب قلب (أنجيليكا)؛ |
Sana o zamanlar "Zé" derlerdi Besouro'ya da "Manoel" Dinorá ise erkekten çocuklardan farksız şurada çamurla oynardı. | Open Subtitles | كنتَ تدعى ، " زي"، و"بيسورو "كان يدعى " مانويل"، و"دينور" كانت غُلاميّة. |
Singapur'da One Man Nation'la deneysel elektronik müzikten São Paolo'daki çatısında şarkı söyleyen Brezilyalı efsane Tom Zé'ye. | TED | من الموسيقى التجريبية الإلكترونية في سنغافورة مع فرقة أمة رجل واحد إلى الأيقونة البرازيلية "توم زي" مغنياً من على سطح منزله في ساوباولو. |
Li'l Zé hep Tanrı Kent'in patronu olmak istemiştir. | Open Subtitles | لطالما أراد (ليل زي) أن يكون رئيس (مدينة الله)0 |
Artık adın Li'l Dice değil adın Li'l Zé. Li'l Zé daha da büyüyecektir. | Open Subtitles | لم يعد الفتى يدعى (ليل دايس)؛ بل (ليل زي)؛ سيكبر (ليل زي0 |
Bir sorun mu var Li'l Dice? Li'l Dice değil, artık benim adım Li'l Zé. | Open Subtitles | هل من خطب ما؛ (ليل زي)؛ ؛(ليل دايس)؛ اسمي (ليل زي) الآن |
Herkese bu işlerin artık Li'l Zé'ye ait olduğunu ve kokain sattığımızı söyle. | Open Subtitles | أخبر الجميع أنّ هذا العمل ملك ؛(ليل زي) وأننا سنبيع الممنوعات |
Ve Li'l Zé bütün düşmanlarını öldürdüğü için artık Tanrı Kent'te çatışma falan da yaşanmıyordu. | Open Subtitles | بما أن (ليل زي) قتل كل أعدائه؛ لم يعد هناك مواجهات بالأسلحة في (مدينة الله)0 |
Şehir uyuşturucu bağımlılarıyla dolup taşıyor ve Li'l Zé daha da zengin oluyordu. | Open Subtitles | صارت المدينة تعجّ بالمدمنين وصار (ليل زي) ثرياً |
Uyuşturucu ticareti yasal olsaydı Li'l Zé yılın adamı seçilirdi. | Open Subtitles | لو كانت تجارة الممنوعات قانونية؛ كان لينتخب (ليل زي) رجل السنة |
Li'l Zé tam tersiydi. Tek bir saplantısı vardı. | Open Subtitles | لكنّ (ليل زي) كان العكس تماماً؛ كان لديه هاجس واحد |
Li'l Zé'nin yaptığı gibi onları yok edeceğim. | Open Subtitles | لا أريد أنتظار أن يموت أحدهم سأفعل ما فعله ؛(ليل زي)؛ سأبيدهم جميعاً |
Ama topallamadan. Ve arkadaşlarına artık Li'l Zé'nin varoşunda soygun yapamayacaklarını söyle. | Open Subtitles | أخبر رفاقك أنّ لا أحد يسرق حيّ (ليل زي)؛ |
Yeter Li'l Zé. Onu yeterince cezalandırdın. | Open Subtitles | دعه وشأنه (ليل زي)؛ عاقبته بما فيه الكفاية |
Sizler de öyle. Sanırım Benny'yi öldürdüm. Li'l Zé yerine el koymaya geliyor. | Open Subtitles | وأنت كذلك؛ أظنني قتلت (بيني)؛ ؛(ليل زي) آتٍ ليحلّ محلّك |
Tanrı Kent'teki en iyi adamı öldürdün. Gidip Li'l Zé'yi halledelim. | Open Subtitles | قتلت ألطف متمرّد في المدينة لنذهب ونقضِ على (ليل زي)0 |
İstediği her kızı elde edebilirdi. Li'l Zé ise ya zoru, ya da parayı kullanıyordu. | Open Subtitles | وكلن على (ليل زي) دفع المال أو استعمال القوة |
Nakavt Ned'i öldürürsen Li'l Zé peşini bırakacağını söyledi. | Open Subtitles | ؛(ليل زي) يقول إنه إن قتلت "القوي" سيتركك وشأنك |
Carrot ve Nakavt Ned soygun paralarıyla Li'l Zé için hazırlık yapıyorlardı. | Open Subtitles | بواسطة مال السرقات؛ استعدّ (كاروت) ؛ و(ناد) القوي لمواجهة (ليل زي)0 |
Ze'ev mi? Yapma, ajan bile denmez ona. | Open Subtitles | (زيف), انه حتى ليس جّاسوسً جيداً |