Herkesin brendi ve sigara eşliğindeki Zafer düşlerini berbat ediyorum. | Open Subtitles | فيبدو أني أفسد استمتاع الجمع بـ البراندي والسيجار وأحـلام النصر |
Dört sene süren savaşın ardından Almanlar'a karşı Zafer, neredeyse kesinleşmişti. | Open Subtitles | بعد أربع سنوات من القتال النصر على الألمان قد أصبح مؤكدا |
Saat tam 0030'da meşalelerle Zafer anlamına gelen "V" işaretini verecekler. -... | Open Subtitles | في الثانية عشره والنصف سيشيروا بعلامة النصر في يد تحمل شعله حمراء |
Ümit ettiğinden daha çok Zafer kazanıp çok daha güçlenecekmişsin Atilla. | Open Subtitles | انهم يقولون ستنال مزيد من المجد والسلطة مما كنت تأمل، أتيلا. |
Dürüst olmak gerekirse Bay Hayes, bu büyük bir Zafer. | Open Subtitles | حتى اكون صادقا .. السيد هايز ان هذا نصر عظيم |
Üzerimizdeki baskiyi atabilmemiz için ihtiyacimiz olan sey büyük bir Zafer. | Open Subtitles | لكن ما نحتاجه، الآن، هو انتصار كبير بالأبواق حتى نوقف الضغط. |
Ve bu savaş bittiğinde ya cennette ya da Zafer meydanında yine görüşürüz! | Open Subtitles | وعندما ينتهي يوم المعركة هذا سوف نتقابل في الفردوس أو على ساحة النصر |
O zaman eğer isterse, onun da bir Zafer ilanı olabilir. | Open Subtitles | . إذن يمكنه أن يحصل على أحتفال النصر إذا يريد ذلك |
Bu fırsatı bize veren bu savaştır, sizin uydurduğunuz bir Zafer değil. | Open Subtitles | تلك الحرب التي أعطتنا هذه الفرصة ليس بعض النصر التخيلي من ناحيتكم |
Zafer, yine bir yıldırım harbiyle, birkaç haftalık bir iş gibi göründü. | Open Subtitles | النصر كـان يبـدو عـلى بعد أسابيع ليس أكثر، إنها حرب خاطفة أخرى |
Bu kurtuluşa bir Zafer niteliği kazandırmamak için çok dikkatli olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نكون حذرين للغاية لا تعطي هذه الوسائل سمات النصر |
Belki de biz Zafer ilan edip, evin yolunu tutmalıyız, hah? | Open Subtitles | ربما علينا فقط أن نعلن النصر ونتوجه إلى المنزل باكرًا، حسنًا؟ |
Çok fazla zorluk, kahramanlık ve şimdi bir o kadar büyük Zafer. | Open Subtitles | كثير من المشقّة ، كثير من البطولة والآن مثل هذا المجد الساحق |
Önümüzdeki aylarda birkaç önseçim var, yani kağıt üzerinde bir Zafer konuşması değil. | Open Subtitles | لدينا الكثير من الاساسيات فى الشهور القادمه لذا .. فعلياً ليس خطاب نصر |
Paganları püskürtmüş ve şehre girmelerini engellemiş olabiliriz ancak bu bir Zafer sayılmaz. | Open Subtitles | ربما نكون ردعنا الوثنيين ومنعناهم من دخول المدينة، ولكن هذا ليس انتصار محقق. |
Bunlar bittiğinde, temiz bir Zafer olduğunda kaderini tayin edersiniz. | Open Subtitles | وعندما ينتهي ذلك, عندما يكون هناك إنتصار واضح قرر مصيره |
JR: Hedef büyüdükçe, daha fazla engeller ile karşılaşırsınız ve o hedefin diğer tarafında Zafer vardır. | TED | رجل 3: كلما كبر الهدف، كلما زادت العوائق التي تواجهها، وعلى الجانب الآخر من ذلك الهدف يوجد الانتصار. |
Zafer bizim olduktan sonra, ama, gerçek Zafer barışın olacak. | Open Subtitles | بعد أن رأيت مجد الإنتصار إن مجد السلام يعرف نفسه |
Bu arada, bu şeyi kazanırsanız, size Zafer partisi yapacaklarını söylediler. | Open Subtitles | و الفتيات قلن أنه إذا فزتم سوف يقمن حفلة فوز لكم |
Bundan sağlam kurtulman için sana büyük bir Zafer kazandırtmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نحقق لك نصراً مؤزرا لتختتم بي حياتك المهنية |
Yankee'lerin, Detroit Tiger'larına karşı Zafer başlığı atmaya çalıştığı yere. | Open Subtitles | حيث يحاول فريق اليانكيز الفوز باللقب التقسيمي ضد فريق النمور |
Büyük ziyafeti yarınki Zafer kutlamasına saklıyorum. | Open Subtitles | أبقيت الليلة الكبيرة للأحتفال بالنصر غدا. |
Şimdi bu bizim için ve yapışkan toplarımız için sadece bir Zafer değildi. | TED | لم يكن ذلك انتصاراً لنا ولكراتنا اللزجة وحسب، |
Aynı zamanda ordumuza, 1947-49 arasında komünist asilere karşı Zafer kazandıran kişiye oy vermiş olacaksınız. | Open Subtitles | للرجل الذي قاد . . جيشنا للنصر ضد الشيوعيين الثوار في 1947 ـ 1949 |
Öyle bir adam ki, emekli olmadan önce siciline bir Zafer daha işleyebilmek için... bedeli ne olursa olsun... her şeyi yapar. | Open Subtitles | رجل يفعل أي شيء حتى يضيف إنتصاراً آخر إلى سجله مهما بلغ الثمن قبل أن يخفى نجمه |
Bu bir Zafer olarak sayılabilir ama dişilerin geleceğinden de emin olamaz. | Open Subtitles | ويعد نصرا لَكنَّه لا يَستطيعُ إفتِراض ان الإناث ستنجذب له في الحقيقة. |