ويكيبيديا

    "zaten" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بالفعل
        
    • سبق
        
    • أية حال
        
    • فعلاً
        
    • سلفاً
        
    • أصلاً
        
    • فعلا
        
    • كل حال
        
    • أكن
        
    • سلفا
        
    • اية حال
        
    • فقد
        
    • أصلا
        
    • اي حال
        
    • أيّة حال
        
    Vokal gelişimi engellemek olağanüstü bir müzikal çeşitlilik ortaya koysa da, doğal olarak gelişen seslerin zaten inanılmaz bir çeşitliliği vardır. TED مع أن إعاقة نمو الصوت يمكن أن ينتج مدى موسيقي استئنائي، الأصوات التي تتطور بشكل طبيعي قادرة بالفعل على تنوع مذهل.
    Birleşik Devletler ve Japonya da bu listede olacak ama onlara zaten baktık. TED بالتأكيد، ستكون الولايات المتحدة واليابان ضمن تلك القائمة، لكننا ألقينا نظرةً عليهم بالفعل.
    Ve bu yüzden, sadece büyük veriye güvenmek bir şeyleri kaçırma ihtimalini artırarak zaten her şeyi bildiğimizi düşündürerek bizi yanıltır. TED لذلك الاعتماد على البيانات الضخمة وحدها يزيد فرصة إغفال شيء ما، في الوقت الذي يتهيأ لنا أننا نعرف بالفعل كل شيء.
    Pekala, zaten bir kalp krizi geçirttin. Bu kadarı yeterli, şimdi sessiz ol. Open Subtitles حسـن ، سبق و سببت له نوبـة قلبيـة واحدة هـذا يكفي لـذا أصمت
    Bu zaten laboratuvar ortamında gerçekleştirildi ve ileride kuantum internetinin bir parçası olabilir. TED وهذا بالفعل مثبت في معامل البحث وقد يكون جزءًا من مستقبل الإنترنت الكمي.
    zaten günümüzde yapılabileciğini bildiğiniz birşey, kemik dokusu geliştirmek, ki bundan bir evlilik yüzüğü yapabilesiniz, sevdiğiniz insanın kemik dokusundan - gerçekten. TED شئ يمكن أن يصنع بالفعل هو أن تصنع أنسجة عظام لكي يمكنك صناعة خاتم للزواج من أنسجة عظام الشخص الذي تحبه نفسه
    Saldıran piyade istikrarla ilerler, filler zaten mevcut savunma hattını kırdılar. TED يتقدم جنود المشاة المهاجمين بثبات، وقد تخطت فيلهم بالفعل خطوط الدفاع.
    Bu değişimi başlatmamız için gerekli olan teknolojilerin çoğu zaten mevcut. TED أغلب التقنيات التي نحتاجها للشروع في هذا التغيير متواجدة اليوم بالفعل.
    Bu iş sadece bir formalite. Don Birnam zaten öldü. Open Subtitles أنا أضفي على الواقع شكلا رسميا دون بيرنام ميت بالفعل
    Hamburg'da onunla bir düğün töreni gerçekleştirdik. Ama zaten bir kocam vardı. Open Subtitles لقد خضت مراسم الزواج معه فى هامبورج و لكن لى زوج بالفعل
    zaten şu yaz saati yüzünden bir saat erken uyandım. Open Subtitles لقد فقدت ساعة بالفعل من وقت راحتي بسبب التوقيت الصيفي
    Dunya zaten kararını verdi ve ben de tümüyle razı oldum. Open Subtitles دونيا قررتْ بالفعل, وأنا أوافقها تمام الموافقة, لا بد أن تأتي
    Bu vücudumun bir kısmının zaten öldüğü anlamına mı geliyor? Open Subtitles هل يعني ذلك أن هناك جزءاً ميتاً بالفعل في جسدي؟
    zaten hastayım. Eğer bunu yersem daha da hasta olurum. Open Subtitles أنا مريضه بالفعل واذا اكلت هذا سأعاني من المرض اكثر
    Rosa, buna gerek olmadığını söyledim. Ben Ramon'u zaten traş etmiştim. Open Subtitles روزا، قلت لك أنه لا داعي لذلك سبق و حلقت لريمون
    Oldukça eminim. Gitmek için zaten iyi bir sebep var. Open Subtitles نعم أنا متأكد هناك سبب جيد للذهاب على أية حال
    zaten bütün uğraşın beni öldürmeye çalışmak, değil mi Evelyn? Open Subtitles إن كنت تحبنى فعلاً لقتلت نفسك فى الثوانى 3 القادمة
    zaten her şeyi batırmışken batıracak başka bir şey kaldığını sanmıyorum. Open Subtitles لأنّني لا أظنّ أنّ هناك شيء لأخرّبه لم نقم بتخريبه سلفاً
    Valinin eş ziyaretini yasaklaması zaten yeterince kötüydü, şimdi de bu. Open Subtitles مِن السيء أصلاً أن يَمنعَ الحاكِم الزِيارات الزَوجية، و الآن هذا.
    Sokka, bana bir şeyler kanıtlamak zorunda değilsin. Seninle zaten gurur duyuyorum. Open Subtitles سوكا لا يجب عليك أن تثبت لي ذلك فأنا فعلا فخور بك
    Gelme o zaman. Çünkü ben zaten mahvolmuş bir adamım. Open Subtitles لا تذهبي إذن، لأني خائف من الآن على كل حال
    zaten 10 yıl sonra arabama binseniz de, sizi piskopos kıyafetinizle tanıyamam. Open Subtitles وحتى إن أوصلتك بعد 10 سنوات ،لم أكن لأعرفك مرتدياً زي الأسقف
    Sana belki de ilk kez zaten bilmediğin bir şeyi söylüyor olabilirim. Open Subtitles ربما تكون هذه هي المرة التي اخبرك فيها بشيء لا تعرفه سلفا
    Her neyse, zaten oturup bir şey izleyemeyecek kadar sabırsızdır. Open Subtitles على اية حال انه متململ جدا بالنسبة لمساهدة اي عرض
    Ben rahatım zaten. Geçen hafta postallarımı kendi başıma giyip bağladım. Open Subtitles انا اسيطر علي الامور فقد عقدت رباط حذائي بمفردي الاسبوع الماضي
    bunun hemen ardından zaten fakirleşmiş olan halkın su faturaları patladı. Open Subtitles ماإن حدث هذا, فاتورة الماء للسكّان المحليّين الفقراء أصلا إرتفعت كالصاروخ.
    zaten sana böyle davranan, bu şekilde konuşan bir çocuksa değmez... Open Subtitles على اي حال الشاب الذي يعاملك كذلك و يتحدث اليك بذلك
    Boşver, önemli değil zaten, seni çok iyi anladım ben, Nick. Open Subtitles على أيّة حال.. لا يهمّ ذلك.. لأنني أفهمك جيّداً يا نـك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد