ويكيبيديا

    "zor zamanlar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بوقت عصيب
        
    • أوقات صعبة
        
    • وقت صعب
        
    • بوقت صعب
        
    • الأوقات الصعبة
        
    • أوقات عصيبة
        
    • وقت عصيب
        
    • بأوقات صعبة
        
    • وقتاً صعباً
        
    • وقتاً عصيباً
        
    • بوقتٍ عصيب
        
    • بأوقات عصيبة
        
    • الأوقات العصيبة
        
    • اوقات عصيبة
        
    • لأوقات عصيبة
        
    Bir kaç haftadır çok zor zamanlar geçiriyor. Open Subtitles إنه يمر بوقت عصيب جداً الإسبوعين الماضيين
    İncil'in de bize söylediği gibi hayatımızda zor zamanlar olacaktır. Open Subtitles الإنجيل يخبرنا دوماً بإنه ستكون هناك أوقات صعبة في الحياة.
    Annesi zor zamanlar geçiriyordu ve benden ona iş vermemi istemişti. Open Subtitles أمها تعتقد بأنّ وقت صعب و طلبت مني الحصول على وظيفتُها
    Baban annen olmadan çok zor zamanlar yaşıyor,değil mi? Open Subtitles أوه, وآلدك يمر بوقت صعب بدون وآلدتك, أليس كذلك ؟
    20 bin. Bu içinde bulunduğumuz şu zor zamanlar için, bir aile indirimi. Open Subtitles مبلغ 20000 , و هذا حسم عائلي بهذه الأوقات الصعبة
    Sanki zor zamanlar geçiriyormuşsunuz ve konuşacak birini arıyor gibisiniz. Open Subtitles كأنك تعاني من أوقات عصيبة و تحتاج لشخص لتتحدث معه
    Önemli bir şey değil... Yetiştiğim dönemde zor zamanlar geçirdim. Open Subtitles ليست بالأمر الهام عانيت قليلاً من وقت عصيب خلال نشأتي
    Tanrım, bize bayağı zor zamanlar yaşattılar, Carlos. Open Subtitles مفاجأة تعلم، لقد مررونا بأوقات صعبة فعلاً كارلوس
    Bütün insanlar zor zamanlar geçirirler. Open Subtitles يقولون أن كل الناس يجب أن يمروا بوقت عصيب
    Bayağı karşılıklıydı, ama hala zor zamanlar geçiriyorum Open Subtitles لقد كنّا متفاهمين لكن كنّا نمر بوقت عصيب
    Kendini terk edilmiş hissettiğini biliyorum, ama çok zor zamanlar atlattık ve ben önemli kararları, üzerlerinde en azından birkaç ay düşünmeden verecek adamlardan değilim. Open Subtitles أعلم أنك تشعرين و كأنه تم التخلي عنك و لكننا مررنا بوقت عصيب و حرج و أنا لست من النوع الذي يتخذ القرارات المهمة
    Felicia hasta bir kadın, Sukie ve zor zamanlar geçiriyor. Open Subtitles انها امرأة مريضة أعيش في أوقات صعبة ولا أعرف ماذا أفعل
    Yeniden merhaba. Gecikme için özür dilerim, ancak şu anda bizim için zor zamanlar. Open Subtitles مرحباً مرة أخرى، أعتذر عن التأخير و لكن هذه أوقات صعبة بالنسبة لنا
    Hayatı son zamanlarda epey değişti ve zor zamanlar geçiriyor. Open Subtitles لقد تغيرت حياته في الآونة الأخيرة و قد مر خلال أوقات صعبة
    Onun sorgusunu takip ederken, zor zamanlar geçirdim. Open Subtitles لدي وقت صعب في متابعة الى أين وصل في اسـتجوابة توني :
    Bak dostum, zor zamanlar geçirdiğini biliyorum ama başka bir insanı takip etme konusunda rahat değilim. Open Subtitles أعرف أنك مررت بوقت صعب لكننى لا أحس بالأرتياح عندما ألاحق إنسان بشرى آخر
    O kadar zor zamanlar yaşıyoruz ki aklıma şu şarkı geliyor: Open Subtitles في مثل تلك الأوقات الصعبة .يمكنأن أقول. أتذكر تلك الأغنية الأشياء ليست كما يجب أن تكون
    zor zamanlar geçiriyor ve ben geçmişte ona yardım ettiğinizi biliyorum. Open Subtitles إنه يعاني من أوقات عصيبة وانا أعرف أنكِ ساعدته في الماضي.
    Daha çok olmadığı için üzgünüm ama zor zamanlar geçirdim. Open Subtitles وللأسف لايوجد أكثر ولكن كان لدي وقت عصيب
    Belli ki siz boşanma evresine gelene kadar, çok zor zamanlar geçirdiniz. Open Subtitles أنتم بوضوح قد مررتم بأوقات صعبة قادتكم إلى هذه المرحلة
    Eğer kocamın başka kadınlardan bir sürü çocuğu olsaydı epey zor zamanlar geçirirdim. Open Subtitles سيكون وقتاً صعباً بالنسبة لي إذا كان لزوجي هذا العدد من الاطفال من نساء اخريات.
    Pekala, zor zamanlar geçiriyor. Sen ölseydin, ben de öyle olurdum. Open Subtitles إسمعي، إنّها تواجه وقتاً عصيباً مع هذا لكنتُ كذلك أيضاً، لو قتلتِ
    zor zamanlar geçiriyorsun. Eşin evi satmaktan bahsediyor. Open Subtitles أنها تمر بوقتٍ عصيب إنها تتحدث عن بيع المنزل.
    - Oldukça zor zamanlar geçirdik. - Peki, ne olacak Bob? Open Subtitles لقد مررنا بأوقات عصيبة جدا حسنا, ما الأمر يا بوب ؟
    zor zamanlar geldiğinde birbirimizin yanında olup güvenmeliyiz. Open Subtitles علينا فقط أن نثق بمساندة بعضنا البعض في الأوقات العصيبة
    Kolay değil, çünkü müşterilerimiz, tanımı itibariyle, diplomatik olarak zor zamanlar geçiriyorlar. TED انها ليست وظيفة سهلة .. لان عملائنا .. يواجهون اوقات عصيبة دبلوماسياً
    Biliyorsun, geçen sene ben de çok zor zamanlar geçirmiştim. Open Subtitles أتعلمين, أنني تعرضتُ لأوقات عصيبة العام الماضي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد