Anlamıyorsun, kapıcı kapımı zorla açmaya çalıştı ve ben ayaklarından dışarı iteledim. | Open Subtitles | حاول مراقب المبنى فتح الباب عنوة لكني جعلت قدمه تنحشر في الباب |
Cinayet gecesi Christine Stanford'un evine zorla girmeye çalıştınız mı? | Open Subtitles | هل حاولت الدخول عنوة إلى منزل كريستين في ليلة الجريمة؟ |
Su koruyucuları, bizi hayata tutan şeyi savunmak için kurdukları kamptan zorla uzaklaştırılıyor. | TED | حماة المياه يطاح بهم بالقوة من الخيم التي بنوها ليدافعوا عما يبقينا أحياء. |
Hele ki buradan zorla çıkarıldığımı ve yerimi aldığını seyrettiğimi düşününce! | Open Subtitles | وأن أجبر على ترك المنزل لها وأدعها تأخذ مكانى |
Eve zorla girildiğine dair bir belirti yok. Nasıl girmiş? | Open Subtitles | لا أرى أي أثر لإقتحام قسري كيف دخل إلى هنا ؟ |
zorla Sonia'yı Durjan Singh'in konağına götürüyorlar. | Open Subtitles | هم يأخذونها بالقوّة سياخذون سونيا إلى قصر دورجان سينغ. |
Cole, biz polis kaçırmayız ve zorla onları burada tutmayız. | Open Subtitles | كول، إننا لا نختطف رجال الشرطة ونقيّدهم رغماً عنهم |
Başlıca amacı, hakikati zorla almaktır ama başka bir amacı daha bulunur. | Open Subtitles | هدفه الأساسي هو إجبار المرء على قول الحقيقة، لكنه يخدم غرضاً آخر. |
İlk polis raporuna göre zorla girme veya boğuşma izi yok. | Open Subtitles | لا دليل على الإقتحام عنوة أو الصراع وفقا لتقرير الشرطة الأولي |
Bazı insanların hala terbiyeleri var insanların evlerine zorla girmiyorlar. | Open Subtitles | هذا لطيف ، لا زال هناك أناس يتمتعون بالأخلاق الحميدة ولا يدخلون عنوة إلى بيوت الآخرين |
Sanırım birisi zorla depoya girmiş. Kilit kırık. | Open Subtitles | أعتقد لأنّ أحداً دخل عنوة إلى المخزن كان القفل مفتوحاً |
Akşam yemeği saatindeki, yani 5, 6 ve 7'deki tahrişler ise zorla girildiğini, kadının, erkeğe yardım etmek için bir şey yapmadığını gösterir. | Open Subtitles | 5، 6، أو 7 تدّل على الدخول عنوة المرأة لم تقم بشيء لأجل مساعدة شريكها وبالتالي تتلقى كدمات خطيرة |
Kağıtta yazılı olan ismi çağırıyorlardı ve o kızlar zorla başka odaya götürülüyordu. | TED | كانوا ينادون الاسم المكتوب على الورق، وأخذت تلك الفتيات بالقوة إلى غرفة أخرى. |
Beni ürün dolabına zorla soktu ve bana diğerlerinden farklı davrandı..daha önce kimsenin davranmadığı gibi. | Open Subtitles | لقد أجبر على ذلك و قد لمسني كالآخرين أفضل جهاز جراحي لمسني |
zorla girilmemiş ve açık olan tek yer bu pencereymiş. | Open Subtitles | حسناً أستطيع القول بأنه لم يجري إقتحام قسري وهذه النافذة كانت الشيء الوحيد المفتوح |
Başka hiçbir askerimizin bu son mühletten önce zorla silahsızlandırılmayacağı konusunda sizden teminat isteriz. | Open Subtitles | نتطلع لتأمينك تلك لا أكثر من قوّاتنا سينزع سلاحك بالقوّة قبل الموعد النهائي |
Eğer ona zarar verirlerse, onu zorla tutuyorlarsa, oradan çıkarmalıyım. | Open Subtitles | إن كانوا يؤذونه أو يحتجزونه رغماً عنه , فعليّ أن أخرجه |
Kuzey Kore hükumeti aileme gönderdiğim paraya el koymuştu. Ve ceza olarak da ailem zorla kırsal bölgedeki boş bir yere sürülmüşlerdi. | TED | بأن السلطات الكورية الشمالية قد إعترضت بعض المال الذي أرسلته لعائلتي وكعقاب، سيتم إجبار عائلتي على الرحيل إلى مكان مهجور في الريف |
- Eski su deposu yolu. İlkokula zorla girmişler. Onun olduğuna oldukça eminler. | Open Subtitles | على الطريق القديم، اكتشفوا عمليّة اقتحام في المدرسة الابتدائية إنّهم متأكدون أنه هو |
İçeri zorla biri girmiş gibi bir hava yaratmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هو يحاول أن يجعل الأمر كأن هناك شخصاً أقتحم المكان |
Bağlantıları zorla kesme konusunda bir karar vermek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | سيتوجب علينا إتخاذ القرار سريعاً حول إزالة الوصلات بشكل إجباري |
Askerleri tehlikeden kurtarmak için güvenli olmayan bir yerden zorla geçirmek. | Open Subtitles | ترهيب حتى النهاية فرض حالة غير آمنة لتحرير الجنود من الخطر |
Ticarette bilindiğine göre kabin restoranlar zorla fuhuş mekanları. | TED | مطاعم المقصورة، كما تُعرف في هذه التجارة، هي أماكن للبغاء القسري. |
zorla uyuşturucu madde verdiğimizi anlayacaklardır. | Open Subtitles | هم سَيَكتشفونَ انه تم اعطاءه المخدرات بالقوه. |
Dinle... eğer sana zorla mayonez yedirilmeye çalışılırsa, saatin yanındaki düğmeye bas yeter.. | Open Subtitles | إذا أجبرت على أكل هذا المايونيز إضغط ببساطة على هذا الزر الموجود بالساعة |
Ya biri beni kaçırır, zorla sesimi kaydeder, baş parmağımı da keserse? | Open Subtitles | ماذا لو خطفني أحدهم و أجبرني على تسجيل صوتي ثم قطع إبهامي؟ |