ويكيبيديا

    "zorla" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عنوة
        
    • بالقوة
        
    • أجبر
        
    • قسري
        
    • بالقوّة
        
    • رغماً
        
    • إجبار
        
    • اقتحام
        
    • أقتحم
        
    • إجباري
        
    • فرض
        
    • القسري
        
    • بالقوه
        
    • أجبرت
        
    • أجبرني
        
    Anlamıyorsun, kapıcı kapımı zorla açmaya çalıştı ve ben ayaklarından dışarı iteledim. Open Subtitles حاول مراقب المبنى فتح الباب عنوة لكني جعلت قدمه تنحشر في الباب
    Cinayet gecesi Christine Stanford'un evine zorla girmeye çalıştınız mı? Open Subtitles هل حاولت الدخول عنوة إلى منزل كريستين في ليلة الجريمة؟
    Su koruyucuları, bizi hayata tutan şeyi savunmak için kurdukları kamptan zorla uzaklaştırılıyor. TED حماة المياه يطاح بهم بالقوة من الخيم التي بنوها ليدافعوا عما يبقينا أحياء.
    Hele ki buradan zorla çıkarıldığımı ve yerimi aldığını seyrettiğimi düşününce! Open Subtitles وأن أجبر على ترك المنزل لها وأدعها تأخذ مكانى
    Eve zorla girildiğine dair bir belirti yok. Nasıl girmiş? Open Subtitles لا أرى أي أثر لإقتحام قسري كيف دخل إلى هنا ؟
    zorla Sonia'yı Durjan Singh'in konağına götürüyorlar. Open Subtitles هم يأخذونها بالقوّة سياخذون سونيا إلى قصر دورجان سينغ.
    Cole, biz polis kaçırmayız ve zorla onları burada tutmayız. Open Subtitles كول، إننا لا نختطف رجال الشرطة ونقيّدهم رغماً عنهم
    Başlıca amacı, hakikati zorla almaktır ama başka bir amacı daha bulunur. Open Subtitles هدفه الأساسي هو إجبار المرء على قول الحقيقة، لكنه يخدم غرضاً آخر.
    İlk polis raporuna göre zorla girme veya boğuşma izi yok. Open Subtitles لا دليل على الإقتحام عنوة أو الصراع وفقا لتقرير الشرطة الأولي
    Bazı insanların hala terbiyeleri var insanların evlerine zorla girmiyorlar. Open Subtitles هذا لطيف ، لا زال هناك أناس يتمتعون بالأخلاق الحميدة ولا يدخلون عنوة إلى بيوت الآخرين
    Sanırım birisi zorla depoya girmiş. Kilit kırık. Open Subtitles أعتقد لأنّ أحداً دخل عنوة إلى المخزن كان القفل مفتوحاً
    Akşam yemeği saatindeki, yani 5, 6 ve 7'deki tahrişler ise zorla girildiğini, kadının, erkeğe yardım etmek için bir şey yapmadığını gösterir. Open Subtitles 5، 6، أو 7 تدّل على الدخول عنوة المرأة لم تقم بشيء لأجل مساعدة شريكها وبالتالي تتلقى كدمات خطيرة
    Kağıtta yazılı olan ismi çağırıyorlardı ve o kızlar zorla başka odaya götürülüyordu. TED كانوا ينادون الاسم المكتوب على الورق، وأخذت تلك الفتيات بالقوة إلى غرفة أخرى.
    Beni ürün dolabına zorla soktu ve bana diğerlerinden farklı davrandı..daha önce kimsenin davranmadığı gibi. Open Subtitles لقد أجبر على ذلك و قد لمسني كالآخرين أفضل جهاز جراحي لمسني
    zorla girilmemiş ve açık olan tek yer bu pencereymiş. Open Subtitles حسناً أستطيع القول بأنه لم يجري إقتحام قسري وهذه النافذة كانت الشيء الوحيد المفتوح
    Başka hiçbir askerimizin bu son mühletten önce zorla silahsızlandırılmayacağı konusunda sizden teminat isteriz. Open Subtitles نتطلع لتأمينك تلك لا أكثر من قوّاتنا سينزع سلاحك بالقوّة قبل الموعد النهائي
    Eğer ona zarar verirlerse, onu zorla tutuyorlarsa, oradan çıkarmalıyım. Open Subtitles إن كانوا يؤذونه أو يحتجزونه رغماً عنه , فعليّ أن أخرجه
    Kuzey Kore hükumeti aileme gönderdiğim paraya el koymuştu. Ve ceza olarak da ailem zorla kırsal bölgedeki boş bir yere sürülmüşlerdi. TED بأن السلطات الكورية الشمالية قد إعترضت بعض المال الذي أرسلته لعائلتي وكعقاب، سيتم إجبار عائلتي على الرحيل إلى مكان مهجور في الريف
    - Eski su deposu yolu. İlkokula zorla girmişler. Onun olduğuna oldukça eminler. Open Subtitles على الطريق القديم، اكتشفوا عمليّة اقتحام في المدرسة الابتدائية إنّهم متأكدون أنه هو
    İçeri zorla biri girmiş gibi bir hava yaratmaya çalışıyor. Open Subtitles هو يحاول أن يجعل الأمر كأن هناك شخصاً أقتحم المكان
    Bağlantıları zorla kesme konusunda bir karar vermek zorunda kalacağız. Open Subtitles سيتوجب علينا إتخاذ القرار سريعاً حول إزالة الوصلات بشكل إجباري
    Askerleri tehlikeden kurtarmak için güvenli olmayan bir yerden zorla geçirmek. Open Subtitles ترهيب حتى النهاية فرض حالة غير آمنة لتحرير الجنود من الخطر
    Ticarette bilindiğine göre kabin restoranlar zorla fuhuş mekanları. TED مطاعم المقصورة، كما تُعرف في هذه التجارة، هي أماكن للبغاء القسري.
    zorla uyuşturucu madde verdiğimizi anlayacaklardır. Open Subtitles هم سَيَكتشفونَ انه تم اعطاءه المخدرات بالقوه.
    Dinle... eğer sana zorla mayonez yedirilmeye çalışılırsa, saatin yanındaki düğmeye bas yeter.. Open Subtitles إذا أجبرت على أكل هذا المايونيز إضغط ببساطة على هذا الزر الموجود بالساعة
    Ya biri beni kaçırır, zorla sesimi kaydeder, baş parmağımı da keserse? Open Subtitles ماذا لو خطفني أحدهم و أجبرني على تسجيل صوتي ثم قطع إبهامي؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد