| Hidrojen sülfitin içimizde var olduğunu söylemiştim. | TED | لقد أخبرتكم أن كبريتيد الهيدورجين موجود بأجسامنا. |
| Muazzam olduğunu söylemiştim. Eskiden öyleydi en azından. | Open Subtitles | لقد أخبرتكم أن المكان رائع حسنا, لقد كان رائعا |
| Çocuklar, sessiz olun. Memeleri olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | يا رفاق اهدئوا أخبرتكم أن لديه اثداء |
| Peki, gen sürücülerinin iki sorunu var demiştim, hatırladınız mı? | TED | حسناً، تذكرون أنني أخبرتكم أن التحكم الجيني يُواجه بالأصل مشكلتين؟ |
| Size bir yere kıpırdamayın demiştim. | Open Subtitles | ظننت أنني أخبرتكم أن تبقوا في المكان الذي أمرتكم أن تبقوا فيه |
| - Arkadaşlar, size söylemiştim. Ben bitirinceye kadar sorularınızı aklınızda tutun. | Open Subtitles | شباب , أخبرتكم أن توفروا أسئلتكم حتى انتهى |
| Mülkümden uzak durmanızı yoksa sonunun kötü olacağını söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتكم أن تبقوا بعيداً عن ممتلكاتي أو ستدفعون الثمن غالياً |
| Size ilk dedikodumun beklemeye değer olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتكم أن أول خبرٍ لي يستحق الإنتظار |
| NCIS'in, bütünün bir parçası olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكم أن الشعبة جزء من حفرة أعمق. |
| "Bakın, bir hayalimin olduğunu söylemiştim ve isteseniz de istemeseniz de hepsi gerçekleşiyor!" diyebileceği bir şey istiyor. | Open Subtitles | يريد شيئا ليتمكن معه من قول، "انظروا، أخبرتكم أن لدي حلمًا وهو يتحقق، أعجبكم أم لا!" |
| Size hindi butlarının iyi olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتكم أن أرجل الديك الرومي إختيار جيد |
| Bunun hidrojen için dakikada 180 kilo ve helyum için de dakikada neredeyse üç kilo olduğunu söylemiştim. | TED | لذلك، أخبرتكم أن ذلك يحدث بمعدل 400 رطل ل(الهايدروجين) كل دقيقة وتقريباً 7 أرطال ل(الهيليوم). |
| O dönemde size Oskar Muller'ın tasarımcı olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | في ذلك الوقت أخبرتكم أن أوسكار مولر) هو المصمم) في الواقع، كان (مولر) مجرد أكاديمي |
| Kitabımızı seven insanlar vardır demiştim sana. | Open Subtitles | لقد أخبرتكم أن هناك العديد من الناس تحب عملنا. |
| Lütfen, telefonlarınızı kapatın demiştim. | Open Subtitles | أخبرتكم أن تتخلطوا من كل الجوالات. |
| Karavan fikri işe yarar demiştim size. Hiç dikkat çekmedik. | Open Subtitles | ، أخبرتكم أن سيارة الرحلات ستجدي |
| Yahudilerin komik isimleri var demiştim. | Open Subtitles | أخبرتكم أن اليهود لهم أسماء طريفة |
| Adada korkunç şeyler olduğunu size söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتكم أن هذا يحدث لكل من يضع قدمه على هذهِ الجزيرة. |
| Hey, çocuklar. Dedemin geleceğini size söylemiştim. | Open Subtitles | مرحبا يا رفاق لقد أخبرتكم أن جدي قادم |
| Mülkümden uzak durmanızı yoksa sonunun kötü olacağını söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتكم أن تبقوا بعيداً عن ممتلكاتي أو ستدفعون الثمن غالياً |
| Şişko biri olacağını söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتكم أن من سيجدها هو خنزير صغير |