"أخرجت" - Translation from Arabic to Turkish

• çıkardın
• çıkardı
• çektim
• dışarı
• çıkarıp
• çıkarttım
• çıktı
• çıktın
• çıkarmıştım
• aldım
• kurtardım
• çıkardınız
• çıktım
• çıkarttı
• çıkarttın

Branch'i vurduktan sonra fişeği çıkardın, sadece... sadece içgüdüsel olarak.
بعد أن أطلقت على برانش أخرجت غلاف الرصاصه فقط.. بالغريزة

Eteğinin cebinden bir parça pişmiş balık lokması çıkardı ve yemeye başladı.
أخرجت من جيب تنورتها كِسرة من سمك مطبوخ وشرعت في أكله

Bir kaç tane fotoğraf çektim, uydu telefonumu çıkardım.
ألتقطت بعض الصور. أخرجت هاتفي المحمول الذي يعمل عبر الأقمار الاصطناعية.

Ben kendime masum birini dışarı çıkardığımı ve suçluları içeri attığımı söyleyeceğim.
سأُخبرُ نفسي بأن أخرجت شخص بريء و وضعت شخصين مذنبين في السجن.

Takma dişlerini çıkarıp,bir bardağın içine koyup. Ona oral sex yapmış.
أخرجت طقم أسنانها و وضعته فى كوب و أعطته الجنس الفموى

Birkaç dakika önce, Suki ile Chinc Zain'i hücrelerinden çıkarttım.
لقد أخرجت سوكي و شيت سانغ من زنزانتهم منذ دقائق

Birkaç gün sonra, adamın cinsel suçlu olduğu ortaya çıktı.
بعد بضعة أيام أخرجت وثيقة اعتداء جنسي من ذلك الفتى

Kendi kendine çıktın. Kolay kısmı biz yaptık.
أنت الذي أخرجت نفسك نحن فعلنا الجزء السهل

Hatırlarsanız o ahşap borunun içinden bir kağıt parçası çıkarmıştım.
أنت تذكر أني أخرجت من الإنبوب قطعة ورق صغيرة ؟

- Yarısı yalan bunun! İkimizi de hayatından çıkardın.
نصف ما تقوله صحيح فحسب، أخرجت كلينا من حياتك.

Yani parasını alabilmek için yaşlı adamı evinden mi çıkardın?
أخرجت رجلا مُسِنا من منزله لتستفيد من المال ؟

Kardeşini akıl hastanesinden çıkardın mı?
هل وصلت لندن؟ ‎هل أخرجت أخي من المصحة العقلية؟

Ya kulenin bir mil dışına çıkmadan önce cep bataryasını çıkardı, ya da kulenin civarı dışına çıkmadı.
إمّا أنّها أخرجت البطارية من هاتفها قبل أن تدخل مسافة ميل واحد من البرج، أو أنّها لمْ تدخل مسافة ميل واحد منه.

Bana ismini, rütbesini ve sıra numarasını söyleyecek kadar başparmağını ağzından çıkardı.
لقد أخرجت إبهامها لمايكفيّ ، كي تُعطيني اسمها . و رتبتها، ورقمها التسلسليّ

Sahile gittik bıçağımı çektim avucumu kestim ve sonra senin avucunu kestim daha sonra kanımızı suya damlattık.
أخرجت سكينى و جرحت كفى ثم جرحت كفك و تركنا الدم ينقط فى الماء

Ama eğer bu mektuplarla adam dışarı çıkarsa 100 sterlin isterim. Tamam mı?
اذا أخرجت هذه الرسائل الفتى من القضية فسيكون لى 100 جنيها

Alet kutumdan ipimi çıkarıp, ve sonra üzerimizdeki her şeyi çıkarmaya başladık...
و أخرجت حبل من صندق العدة ثم بدائنا جميعاً نخلع ملابسنا ونلهو

Eşyalarımı depodan çıkarttım. Şunlara bir bak.
أخرجت صناديقي من المخزن اليوم إنظري إلى كلّ هذا

Ama ağaç çıktı ve o iyi, değil mi?
لكنكم أخرجت الشجرة أقصد , أنتم انتزعتموها و هو بخير

Sonra ne yaptın? Oradan çıktın mı?
اذا ماالذي فعلته ,أخرجت من هناك وحسب؟

Bakın, Teğmen bunu bir ara çıkarmıştım.
أتعرف ايها الملازم لقد أخرجت هذا مبكرا اليوم

Çantamı açtım, elimi çantaya soktum, mesleğimden elde ettiğim parayı aldım ve adama verdim.
فتحت حقيبتي، أدخلت يدي في حقيبتي، أخرجت المال الذي كسبته لقيامي بعملي، وقدمته للرجل.

Senin yaptığından çok daha kötü şeyler yapan öğretmenleri kurtardım.
لقد أخرجت كثير من المدرسين لفعل الأسوأ بكثير مما فعلتي

- İyi misin? Ricky'i oradan çıkardınız mı?
انا بخير هل أخرجت ريكي من هناك

Muhtemelen dünyadaki en sağlam çelik kasa ve 60 milyon doları alıp çıktım.
، ربما أكثر الخزائن أمناً في العالم . ولقد أخرجت منها 60 مليوناً

C4 yüklü bir kamyon Santa Clarita'da bir treni raydan çıkarttı.
شاحنة محملة بمتفجرات أخرجت قطارا عن مساره في سانتا كلاريتا

Aynanı çıkarttın, kendine baktın ve o kocaman, şen, kontrolsüz kahkahan
أخرجت مرأتك، وألقيت نظرة على نفسك وأطلقت هذه الضحكة السعيدة