| "...ama Nihayet 1959 yılında..." "...ihtiyar adamın Kaya'dan ayrılmasına müsaade edildi." | Open Subtitles | لكن في عام 1959 تم السماح للرجل العجوز أخيرا بمغادرة الصخرة |
| Nihayet sevebileceğim birini buldum - iyi ve temiz bir sevgi... malzemesiz. | Open Subtitles | وجدت أخيرا الشخص الذى يمكن أن أحبه حبا نظيفا جيدا بدون إدعاء |
| Ben de Nihayet Miranda'nın horultusundan kaçacak bir yer bulmuştum. | Open Subtitles | كنت قد وجدت أخيرا مكانا للهروب ميراندا وتضمينه في الشخير. |
| sonunda aşağı Manhattan'ın üç tarafında halka açık bir kıyısı var. | TED | مانهاتن السفلى لديها أخيرا الواجهة البحرية العامة على جميع الأطراف الثلاثة. |
| Muhammed Nihayet şehrin eteklerinde göründüğünde rahatlayan yandaşları onu karşılamak için akın ettiler. | Open Subtitles | وعندما وصل محمد أخيرا إلى أطراف المدينة كان أتباعه المؤمنين قد إندفعوا لرؤيته |
| Ve Nihayet ilk olumlu veriyi elde ettiğimizde, çok mutlu olmuştun. | Open Subtitles | و من ثم أخيرا وجدنا أول قراءات صحيحة فأصبحت سعيدا جدا |
| Nihayet ödediğimiz borçlar, eski sevgililerden gelen mektuplar mağazada harika gözüken ama göğüslerinizi terleten ve kesinlikle tartışmaya değmeyen deri bir yelek. | Open Subtitles | الديون التي دفعناها أخيرا أو رسائل من صديق قديم سترة جلدية كانت تبدو رائعة في المتجر ولكنها سببت تعرقا ولم تكن تستحق |
| Nihayet senin yanında savaşma fırsatını yakaladığım için çok mutluyum, okçu. | Open Subtitles | أنا أستمتع بهذه الفرصة للقتال أخيرا بجانبك ِ , أيتها النبالة |
| Aile özgür olacak ve annem de ben de Nihayet dinlenebileceğiz. | Open Subtitles | ستكون العائلة حرة و انا و الام يمكننا ان نرتاح أخيرا |
| Şimdi sizlere şunu söylemek için burdayım: Hayalini kurduğumuz gelecek Nihayet kapımıza kadar geldi. | TED | وأنا ھنا لأقول لكم إن المستقبل الذي كنا نحلم به، بات أخيرا قابَ قوسين أو أدنى. |
| Topu Nihayet tuttuğumda yukarı baktım ve anında gökkuşağının her renginden balıklarla çevrelenmiştim. | TED | وعندما تمكنت أخيرا من الوصول إليه، نظرت إلى فوق، لقد كانت تحيط بي الأسماك من كل مكان بجميع ألوان قوس قزح. |
| Ama dün gece Nihayet bir başkan gibi davrandı, Sanıyorum Cumhuriyetçilerin çoğu derin bir oh çekmiştir. | TED | ولكن ليلة أمس، عندما تحدث أخيرا كرئيس، أعتقد أن معظم الجمهوريون يتنفسون الصعداء اليوم. |
| 21 yayıncı tarafından reddedildikten sonra roman, Nihayet 1954’te yayımlandı. | TED | بعد أن رفضها 21 ناشرًا، نُشِرت الرواية أخيرا في عام 1954. |
| Neyse, 1991 Nihayet içeriye girme ve bu bebeği deneme vaktimiz gelmişti. | TED | حسنا، في عام 1991 ، كان الوقت قد حان أخيرا لنمضي ونجرب هذا الطفل. |
| Nihayet Osterlich'i işgal günü geldi. | Open Subtitles | يسرّني أن أعلن بأنّنا أخيرا جاهزون للذهاب الي أسترليتش |
| Ama bunun Nihayet gerçekleşmesi için 2000 yıl daha geçmesi gerekecekti. | Open Subtitles | يحلم بموت العبودية 2000سنة قبل أن تنتهي أخيرا |
| Nihayet sonunda, modelinin değil de gezegen gözlemlerinin doğru olmadığına karar verdi. | Open Subtitles | لقد قرر أخيرا أن ملاحظاته المتعلقة بالكواكب لم تكن دقيقة وليس نموذجه المركّب هذا |
| sonunda zamanımız olduğunda ise, ne paramız, ne de sağlığımız kalmıştır. | TED | ثم أخيرا عندما نمتلك الوقت، نكون بلا مال و لا صحة. |
| son olarak da baylar size yardımlarınız için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أخيرا أيها السادة أود فقط أن أشكركم على المساعدة التي قدمتموها |
| Ben de artık seks yapmak için hazır olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | اعتقدت انها على استعداد أخيرا لممارسة الجنس معي مرة أخرى |
| Sanırım nihayetinde Noel'in haricinde de verebileceği hediyelerinin olduğunu fark etti. | Open Subtitles | و أعتقد أنها أخيرا أدركت أن لديها هدايا تمنحها تتجاوز الكريسمس |
| Hele şükür. sonunda gelebildi. | Open Subtitles | حسنا، حمداً لله أخيرا حصلنا على مشروباتنا |
| Görünüşe göre, düşmeden önce panoya çarpmış ve sonra da lambayı kırmış. | Open Subtitles | يبدو انه انتقد في لوحة وارتدت لاعبا اساسيا ضوء قبل وصوله أخيرا. |