Korkunun hayatımı kontrol etmesine veya seninkini mahvetmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدع الخوف يسيطر على حياتي أو أن يدمر حياتك |
Bu anasını s.ktiğimin bu işi tekrar bozmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أدع ذلك الوغد يُفسد الأمر مرة أخرى هذه المرة |
Ama o kızın düzenbazlıkla kendine çıkar sağlamasına izin veremem. | Open Subtitles | لكن لا يمكنني أن أدع هذه الفتاة تجني حصاد مؤامرتها |
Kardeşimin aptalca bir şakadan dolayı hapse gitmesine izin veremem! Olmaz! | Open Subtitles | لن أدع أخى الصغير يدخل السجن بسبب خطأ تافه.إن هذا مستحيل |
Küçük kızının güzel saçlarının bir teline zarar gelmesine izin vermem. | Open Subtitles | أنا لن أدع أي شخص يؤذي شعرة من رضيعتك الجميلة الصغيرِة |
Kendi çatım altında böyle bir şey yaşanmasına müsaade edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أدع هذا الشيء يحدث تحت سقف بيتي |
Tanrı şahidim olsun ki mahkememin bu iki aile arasında kalmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | بقدر أن الربّ شاهدى، لن أدع محكمتى سبباً فى اندلاع حرب بين عائلتين |
Kızımızın gelecek sene yemeğini bir horozla yemesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا تقلق بشأن هذا. حسنا، لن أدع طفلتنا تتناول الغداء |
Söz veriyorum, sana hiçbir şey olmasına izin vermeyeceğim Nemo. | TED | أعدك، لن أدع أي شيء يحصل لك أبدا، نيمو. |
Ama bu kez kimsenin beni durdurmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لكني لن أدع أحداً يقف في طريقي هذه المرة |
O piçin paramı almasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا توجد طريقة تجعلني أدع ذلك الوغد أن يأخذ مالي. |
Benim dünyamın da patlamasından söz ediyor. Buna izin veremem. | Open Subtitles | انه يتحدث عن تدمير كوكبي أيضاً، لن أدع هذا يحدث |
Hayır, malımın nerede olduğunu kimsenin görmesine izin veremem. | Open Subtitles | لا , لا يمكننى أن أدع أى شخص يرى أين بضاعتى |
Pardon ama bir bayanın yanında pis bir dil kullanıImasına izin veremem. | Open Subtitles | ,آسف لكنني لن أدع أحداً يتفوه بكلام بذيء في حضور سيّدة |
Başarılı bir astrofizikçiyim ve kimsenin bunu elimden almasına izin vermem. | Open Subtitles | أنا عالم فلك ممتاز ولن أدع أي أحد يأخذ هذا مني. |
Bana bir fırsat verdin. Hiçbir şeyin mahvetmesine izin vermem. | Open Subtitles | لقد أعتيطنى الفرصة ولن أدع شيئاً يفسد تلك الفرصة |
Ooh! Anne hediyesi çok önemlidir. Emanet saklarım kimsenin dokunmasına izin vermem. | Open Subtitles | هدية الأم مهمة جدآ أنا سأبقها بأمان لن أدع أحدآ يلمسها |
O ihtiyar dağ gelinciğinin gelinimi seçmesine neden müsaade edeyim? | Open Subtitles | لِمَ يجدرُ بي أن أدع مسناً يختار عروسي بدلاً مني؟ |
Önemli değil, Lana. Sana bir şey olmasına izin veremezdim. | Open Subtitles | لا يهم لانا، لم استطع أن أدع شيئاً ما يحدث لك |
Ben Ansari nin olduğu arabanın üstündeydim Orada kimsenin yaklaşmasına izin vermedim. | Open Subtitles | كنت هناك في عربة الأنصاري لم أدع أحد يقترب |
Ve ben Phoebe'nin bunu yaşamasını istemiyorum. Daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | وأنا لن أدع فيبي تخوض ذالك مرة أخرى إنها تستحق الأفضل |
Ben babasız büyüdüm. Nasıl olduğunu bilirim. Ve ailemi bu şekilde bırakmayacağım. | Open Subtitles | أنا كبرت بدون أب وأنا أعرف ما هذا ولن أدع عائلتى تمر به. |
Daha önce gözden kaçırmıştım ama bunun tekrar olmasına müsade edemem. | Open Subtitles | لن , لا أستطيع أن أدع ذلك يحدثمجدداً. لقدكانمنذ10أعوام. |
Steven ve Diane'e kızı bize göndermelerine asla izin vermemeliydim. | Open Subtitles | كا يجب أن لا أدع ستيفن وديانا يرسلوها لنا |
Tuttum seni, söz veriyorum. bırakmam, tuttum seni. | Open Subtitles | استرخِ. سأمسكك، أعدك بهذا.. لن أدع مكروهاً يصيبك. |
Onun bana bakmasına izin vermiyorum. Seksi gözüktüğünü sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أدع الرجل ينظر إليِّ ، لا أظن أن هذا مُثير. |
Ukraynalı bir puşt tarafından düğün günümde terk edilişimin Sevgililer günümü mahvetmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أدع أمر تركي لدى المذبح بسبب أوكراني حقير .. أن يخرب يومي بعيد العشاق |
Burada oturup insanların ofisimi basmalarına izin mi vereyim? | Open Subtitles | كيف اجلس هنا هادئا و أدع الناس تهددنى بالسلاح و تسرقنى ؟ |
O çocukların beni polise şikayet etmesine göz yumamam. | Open Subtitles | لن أدع هؤلاء الأطفال أن يُسلمونني إلى السُلطات. |