Seni o otobüse bindirmeye söz verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيتُ كلمتَي بأنني أَراك على تلك الحافلةِ |
Duygularını paylaşıyorum Eric, ama zaten kasabaya tüm marketimi verdim. | Open Subtitles | انا أَتعاطفُ، إيريك لَكنِّي أعطيتُ هذه البلدةِ مخزنِي الكاملِ |
Maaş alabilmek için bunu işverenime verdim. | Open Subtitles | بأنّني أعطيتُ إلى ربِّ عملي لتَأْكيد أنا أصبحتُ ذو راتبَ. |
Sarah'ya kırmızı taşlı bir Latnok yüzüğü vermiştim. | Open Subtitles | لقد أعطيتُ سارة خاتم لاتنوك ذات حجر أحمر |
Evet, birkaç gün önce gelen birisine eşkâlini verdim. | Open Subtitles | أجل , لقد أعطيتُ أوصافاً لشخصٌماالذيخرج قبل أيامقليله. |
Ölmediğimi bildirmeleri için, Büroya bir liste isim verdim. | Open Subtitles | أعطيتُ لائحة إلى المكتب بالأشخاص الذين أردتُ إبلاغهم أنني لستُ ميّتاً حقاً |
Evliliğimde kendimden çok ödün verdim. | Open Subtitles | وقد أعطيتُ الكثير من نفسي في زواجي الأخير |
Luke'a göz atması için bebeğin dosyasını verdim. | Open Subtitles | وبعدها أعطيتُ الملف لـ لوك ليطّلِعَ عليه |
Ben de dadıya 10'a kadar kalması için 40 dolar rüşvet verdim. | Open Subtitles | وأنا أعطيتُ الجليسة 40 دولاراً وأخبرتُها أن تمكث حتّى العاشرة |
Ben de dadıya 10'a kadar kalması için 40 dolar rüşvet verdim. | Open Subtitles | وأنا أعطيتُ الجليسة 40 دولاراً وأخبرتُها أن تمكث حتّى العاشرة |
Orijinalleri incelemeleri için adli tıpa verdim. | Open Subtitles | أعطيتُ الأصليّة لقسم الأدلّة حتى يتمكنوا من فحص الورقة |
Belki bilmek istersin, kızına hafif sakinleştirici verdim ki kendi adamlarıma beni vurdurmasın. | Open Subtitles | وإذا كنتي تتسألين ، فقد أعطيتُ ابنتكِ مسكّن معتدل فقط لكي لا تفعل شيء ذكي كجعلك رجالي يضربونني |
Polislere tüm güvenlik kameralarımıza giriş yetkisi verdim bunlar hariç tabii. | Open Subtitles | أعطيتُ الشرطة الوصول ،إلى كُلّ كاميراتنا الأمنية ما عدا هذه |
Bir kez 23:00'da randevuya çıktığımda adama ATM şifremi verdim. | Open Subtitles | ذات مرة ذهبت بموعد وبحلول الحادية عشر مساءً أعطيتُ الرجل رمز بطاقتي الإئتمانية |
Çünkü biraz önce kendime mahvetme imkanım olmayan bir görev verdim. | Open Subtitles | لأنني فقط أعطيتُ نفسي المهمة التي أنا لا أَستطيعُ الشَدّ. |
Birçok kötü insana birçok kötü şeyler verdim. | Open Subtitles | وبعدها أعطيتُ الكثير من الأشياء السيئة لكثيرٍ من الناس السيئين |
Bebeğime bile mama verdim sütümün bitmesine imkân yok. | Open Subtitles | أعطيتُ طفلي حتى زجاجة حليب لذلكَ لا يمكن لجسدي أن يجف |
Bunu hayallerinin peşinden koşması için kız arkadaşıma vermiştim. | Open Subtitles | أعطيتُ هذا المال لصديقتي حتّى يتسنّى لها تحقيق أحلامها. |
Bu hançeri yıllar önce karıma vermiştim. | Open Subtitles | أعطيتُ هذا الخنجر إلى زوجتي منذ سنوات. |
Vergi borcu oyunu için hesap numaramı ortağıma vermiştim. | Open Subtitles | أعطيتُ شريكَي القديم كُلّ أرقام حساباتي |
Eğer yanında bedava eşantiyon verirsem daha fazla makyaj malzemesi satabilirim. | Open Subtitles | يمكنني بيع الكثير من المكياج إذا أعطيتُ هدية مجانية مع الشراء |
Nişan yüzüğünü yabancı bir çocuğa veren kişi ben değilim. | Open Subtitles | لَستُ الواحد الذي أعطيتُ إرتباطَه دقّْ إلى الطفلِ الأجنبيِ. |