Valerie, elimde olmadan hızlı arama listende olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | فاليري، لم أنفك ألاحظ بأني مدرج بقائمة الاتصال السريع لديك. |
Evinin her yerinde bunlarla dolu kaseler olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | ألاحظ بأنّه لديك مثل تلك الكرات في جميع أنحاء بيتك |
Benim üzerimde casusluk yapmanı fark etmeyeceğimi düşündüğün için daha da onurum kırıldı. | Open Subtitles | هذه إهانة لي إن ظننت أنني لن ألاحظ حقيقة أنكِ كنت تتجسسين عليَّ |
Senin bu ufacık komik dünyanın içinden yürüyorum ve buna dikkat bile etmiyorum. | Open Subtitles | لقد أتيت إلى هذا العالم الساذج بدون أن ألاحظ ذلكَ |
Bazen ben uyurken parmaklarını saçımda gezdirir ve benim farkında olmadığımı zanneder. | Open Subtitles | أحياناً وأنا نائمة يمرر أصابعه عبر شعري. يظنني لا ألاحظ ولكني ألاحظ. |
Duvarlar aynıydı, mobilyalar da, her odanın da aynı olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | الجدران هي نفسها الأثاث الأمر الذي جعلني ألاحظ أن في كل غرفة |
Nasıl oldu da iki yeğenim ben fark etmeden bu kadar çabuk büyüdüler? | Open Subtitles | كيف يمكن لابنة أخي وابن أخي أن يكبرا من غير أن ألاحظ ذلك؟ |
Eğer olsalardı etrafta zıplayan perileri fark etmez miyim sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تحسبني لن ألاحظ إذا ثمة جنيات تحوم في العالم؟ |
Buraya en son geldiğimden beri oyunda sözcüklerin yerlerinin değişmediğini fark ettim. | Open Subtitles | ألاحظ بأن الكلمات في اللعبة لم تتغير منذ آخر مرة كنت هنا |
Deliği bir tek boynuzlu at posteriyle örtünce fark etmeyeceğimi mi sandın? | Open Subtitles | و ظننت انني لن ألاحظ ان قمت بتغطيته بملصق حصان وحيد القرن؟ |
Orada bir şeyler karıştırıyor olursanız fark edemeyecek kadar meşgulüm demektir. | Open Subtitles | ولو تمكنتما من الدخول إلي هناك فأنا مشغول جداً ولن ألاحظ |
Bunu daha önce fark etmemiştim ama cildin yapış yapışmış. | Open Subtitles | تعرفين، لم ألاحظ هذا من قبل لكن جلدك دبق جدا |
Bizim yavru kuçuyla içli dışlı olduğunuzu fark etmedim sanma. | Open Subtitles | أتظنين أني لم ألاحظ أنك واللطيف تتقربان من بعضكما البعض |
Sonra kötü içgüdülerim olduğunu fark etmeye başladım, kötü düşüncelerim olduğunu ve onları söylemek istediğimi. | TED | ثم بدأت أن ألاحظ تلك دفعات لئيمة بداخلي وكانت عندي الأفكار السيئة التي انتظرت تعبيرها. |
Tahtayı sevme sebebimin bir kısmı tahtadan binalarımdan birine insanlar girdiğinde her seferinde onların tamamen farklı tepki verdiklerini fark ediyor olmam. | TED | وجزء من السبب في أنني أحبه هو أنه في كل مرة يدخل الناس إلى مبانيي الخشبية، ألاحظ أن ردة فعلهم مختلفة بشكل كامل. |
Diğer insanların göremediği, bütün küçük şeylere dikkat ederim. | Open Subtitles | ألاحظ كل الأشياء الصغيرة التي يغفل عنها الناس الآخرون |
Sorguya çekmek istemem ve farkında değilmiş gibi davranırım. | Open Subtitles | ثمة خطب بك، لكن لا عليك، لن أستجوبك سأتظاهر بأني لم ألاحظ أي شيء |
O zaman tekrardan, benimle birlikte yaşamak istemediğini de farketmemiştim. | Open Subtitles | إذا مجددا, أنا لم ألاحظ أنكِ لاتريدين العيش معي أيضا |
Ama görüyorum ki sendeki değerli öz işlenip başka yöne çevrilebilir. | Open Subtitles | إلا أني ألاحظ أن معدنك الثمين قد يؤثر فيه ما يغير خواصه |
Kadınlar dikkatimi çekiyor. Tümü çekiyor. Peki nedenini biliyor musun? | Open Subtitles | إنّي ألاحظ النساء، ألاحظ جميع النساء، أتريدي أن تعلمي السبب؟ |
Yusufçukları farketmedim; belki oradalardı, belki değillerdi. | TED | لم ألاحظ اليعاسيب; ولا أهتم بوجودها من عدمه. |
Zihnimizin ürettiği, o ters yüzen balıkların farkına varmayı öğretti. | TED | علمني أن ألاحظ السمك الذي يسبح للخلف الذي خلقه عقلنا. |
Christian eşcinsel olduğu için dövüldüğünde ellerime cebime koydum ve hiç farketmemişim gibi başım öne eğik halde yürüdüm. | TED | حين ضرب كريستشن لكونه مثليًا، وضعت يديّ في جيبي وسرت مطرقا كأني لم ألاحظ. |
Cüzdanınızı açtınızda, içine baktım ve elimde olmadan yeni 1 dolarınızı olduğunu gördüm | Open Subtitles | عندما فتحت محفظتك، لمحت ما بداخلها ولم يسعني إلا أن ألاحظ أن لديك عدة ورقات دولار مفرودة. |
Ama ben bunu göremedim. | Open Subtitles | لكنّي لم ألاحظ ذلك، سيدي، لماذا عقلي ليس حادّاً مثلك؟ |
Aklınızdan geçeni görebiliyorum. İşaretlerin farkına nasıl varamadım? | Open Subtitles | أعرف فيما تفكّرين لمَ لمْ ألاحظ الإشارات؟ |
Duvarın da birçok resmi var. Mercek ne tarafa dönüktü anlayamadım. | Open Subtitles | لم ألاحظ أي جهة كانت .. عليها عدسة التصوير |
Bir şeyler farketmeye başladım. Ve bunu üst yönetime raporladım. Neydi o peki? | Open Subtitles | بدأتُ ألاحظ شيئاً، وأبلغتُ عنه كفتى مطيع |