| Tabi ki, günde çok fazla kelime yazdığımız için, komik şeyler olabiliyor. Bu gerçekten doğru çünkü insanlara rastgele seçilmiş | TED | والآن بالطبع، بما أننا نقوم بحل الكثير من الكلمات يومياً، فإن أموراً مضحكة قد تحدث. خاصة وأننا الآن نقدم للناس |
| Onunla her zaman sen olmadan bir şeyler yaptık ve sen hiç üzülmedin. | Open Subtitles | نفعل أنا وهو طوال الوقت أموراً من دون أن تكون معنا ولا تغضب |
| Lordum, yüzün tıpkı bir kitap gibi tuhaf şeyler bulabilir o yüzü okuyanlar. | Open Subtitles | إن وجهك يا مولاي كتاب مفتوح يمكن أن تقرأ الناس فيه أموراً عجيبة |
| Mello, duygularının seni kontrol etmesine izin veriyorsun; bu yüzden önemli şeyleri unutuyorsun. | Open Subtitles | ميلو ، أنت تجعل عواطفك تتحكم بك ، لذا قد نسيت أموراً مهمة |
| Pekala, bak, eğer burada birlikte yaşayacaksak benim yanımda bu tarz şeyler söyleyemezsin. | Open Subtitles | اسمع، إن كنّا سنعيش هنا معاً، لا يمكنكَ أن تقول أموراً كهذه قربي. |
| Bir şeyler saklayarak beni korumana gerek yok, tamam mı? | Open Subtitles | لا أريدك أن تحميني بإخفائك أموراً علي ، إتفقنا ؟ |
| Onları strese sokuyorsun, kötü notlar getiriyorsun arkadaşlarınla aptalca şeyler yapıyorsun. | Open Subtitles | تسبب لهم توتر شديد, وعلاماتك سيئة, ترتكب أموراً حمقاء مع أصدقائك |
| Bir şeyler yapacaktır. Belki gözlerinden birini çıkarır. Büyük ihtimalle ikisini de. | Open Subtitles | إنه فقط سيفعل أموراً بها، غالباً سيفقع إحدى عيناها، وعلى الأرجح كلاهما |
| O asayı nasıl kullanacağını bilmiyorsan başına epey kötü şeyler getirebilir. | Open Subtitles | إنْ لمْ تعرف استخدام ذلك الصولجان فقد يسبّب لك أموراً شرّيرة |
| - Bakın, ben öyle şeyler yapmam. - Başka kadınlarla takılmak... | Open Subtitles | أنا لا أفعلُ أموراً مثل هذه، كما تعلم بأن أخون زوجتي |
| Onun hakkında bir bok bilmiyorum ama benden bir şeyler sakladığını biliyorum. | Open Subtitles | حسنٌ , لا أعرفه حقّ المعرفة، لكن أعلمٌ بأنكَ تخفيّ أموراً عنيّ. |
| İkimiz de ordu da görev yaptık, görmek istemediğimiz şeyler gördük. | Open Subtitles | فكلينا خدمنا في الجيش, وكلينا رأينا أموراً نتمنى لو لم نراها |
| Cidden, sürekli bizden bir şeyler saklıyor ama sana güvenmemizi istiyorsun. | Open Subtitles | جديًا طلبت منا أن نثق بكِ بينما أنتي تخفين أموراً عنا |
| Azcık daha karmaşık şeyler olan yerlerde, biraz daha karmaşık şeyler elde etmenizolası. | TED | وحيث كان لديك أموراً شيئما أكثر تعقيداً، يمكن الحصول على أموراً شيئما أكثر تعقيداً. |
| İngilizce kelimeleri yan yana veriyoruz. Çok komik şeyler olabiliyor. | TED | كلمتين عشوائيتين بالإنجليزية جنبا إلى جنب. لذا فإن أموراً مضحكة قد تحدث. |
| Eğer birbirimizi gerçekten dinlersek, kendi algılarımızı değiştirmemizi gerektiren şeyler duyacağız. | TED | وإن كنا نُصغي بصدق لبعضنا البعض، سنسمع أموراً تتطلب منا تغيير نظرتنا لأمور معينة. |
| Ona sadece senin söyleyebileceğin şeyleri biliyordu. Nerede olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | إنه يعرف أموراً لا يعرفها سواكِ أنتِ فقط، أود معرفة مكانه |
| Bunlar, doğal biyolojik organizmalar ve bizim ve şu anki robotların da yapamadığı süper şeyleri yapıyorlar. | TED | لذا هذه الكائنات الحية الطبيعية ويستطيعون أن يفعلوا أموراً رائعة جداً لا نستطيع فعلها، ولا الروبوتات الحالية. |
| Bir şeyler uyduruyor ve olmayan şeyleri gördüğünü söylüyor. | Open Subtitles | و يَختَلِقُ أموراً و يَدَّعي أنهُ يَرى أشياء ليسَت مَوجودَة |
| Büyük işler başarmam için bana bahşettiğin akıl ve vücut sağlığına minnettarım. | Open Subtitles | أريد أن أشكرك علي نعمة العقل و صحة الجسد لإنجاز أموراً عظيمة |
| Öleceğini daha önce öğrenmiş olsaydım, vaktimi başka şeylere harcamazdım. | Open Subtitles | ،إن عرفت أنك تحتضر لما قضيت حياتي أفعل أموراً أخرى |
| Çünkü bir avuç ergenle etrafta koşuşturmaktan daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | لأنّ لديّ أموراً أفضل بدلاً من الخروج مع حفنةٍ من الأطفال |
| Oturma odasının kapısını kapatırdı ve ben o odada büyülü şeylerin gerçekleştiğini hayal ederdim. | TED | وكانت تغلق باب غرفة المعيشة خلفها وكنت أتخيل دائماً أن أموراً سحرية تحدث داخل تلك الغرفة |
| Bazen olaylar aynen böyle gerçekleşir. | Open Subtitles | أحياناً يمكن أن تحدث أموراً بهذه البساطة. |
| Biraz daha votkayla hakkımda bilmediğin bir sürü şey daha öğrenebilirsin. | Open Subtitles | المزيد من الفودكا وربّما تكتشف أموراً أخرى لم تكن تعرفها عنّي |
| Ön sevisme icin güzel bir fikre benziyor, ama ondan önce yapmam gereken seyler var. | Open Subtitles | يبدو الأمر كلعبة مرحة ما من مُداعبة جنسية لكن لدىّ أموراً أكثر أهمية لأحضرها أولاً |
| Görmediğimiz ve bilmediğimiz şeylerden korkmak budalacadır. | Open Subtitles | إضافة إلى أمور لم نرها من قبل وأمور لم نعرفها بعد من الحماقة أن نهاب أموراً لم تختبرها بعد |