"أنا أعلم" - Translation from Arabic to Turkish

• - Biliyorum
• Ben biliyorum
• olduğunu biliyorum
• farkındayım
• biliyordum
• bilirim
• anlıyorum
• Evet
• biliyorum ve
• gittiğini biliyorum

Biliyorum. - Biliyorum. - Kendini ne sanıyorsun, tanrı mı?
ـ أنا أعلم ذلك ـ هل أنتِ إله لتعلمى ذلك؟

- Biliyorum, bunu biliyorum ve evlenmek zorunda olduğunu anlıyorum.
أنا أعلم, و أتفهّم بأنّ عليكِ أنْ تتزوجي أحقّاً ؟

Bu daha bitmedi çünkü nereye gittiğini bilmiyorsun ama Ben biliyorum. .
لم ينتهى لأنك لا تعلم أين ستذهب و أنا أعلم أين ستذهب

Gece çabuk akıp gidiyor ve zamanın ne değerli olduğunu biliyorum.
الليلة تنقضي مسرعةً و أنا أعلم بأن الوقت ثمينٌ بالنسبة لي

Biliyorum ki beni utandıracaksın ve kendine hakim olamadığının da farkındayım.
أنا أعلم بأنك سوف تحرجني وأعلم بأنك لا تستطيع مساعدة نفسك

Yine de en nihayetinde hukukun benim için daha heyecan verici olduğunu biliyordum.
تعادل القوى أنا أعلم في النهاية أن القانون سيكون أكثر إثارة بالنسبة لـي

Güç sahibi olmak ve güç sahibi olmamak nasıldır bilirim.
أنا أعلم معنى أن تملك السلطة وأعلم شعور أن تفقدها

- Biliyorum kulağa çılgınca geliyor ama bunu bir düşün.
من أنا أعلم أنها تبدو مجنونة لكن التفكير في الامر.

- Biliyorum tatlım burada bir sürü büyük gemi var.
أنا أعلم. هناك الكثير من المراكب الكبيرة هنا ، يا عزيزي.

- Biliyorum, normalde kadeh kaldırma konuşmasını Ross yapardı, ancak bu sene ben yapacağım.
أنا أعلم أن عادة روس يعطي الخبز المحمص، ولكن هذا العام أنا سأفعل ذلك.

- Biliyorum,bebeğim.
المدرب يريد مني أن أركض أنا أعلم يا عزيزي

- Biliyorum... ruhsallık senin için bir sürü ıvır zıvır... ama insanlara içindeki barışı sağlamalarında yardımcı oluyor.
أنا أعلم روحانيا أنك تعتقد أن هذا هراء و لكنه يساعد الناس في التصالح مع أنفسهم

Ama teselli ise seni gömmek yapacağım tam olarak nerede, Ben biliyorum.
لكن إذا كان في ذلك أي عزاء، أنا أعلم بالضبط أين سأدفنك

Ben biliyorum çünkü bir çoğunu bulmalarına bizzat yardım ettim.
ولكن أنا أعلم عنها لأنني ساعدتهم في أخفاء الكثير منها

Burada altın olmalı ve Ben biliyorum ki biz onu bulabiliriz. Bu kötü bir fikir değil.
لابد من وجود ذهب هنا أنا أعلم أنه يمكننا أن نجده

Ne olduğunu biliyorum. Asıl sen neye sahip olduğunu biliyor gibi görünmüyorsun.
أنا أعلم , أنت من يبدوا أنه لا يعلم ما كان يملك

Bazı şeylere alışkın olduğunu biliyorum ama biz farklı birşey yapacağız.
أنا أعلم أنك متعودة على أمور كثيرة لكننا سنفعل شيئاً مختلفاً

Gecenin, korkunç davetkâr olduğunu biliyorum ama bayan Vale sizi bekliyor.
أنا أعلم أن الليل مغري بالنسبة لك لكن الآنسة فيل تنتظرك

Bak, çavuş, onun aşırı derecede şarhoş olduğunun farkındayım,tamam mı?
أنظر أيها الرقيب ، أنا أعلم أنه ثمل ، حسن؟

Eski bir başbakan olarak ilgi odağı olacağımı biliyordum ve sakıncası yoktu.
أنا أعلم اني مركز اهتمام الكثيرين ولابأس في هذا أنا أتقبل هذا.

İnan bana, sevdiğin suçlu bir kardeşin olması nasıl bir şeydir iyi bilirim.
صدقني ، أنا أعلم بشأن ما مررت به أن تحظى بشقيق مُجرم تُحبه

Ne demek istediğinizi anlıyorum. Ayrıca çok da kötü göründüğümü biliyorum.
إنظرى, أنا أعلم ما تقولينه و أعلم كيف يبدو الأمر سيئاً

Evet bizim büyüklerimiz... ama yine de kalp kırmaya hakları yok.
أنا أعلم أنهم الكبار ولكن هذا لا يعطيهم الحق بتحطيم القلوب

Bak, onun benden daha mutlu olduğunu biliyorum ve sebebini bulmak istiyorum.
أنظرن, أنا, أعلم بأنها كانت أسعد مني و أريد أن أكتشف لماذا؟

Bazılarınızın Harvard İşletme Okulu'na gittiğini biliyorum.
أنا أعلم أن بعضكم درس في مدرسة هارفرد للأعمال.