Olmaz, seni asla bırakmam, kardeşimi asla yarı yolda bırakamam ama içmem gerek. | Open Subtitles | لا , أنا لن أتركك أبدا لا يمكنني أبدا أن أترك أخي لكي يا اخي , على أن أحظى بشراب واحد |
Ama düşen bir dostumu geride bırakamam. | Open Subtitles | . لكني لا أستطيع أن أترك رجلاً يسقط ورائي |
İşimi gücümü bırakıp, parmaklarını kafamda gezdir diye her gün buraya geleceğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تتوقع أن أترك ما أفعل وأسرع هنا كل يوم لتضع أصابعك على رأسي ؟ |
Bak, ama okula döneceğim zaman arkadaşının işini bırakmak zorunda kalırım. | Open Subtitles | استمع، عليّ أن أترك صديقك في وقتِ حرج عندما أعود للدراسة |
Ama tatlım bu koca odada yalnız kalmak istemiyorum. İyi değilim. | Open Subtitles | لكن يا حبيبي أنا لا أريد أن أترك لوحدي في هذه الغرفة الكبيرة |
Küçük olanı, bozkırda ölmesi için bırakayım mı? | Open Subtitles | أكان يجب أن أترك الأضغر يموت وسط السهول؟ |
Çocuğu hastayken terk etmek bana bir şekilde yanlış geliyor. | Open Subtitles | هو فقط يبدو خاطئ بطريقة ما أن أترك الطفل وهو مريض. |
Sizi bu halde bırakamam. | Open Subtitles | ل لا يمكن أن أترك لكم اثنين من هذا القبيل. |
İşe karışman ne kadar kötü bayım, ama arkada tanık bırakamam. | Open Subtitles | سيء جداً تورطك في هذا سيدي لكن لا يمكنني أن أترك شهوداً |
Ama kız kardeşimi böyle bir zamanda yalnız bırakamam. | Open Subtitles | لكنني لا أستطيع أن أترك شقيقتي في وقتٍ كهذا. |
Warbler'ları yüzüstü bırakamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أترك الواربلرز هكذا أنهم أصدقائي |
Ama iş pişirmek için her şeyi bir anda bırakamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أترك كل شيء من أجل متعة قصيرة أثناء الظهيرة |
Maurice'in verdiği bu işi bırakıp gelemem. | Open Subtitles | ولكني لا يمكن أن أترك موريس. أنا آسف حقاً. |
Bakın bu şubeyi bırakmak istemiyorum ama dışarıdan adam getirmeyi de severim. | Open Subtitles | لا أريد أن أترك هذا الفرع, بأنني أحب توظيف موظفاً من الخارج |
Yapayalnız kalmak istemiyorum. Ağabeyim deniz piyadelerine yazıldı. | Open Subtitles | لا أريد أن أترك وحيداً بمفردي إلتحق أخي بالبحرية الأمريكية |
Yeni anahtarlar var bende. Sana bir yedek bırakayım mı? | Open Subtitles | لديّ المفاتيح الجديدة، هل يُمكن أن أترك أحدهم لديّكِ؟ |
Kocamı terk etmek kolay bir şey değildi. | Open Subtitles | إنه قرار مهم بالنسبة لي أيضاً - أعلم أنه قرار مهم - ، لم يكن من السهل أن أترك زوجي .. والآن علي التفكير بأطفالي |
İşimi bırakmamı ister misin böylece kız arkadaşın var gibi hissedersin? | Open Subtitles | ماذا تريد منى؟ أتريدنى أن أترك عملى حتى يكون بإمكانك أن تحس أن لديك صديقة؟ |
- Buradan ayrılamam. - İstiyor musun, istemiyor musun? | Open Subtitles | ـ لايمكنني أن أترك محل عملي ـ هل تريدينها أم لا ؟ |
Bir daha olmasına izin veremem. | Open Subtitles | لقد قتلت بشراً هذه الليلة لا أستطيع أن أترك هذا يحدث ثانية |
Belki de işlerimle ilgilenmesi için başka birini bırakmalıydım. | Open Subtitles | ربما كان ينبغي أن أترك شخصاً أخر أكلفة بأدارة شئوني |
Sen ailemin ölümsüzlüğünü çalmak, köleler ve hayvanlar gibi, vücutlarının çürümesine izin vermemi istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تطلبين أن أسرق الخلود من والداى ؟ و أن أترك جثتيهما تتعفنا فى العدم مثل جثث العبيد و الحيوانات ؟ |
Ama Leydi Hazretlerini şu halde bırakmam söz konusu olamaz. | Open Subtitles | لكنه أمر مستبعد أن أترك سيادتها في مثل هذه الحالة |
İşte o zaman ben idealistliğimi kaybettim ve işimi bırakmaya karar verdim, ve de internetin demokrasiye nasıl sekte vurduğu konusunda araştırmalarıma başladım. | TED | إذاً كان هذا عندما تركت مثاليتي و قررت أن أترك وظيفة المنظمة الطوعية، وأدرس كيف يمكن أن تعرقل الإنترنت الديموقراطية. |
Seni incitmesine izin veremem. | Open Subtitles | شقيقي قادر على إلحاق الأذى الشديد بك ولا أستطيع أن أترك هذا يحدث |
Ofisi arayıp, bir mesaj bırakmalıyım. | Open Subtitles | علي أن أتصل بالمكتب علي أن أترك رسالة. أعني، بأنهم سيظنون بأن شيئا |