"أن تأتي" - Translation from Arabic to Turkish

    • gelip
        
    • gelebilirsin
        
    • gelmeden
        
    • gel
        
    • gelebilir
        
    • gelmelisiniz
        
    • gelmeni
        
    • de gelmelisin
        
    • gelir
        
    • gelmen
        
    • gelmek
        
    • gelirsin
        
    • gelmesini
        
    • gelin
        
    • gelmeye
        
    Ah tanrım, Hal. Buraya gelip şu lanet herife bir bak. Open Subtitles يا اللهي، هال يجب أن تأتي إلى هنا وتنظر لهذه القمامة
    Buraya gelip, yeni havuzumda bana saygısızlık etmen hiç hoş değil. Open Subtitles أنا لا أقدر أن تأتي لهنا وتقلل إحترامي في بركتي الجديدة
    İstersen, sen de gelebilirsin. Öğleden sonrayı da birlikte geçiririz. Open Subtitles تستطيع أن تأتي اذا تريد ذلك وسنقضي وقت الظهيرة سوياً
    Bu sabah değil, buraya gelmeden önce. Buraya düşmeden önce. Open Subtitles ليس الصباح , أقصد قبل أن تأتي هنا للعمل بالمترو
    En iyisi bizimle gel ve Firavunlarla biraz gez, tamam mı? Open Subtitles ربما من الأفضل أن تأتي معنا. تأخذ جولة مع الفراعنة، مفهوم؟
    Çavuş Collins geldi. Olayı o bildirmişti. Buraya gelebilir misin? Open Subtitles لدي الشرطي الذي اتصل بنا يجب أن تأتي إلى هنا
    Efendim, hemen gelmelisiniz. Çok önemli. Open Subtitles عليك أن تأتي معنا ياسيدي ان الأمر مهم للغاية
    Ama paranı istiyorsan, içeri gelip benimle konuşursan çok iyi olur. Open Subtitles لكن إذا أردت مالك، فمن الأفضل أن تأتي هنا وتتحدث معي.
    Ya benimle gelip yaşarsın, ya da burada kalıp ölürsün.. Open Subtitles يمكنكِ أن تأتي معي وتعيشي , أو البقاء هنا وتموتي
    Benim evime gelip, benimle birlikte yaşamanın çok iyi olacağını düşünüyorum. Open Subtitles كنت أفكر أن أفضل فكرة أن تأتي لتعيش معي في منزلي.
    Üzgünüm evlat, benimle karakola kadar gelip kimlik teşhisi yapman gerek. Open Subtitles أنا أسف أيها الشاب,ولكنى أريدك أن تأتي إلي قسم الشرطة معي
    Kapımız sana her zaman açık. Pazar akşamları yemeğe gelebilirsin. Open Subtitles عد في ايّ وقت يمكن أن تأتي للعشاء أيام الأحد
    Ailemin sorun olacagini biliyorum. Ama hafta sonlari çocuklar oradayken gelebilirsin. Open Subtitles أعرف أن والداي سيكونان عقبة لكن يمكنك أن تأتي عطل نهاية الاسبوع عندما يكون الشباب هناك
    Buraya gelmeden önce çok iyi işler yapmışsın--- bir sürü toplumsal çalışma,hayır işi. Open Subtitles قبل أن تأتي هنا فعلت أشياءً طيبة أعمال تجارية و أعمال خيرية كثيرة
    Sadece tek bir çözüm var: gel, benim sevgili dostum. Open Subtitles هناك طريق واحد هو أن تأتي لي يا صديقي العزيز
    Lucy bizimle gelebilir mi? - Evet baba, gidebilir miyim? Open Subtitles أمي هل تستطيع لوسي أن تأتي معنا.نعم أبي هل تسمح
    Dışarıda bir yerde. Bay Fisher, hemen gelmelisiniz. Open Subtitles لقد كانوا هم من يفعلون ذلك. سيد فيشر، عليك أن تأتي في الحال.
    Senden CAT taramasına girmen için pazartesi sabahı yeniden gelmeni istiyorum. Open Subtitles أنا أود أن تأتي صباح يوم الإثنين لنجري لك مسح ضوئي
    Evet, severim. Tamam, yakında bir gösteri yapacağım, Bence sen de gelmelisin. Open Subtitles حسنا ، سأقدم عرض قريبا وأعتقد أنه يجب عليكِ أن تأتي إليه
    Louis! Bu adadan bir çıkış yolu bulursam, benimle gelir misin? Open Subtitles إن وجدت مخرجاً من هذه الجزيرة، هل تود أن تأتي معي؟
    Evet, ama aramamın sebebi bu değil. Hemen buraya gelmen gerek. Open Subtitles نعم، ولكن هذا ليس سبب اتصالي احتاجك أن تأتي الى هنا
    Öğrenmeyi gerçekten çok seviyordu ve haberdar olur olmaz okuluma gelmek istedi. TED لقد أحبّت التعلُّم حقًا، وأرادت أن تأتي إلى مدرستي حين سمعت عنها.
    İster gelirsin, istersen kendine gelecek başka bir yol bulursun. Open Subtitles يمكنكَ أن تأتي معنا، أو تذهب من طريقٌ آخر بنفسك.
    Şimdi, eşim Michal'den, sahneye benimle birlikte gelmesini ve bir resim oluşturmasını rica edeceğim, çünkü bütün olay resimlerde. TED لذلك أطلب من زوجتي ميشيل أن تأتي معي علي المسرح لعمل صورة واحدة معكم، لأن كل شيء متعلق بالصور.
    Ve eğer siz Green School'un bitirilmesinde ve dünya etrafında sonraki 50 yılı inşa etmede dahil olmağa istekliyseniz lütfen gelin ve görün. TED وإن كنت مهتم بالمشاركة في تكملة المدرسة الخضراء وبناء ال 50 مدرسة القادمة حول العالم، أرجو أن تأتي لزيارتنا.
    Bait Shop, yarın gece... gelmeye karar verirsen orada olacağım. Open Subtitles متجر الطعوم, مساء غدٍ سأكون هناك إذا قررت أن تأتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more