"أوان" - Translation from Arabic to Turkish

    • zamanı
        
    • vakti
        
    • için biraz
        
    • geç
        
    • için artık
        
    • vaktim geldi
        
    • Awan
        
    • için çok
        
    Sanırım şu bekleyip durduğun kalpten kalbe muhabbeti yapma zamanı geldi. Open Subtitles أعتقد أنه حان أوان التحدٌث قلباً لقلب التى كُنت تتطلع لها
    Bunu duymak istemediğini biliyorum ama şimdi sakin olma zamanı. Open Subtitles أعلم أنّكَ لا تودّ سماع هذا ولكنّ الآن أوان التزام الهدوء الهدوء؟
    Bil bakalım ne oldu, domuzcuk. Biz hâlâ buradayız. Şimdi de, ölme zamanı. Open Subtitles أحزري أيّتها الخنزيرة، نحن هنا، و الآن هو أوان الموت.
    Korkunç. Durumla yüzleşmenin vakti geldi bence. Open Subtitles إنه أوان كبح جماحك وتناول الوضع ، هذا ما كنت أقوله
    Bıraktığın ilk izlenim harikaydı. Yeni bir araba almanın vakti gelmiş olabilir, dostum. Open Subtitles إنطباع أوليّ رائع، ربّما آن أوان شراء سيّارة جديدة يا صاح.
    -Sanırım özür dilemek için biraz geç oldu, değil mi? Open Subtitles أظن أنة فات أوان الاعتذار أليس كذلك ؟ ظنك فى محلة
    Belki de artık onunla bir şeyleri paylaşmanın zamanı gelmiştir. Open Subtitles ربما آن أوان إنفتحكِ إليه مُجدداً، لاأقولأنّتخبريهكلشيء..
    Tam benim kahramanın zamanı. Burada olacak. Bizi kurtaracak. Open Subtitles هذا تماماً أوان بطلي، ساكون هنا، وسينقذنا.
    Kardeşlerime sorabilirsin. Hazır onlardan konu açılmışken, sence de artık onları bana verme zamanı gelmedi mi? Open Subtitles إنّي أودّ أشقّائي فحسب، وبالحديث عن ذلك، أليس هذا أوان تسليمكَ إيّاهم؟
    Ailemiz kuşatma altında. Misafir zamanı değil. Open Subtitles أسرتنا تحت حصار، هذا ليس أوان استضافة ضيوف.
    Karar verecek olan sensen karar verme zamanı geldi. Open Subtitles لكنّه أوان اتّخاذ القرار، إذا كنت صاحب القرار.
    Eğer yönetimim konusunda sıkıntıların varsa şimdi konuşmanın tam zamanı. Open Subtitles إن كان لديك اعتراض على أسلوب قيادتي، فهذا أوان الإفصاح به.
    Dört Diyar'ın artık bir kadın Seçilmiş'i olmasının zamanı geldi. Open Subtitles آن أوان أن تُرزق الأراضي الأربعُ صَفِيّةً أنثى.
    Yeni bir şeylere başlama zamanı geldi. Bir departmanın başındaki kişi olmak istiyorum. Open Subtitles آن أوان بدء شيء جديد أريد أن أكون رئيسة قسم
    Yönetici olan kişi önemsemiyorsa belki değişiklik vakti gelmiştir. Open Subtitles و إن كان المسئول لا يهتمّ بذلك، فربّما آن أوان التغيير
    Yeni bir hareket rotası çizme vakti geldi. Yeni bir yön. Oyun değişiyor. Open Subtitles إنّه أوان التطرّق إلى أفقٍ جديد، إتّجاه جديد، ولُعبة جديدة.
    Zekasını boşver onu ait olduğu yere gönderme vakti geldi. Open Subtitles دعي الذكاء جانباً، آن أوان إعادته إلى حيث ينتمي.
    Sence de uyarılar için biraz geç kalmadık mı? Open Subtitles حسناً ، لقد فات أوان التحذيرات ألا تعتقدين ذلك؟
    Elden gelen her şey yapıldı fakat çok geç kalınmıştı işte. Open Subtitles بذلنا كل ما يمكن بذله، لكن أوان علاجها كان قد فات.
    Oraya geldiğimiz için çok üzgündük ama gitmek için artık çok geçti. Open Subtitles لقد ندمنا أن جئنا لهذا المكان و لكن قد فات أوان الإنصراف
    Kendi emirlerimi alıp, burayı tahliye etme vaktim geldi. Open Subtitles لذا أظنّه أوان تنفيذي لأوامري وإخلائي المكان.
    Bu Bay Awan, Kuzey Amerika bölümümüzün başkanı. Open Subtitles هذا السيّد (أوان)، رئيس قسم أمريكا الشمالية لدينا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more