"أيامه" - Translation from Arabic to Turkish

    • günlerini
        
    • günleri
        
    • günlerinde
        
    • günlerinin
        
    • günlerinden
        
    • zamanında
        
    • gününde
        
    • günlerin
        
    • Gündüzlerini
        
    Bu şerefsizi yakalamak için harcanan hadsiz hesapsız çalışma saatlerini, tanık yerleştirme programlarında günlerini rahatça yaşasın diye harcamadım. Open Subtitles أنا لم أُكرس وقتي في البحث عن هذا التافه ليعيش أيامه مستريحاً بالخارج ضمن برنامج حماية الشهود ، مستحيل
    Ben kazandım. O günlerini şerefsizlerin ayakkabısına işemesini izleyerek harcadı. Open Subtitles لقد فزت، وهو أمضى أيامه يراقب الأشخاص الأغبياء يقومون بإزعاجه
    ...ve Zachary'e içiyorum, umarım hapishanedeki günleri uzun sürmez. Open Subtitles واقدمه لزاكاري .قد تكون أيامه في السجن قصيرة
    Özellikle bir tanesi çok iyi. İlk günlerinde ona yardım etmiştim. Open Subtitles واحد بالتحديد هو الذى أفكر فيه كنت أساعده فى أيامه الأولى
    günlerinin geri kalanını izole ve ağzı kapalı bir biçimde, kendisini ifade edecek bir yol bulamadan geçirdi ve benim de, henüz onu yönlendirecek araçlarım yoktu. TED عاش ما تبقى من أيامه منعزلا مطبق الشفتين، لم يجد أبدا طريقة ليعبر بها عن نفسه، ولم يكن لدي بعد الوسائل لإرشاده.
    Sanırım sana, Lyndon Johnson'la geçen günlerinden bahsetti. Open Subtitles أفترض أنه أخبرك عن أيامه مع فريق ليندون جونسون
    günlerini yeni galaksileri keşfetmeye ve insanoğlunu küresel ısınmadan kurtarmaya çalışarak geçiren her birinize acıyorum. TED أشعرُ بالأسف حقًا لكل شخص منكم يقضي أيامه في استكشاف مجرات جديدة أو في إنقاذ البشرية من الاحترار العالمي.
    Bu kitaplara meydan okumak için Don Kişot'u yazdı; günlerini gece gündüz şövalye romanları okuyarak geçiren bir hidalgonun, başıboş bir asilzadenin hikâyesi. TED متحدياً لهم، ألّف رواية دون كيخوتي، قصة أحد النبلاء، متبطلاً، يقضي أيامه ولياليه وهو يقرأ روايات الفروسية.
    ve günlerini bu inanılmaz işi yaparak geçiriyor, korkunç kokuyor ama Allah ondan razı olsun. Müthiş kazanıyor. TED ويقضي أيامه بقيامه لخدمات لا تصدق، وتنبعث منه رائحة كريهة، ولكن يحفظه الرب. إنه كسب عيش عظيم.
    günlerini ormanda golf toplarını arayıp, kaybolarak geçiriyor. Open Subtitles يقضى أيامه تائها فى الغابات يبحث عن كرات الجولف الخاصة به
    Ruhu Cennete yakın olan keşiş... günlerini... tefekkürle geçiriyor... ve yakında kendisini Yaratan'a kavuşacağını öğreniyor. Open Subtitles الراهب الذى يعتقد أن روحه أصبحت فى الجنه ويقضى أيامه فى فى العباده و التأمل
    Öyle ki bu müzik onun geriye kalan günlerini işaret etmişti. Open Subtitles هذه الموسيقى صاحبته ـ كعلامة مميزة ـ حتى بقية أيامه
    Senin dünyaya gelmenle, onun mutlu günleri sona erdi. Open Subtitles أيامه الأكثر سعادة إنتهت عندما بَدأتْ أيامكَ
    günleri sayılı olsa bile hala arıyor. Open Subtitles رغم أن أيامه باتت معدودة وهو لا يزال يبحث
    Çünkü o zaman insanın günleri hep dert, emeği keder oluyor, geceleri bile yüreği rahat etmiyor. Open Subtitles من أجل أيامه المحزنة، و عمله البائس. حتى في الليل قلبه لا يستريح.
    Kızına yakın olmak istedi, son son günlerinde. Open Subtitles انه يريد أن يكون قريبا من إبنته خلال خلال أيامه الأخيرة
    Fakat hayatının son günlerinde, ruhunun bilinmeyen bir yanını keşfetti. Open Subtitles , و لكن فى أيامه الأخيرة , أطلق سراح الوجه الآخر من شخصيته
    Fakat çoğu meslekdaşı, onun bu arayışının yanlış yönde olduğuna ve artık en güzel günlerinin geride kaldığına inanıyordu. Open Subtitles لكن أغلب زملاؤه اعتقدوا أن مسعاه قد ضُلل وأن أفضل أيامه أصبحت حقيقةً خلفه
    Tamam. Sağ olun, Doktor Saunders. Kötü günlerinden birinde. Open Subtitles حسناً , شكراً د.ساندرز أنها واحده من أيامه السيئة
    Onun zamanında bazı insanlar hala dünyanın düz olduğunu sanıyordu. Open Subtitles ...تعرف؟ في أيامه بعض الناس كانوا مازلوا يظنون العالم مسطحا
    Ve tahminen gününde pek çok insan, biraz çılgın olduğu kanısındaydı. TED وأعتقد أن أناس كثيرون فى أيامه إعتقدوا غالباً أنه مجنون
    'Bacon, sokak köşelerinde çalıntı mallar 'satabileceği günlerin artık sayılı olduğunu görebiliyor. Open Subtitles باكون يعرف أن أيامه فى بيع البضاعة المسروقة فى الشارع أصبحت معدودة لقد حان الوقت ليفعل شيئا آخر وهو يعرف ذلك
    Gündüzlerini yaşlı beyaz adamlarla golf oynayarak ve gecelerini genç beyaz kızlarla yatarak geçiren biri. Open Subtitles الذي قضى أغلب أيامه بلعب الغولف مع كبارُ السن البيض ويقضي لياليه بالنوم مع الفتيات البيض اليافعات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more