Yine de, elimizden gelen her şeyi yapmalıyız o şeyi kurtarmak için o ilahi hak ve tarihi kafasına yerleştirilen şeyi. | Open Subtitles | على الرغم من هذا، نحن يَجِبُ أَنْ إعملْ كلّ ما يمكن عمله لتَوفير الشيءِ ذلك الحقّ المقدّسِ والتأريخِ وَضعَ على رأسهِ. |
Bir süre benim yıkamamı ister misiniz? Siz de kurularsınız. | Open Subtitles | تَحْبُّني أَنْ أَغْسلَ الاواني وأنت هَلّ بالإمكان أَنْ تَمْسحُي ؟ |
Sadece bir otobüsün olduğunu ve onu her daim gördüğünüzü varsayalım. | Open Subtitles | لنفترض أن هناك كان باص واحد وأنت يُمْكِنُ أَنْ تَراه دائماً |
Ona de ki... ne kadar aptal olduğumu anlamam uzun zaman aldı ama, | Open Subtitles | أُريدُك أَنْ تُخبرها هذا أخبرُها أنني إستغرقت وقتاً حتى إكتشفت, كم أنا مغفل |
Gideceği bir sonraki gala için saçlarını yapabilir miyim diye sorabilir misin ona? | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ أَراك تَطْلبُين مِنْها تَرْكي أعْمَلُ لها شَعرها ليلةِ افتتاحها القادمةِ. |
Kişisel olarak bunun bir daha olmayacağını garanti edebilir misin? | Open Subtitles | هَلّ بإمكانك شخصياً أَنْ تَضْمن ان هذا لَنْ يَحْدثَ ثانيةً؟ |
Dostum, eğer daha hızlı gitmesini sağlarsan sana 20.000 baht veririm. | Open Subtitles | سوني، سَأَعطيك 20,000 باتا لو امكنك أَنْ تذهب هذه الكومةِ بسرعة |
Anlaşma başına bir milyon dolarla bunu yapabiliyorum, Bay Bond. | Open Subtitles | بمليون دولار العقد، أنا يُمْكِنُ أَنْ أَتحمّلَة ايضا، سّيد بوند. |
Kabalık etmek istemem ama, bekleme sırası için de bir yaş sınırı vardır. | Open Subtitles | أنا لا أَقْصدُ أَنْ أَكُونَ مُميّز، لكن هناك حدّ عمر لتَقَدُّم قائمةِ الإنتظار. |
Benim için yaptığın her şeye minnettar olduğumu bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُك أَنْ تَعْرفَ أنا حقاً أُقدّرُ كُلّ شيء عَملتَه لي |
Biraz uyuması için ona izin vermeliyiz, daha sonra devam ederiz. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَسْمحَ له بالنَوْم بعض الشيء، إستمرّْ بهذا لاحقاً. |
Yetkililer, hapisten kaçtığı için almış olduğu cezanın üzerine ekleme yapılacağını duyurdu. | Open Subtitles | بسبب محاولة الهروب من السجن ، بيك يَجِبُ أَنْ يَخْدمَ وقتاً إضافياً |
Eğer onu sadece zevk için alıyorsanız... aynı servisi ben size bedava... sunarım. | Open Subtitles | إذا أنتِ تَشتريه لمجرد المتعة أنا سَأَعْرضُ أَنْ أعْمَلُ نفس الشئ لَكِ مجاناً |
Grace'in kısa şeyler giymesi gerekebilir. Oh, tabii ki, tabii. | Open Subtitles | غرايس يَجِبُ أَنْ تَلْبسَ الألبسة الصيفية أوه، نعم، بالطبع، بالطبع |
Biliyorum biraz aceleci gelebilir, ama bir kitap da alabilir miyim? | Open Subtitles | أَعْرفُه أصواتَ مُلحّةَ، لكن هَلْ أنا يُحتملُ أَنْ يَأخُذَ كتاب، أيضاً؟ |
Paris'ten sizi güvenli bir şekilde uzaklaştırmak daha akıllıca olmaz mı? | Open Subtitles | لا يَكُونَ حكيماً أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ أنت نشيط بسلامة خارج باريس؟ |
Sadece ve sadece kendime bile olsa bunu yazabileceğimi kanıtlamak istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ الإثْبات بأنّني يُمْكِنُ أَنْ أعْمَلُ هذا، حتى إذاه فقط لنفسي. |
Sadece Christian evleniyor diye erkek öğütücüsü olmaya devam etmek zorunda değilsin, anne. | Open Subtitles | فقط لأن زَواج الكريستين لا يَعْني بأنّك يَجِبُ أَنْ تَستمرَّ رجل بندر، أمّ. |
İstersen çavuş mahkuma bakabilir bu arada da yemeğini yer. | Open Subtitles | إذا تحب العريف هنا يمكِنُ أَنْ يحرسْ سجينكَ بينما يَأْكلُ. |
Ayrıca bu gece lanet olası bir yemeğe katılmam gerek. | Open Subtitles | إضافةً لذلك, يَجِبُ أَنْ أذْهبْ على شرف مأدبة عشاء اللّيلة |
Eğer sizinlealakalı bir durum bile olsa, davayı inceleyebilir miyiz? | Open Subtitles | إذا هو لَهُ شيء متعلق بأنت، هَلّ بالإمكان أَنْ نَتحرّاك؟ |
Bunun delilik olduğunu düşünebilirsin, bence bu tamamen delilik ama Maine'e gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك سَتَعتقدُ هذا جنونُ. بالتأكيد أعْمَلُ. أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبُ إلى مايني. |