"أَنْ" - Traduction Arabe en Turc

    • için
        
    • de
        
    • onu
        
    • ki
        
    • miyim
        
    • misin
        
    • daha
        
    • bunu
        
    • etmek
        
    • da
        
    • istiyorum
        
    • gerek
        
    • miyiz
        
    • gerekiyor
        
    • bile
        
    Yine de, elimizden gelen her şeyi yapmalıyız o şeyi kurtarmak için o ilahi hak ve tarihi kafasına yerleştirilen şeyi. Open Subtitles على الرغم من هذا، نحن يَجِبُ أَنْ إعملْ كلّ ما يمكن عمله لتَوفير الشيءِ ذلك الحقّ المقدّسِ والتأريخِ وَضعَ على رأسهِ.
    Bir süre benim yıkamamı ister misiniz? Siz de kurularsınız. Open Subtitles تَحْبُّني أَنْ أَغْسلَ الاواني وأنت هَلّ بالإمكان أَنْ تَمْسحُي ؟
    Sadece bir otobüsün olduğunu ve onu her daim gördüğünüzü varsayalım. Open Subtitles لنفترض أن هناك كان باص واحد وأنت يُمْكِنُ أَنْ تَراه دائماً
    Ona de ki... ne kadar aptal olduğumu anlamam uzun zaman aldı ama, Open Subtitles أُريدُك أَنْ تُخبرها هذا أخبرُها أنني إستغرقت وقتاً حتى إكتشفت, كم أنا مغفل
    Gideceği bir sonraki gala için saçlarını yapabilir miyim diye sorabilir misin ona? Open Subtitles أنا أوَدُّ أَنْ أَراك تَطْلبُين مِنْها تَرْكي أعْمَلُ لها شَعرها ليلةِ افتتاحها القادمةِ.
    Kişisel olarak bunun bir daha olmayacağını garanti edebilir misin? Open Subtitles هَلّ بإمكانك شخصياً أَنْ تَضْمن ان هذا لَنْ يَحْدثَ ثانيةً؟
    Dostum, eğer daha hızlı gitmesini sağlarsan sana 20.000 baht veririm. Open Subtitles سوني، سَأَعطيك 20,000 باتا لو امكنك أَنْ تذهب هذه الكومةِ بسرعة
    Anlaşma başına bir milyon dolarla bunu yapabiliyorum, Bay Bond. Open Subtitles بمليون دولار العقد، أنا يُمْكِنُ أَنْ أَتحمّلَة ايضا، سّيد بوند.
    Kabalık etmek istemem ama, bekleme sırası için de bir yaş sınırı vardır. Open Subtitles أنا لا أَقْصدُ أَنْ أَكُونَ مُميّز، لكن هناك حدّ عمر لتَقَدُّم قائمةِ الإنتظار.
    Benim için yaptığın her şeye minnettar olduğumu bilmeni istiyorum. Open Subtitles أُريدُك أَنْ تَعْرفَ أنا حقاً أُقدّرُ كُلّ شيء عَملتَه لي
    Biraz uyuması için ona izin vermeliyiz, daha sonra devam ederiz. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نَسْمحَ له بالنَوْم بعض الشيء، إستمرّْ بهذا لاحقاً.
    Yetkililer, hapisten kaçtığı için almış olduğu cezanın üzerine ekleme yapılacağını duyurdu. Open Subtitles بسبب محاولة الهروب من السجن ، بيك يَجِبُ أَنْ يَخْدمَ وقتاً إضافياً
    Eğer onu sadece zevk için alıyorsanız... aynı servisi ben size bedava... sunarım. Open Subtitles إذا أنتِ تَشتريه لمجرد المتعة أنا سَأَعْرضُ أَنْ أعْمَلُ نفس الشئ لَكِ مجاناً
    Grace'in kısa şeyler giymesi gerekebilir. Oh, tabii ki, tabii. Open Subtitles غرايس يَجِبُ أَنْ تَلْبسَ الألبسة الصيفية أوه، نعم، بالطبع، بالطبع
    Biliyorum biraz aceleci gelebilir, ama bir kitap da alabilir miyim? Open Subtitles أَعْرفُه أصواتَ مُلحّةَ، لكن هَلْ أنا يُحتملُ أَنْ يَأخُذَ كتاب، أيضاً؟
    Paris'ten sizi güvenli bir şekilde uzaklaştırmak daha akıllıca olmaz mı? Open Subtitles لا يَكُونَ حكيماً أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ أنت نشيط بسلامة خارج باريس؟
    Sadece ve sadece kendime bile olsa bunu yazabileceğimi kanıtlamak istiyorum. Open Subtitles أُريدُ الإثْبات بأنّني يُمْكِنُ أَنْ أعْمَلُ هذا، حتى إذاه فقط لنفسي.
    Sadece Christian evleniyor diye erkek öğütücüsü olmaya devam etmek zorunda değilsin, anne. Open Subtitles فقط لأن زَواج الكريستين لا يَعْني بأنّك يَجِبُ أَنْ تَستمرَّ رجل بندر، أمّ.
    İstersen çavuş mahkuma bakabilir bu arada da yemeğini yer. Open Subtitles إذا تحب العريف هنا يمكِنُ أَنْ يحرسْ سجينكَ بينما يَأْكلُ.
    Ayrıca bu gece lanet olası bir yemeğe katılmam gerek. Open Subtitles إضافةً لذلك, يَجِبُ أَنْ أذْهبْ على شرف مأدبة عشاء اللّيلة
    Eğer sizinlealakalı bir durum bile olsa, davayı inceleyebilir miyiz? Open Subtitles إذا هو لَهُ شيء متعلق بأنت، هَلّ بالإمكان أَنْ نَتحرّاك؟
    Bunun delilik olduğunu düşünebilirsin, bence bu tamamen delilik ama Maine'e gitmem gerekiyor. Open Subtitles أَعْرفُ بأنّك سَتَعتقدُ هذا جنونُ. بالتأكيد أعْمَلُ. أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبُ إلى مايني.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus