"إلتقيت" - Translation from Arabic to Turkish

• tanıştım
• tanıştın
• tanıştığım
• karşılaştım
• tanıştığımda
• tanıştınız
• tanışmıştım
• rastladım
• tanıştık
• tanışmış
• buluştum
• tanışmıştık
• tanışmıştın
• tanıdım
• tanıştığın

Geçen sene bir kadın ile tanıştım, birbirimize aşık olduk ve evlenmeyi düşünüyoruz.
إلتقيت بإمرآه العام الماضي, و أحببنا بعضنا البعض و عقدنا العزم على الزواج

Beni dinliyor musunuz, Bay Brown? Tuvalette bir adamla tanıştım.
هل تستمع لي؟ لقد إلتقيت هذا الشخص في دورة المياة

Bazılarıyla tanıştın. Diğerleri bir şova gitti.
إلتقيت ببعضهن الليلة والأخريات ذهبن للمسرح

Seninle tanıştığım günden beri zaten hiçbir şey düzgün gitmedi.
لم تكن حياتي سوى جحيم حقيقي بعدما إلتقيت بك عنوة

İşine giderken annenle karşılaştım, evet mi? Bana anahtarı verdi.
إلتقيت بوالدتك وهي في طريقها للعمل هي من أعطاني المفتاح

Onunla merkezde tanıştım ve baba çok müthiş bir müzisyen.
إلتقيت به في المركز و هو أروع موسيقار يا أبي

Seninle daha yeni tanıştım ve sen bir tür suçlusun.
. إلتقيت بك الأن فحسب , و انت تعد مجرماً

Onunla daha yeni tanıştım. Dün geceden başka hiçbirşey yok.
لقيد إلتقيت بها لتوي, الأمر ليس إلا عن ليلة البارحة.

Bir de kızgın olanlarla tanıştım, ve kızgınlık şiddete dönüşebilir, ve hepimiz buna aşinayız.
ومن ثم إلتقيت بعضهم من الذين كانوا غاضبين، والغضب الذي تحول إلى عنف، وجميعنا مطلع على ذلك.

Bu kadın, Mama Rose ile tanıştım, kendisi 32 yıldır şu küçük teneke barakayı kiralamış, orada yedi çocuğu ile yaşamakta.
إلتقيت مع هذه المرأة، الأم روس، التي إستأجرت ذلك الكوخ الضيق لمدة 32 عاماً، حيث تعيش مع أطفالها السبعة.

- Sanırım sizlerle hastanede tanıştım.
كيف الحال'؟ أعتقد أنني إلتقيت بك من قبل في المستشفى.

Tekrar edelim. Bir kızla tanıştın. Aşık oldun.
لنراجع ما ستقوله، إلتقيت بفتاة ووقعت في غرامها

Will, Jeff Clarke ile tanıştın mı?
مرحباً ، يا ويل ، هل سبق و أن إلتقيت بـ جيف كلارك ؟

Belki doğru kişiyle tanıştım. Belki de tanıştığım bütün kızlar da doğru kişiydi.
لعلي إلتقيت الفتيات المناسبات، لعلي ألتقيهن طيلة الوقت

Bir gün o okullardan gün boyu dolaşıp Bogota'ya gelen 3 tane çocukla karşılaştım ve birisi annesini beraber getirmişti.
وعليه إلتقيت مع ثلاثة أطفال من المدارس، الذين ينتقلوا طوال اليوم ليصلوا الى بوجوتا، أحدى الاطفال الثلاث جلبت والدتها.

Seninle hastanede tanıştığımda kötü bir durumdaydın.
عندما إلتقيت بكِ في المستشفى كنتَ في حالةٍ مزريةٍ

Peki ya diğerleri? Onlardan biriyle dün geceden önce tanıştınız mı?
وبقية من جاؤوا تباعاً للمشفى هل إلتقيت بأي منهم قبل الأمس؟

Bir partide bir çocukla tanışmıştım, senin sıkı biri olduğunu... ve burada biraz araştırma yapmama izin vereceğini söylemişti.
إلتقيت بأحد الأشخاص في حفلة وأخبرني بأنك شخص رائع وأنك ستدعني أعمل بعض البحث هنا كخدمة منك

Ama, eski bir dostuma rastladım ve bu sayede bütün kapılar açıldı.
لكن , لقد إلتقيت صديقاً قديماً أعرفه , و قد ساعدني كثيراً

Dansta tanıştık vesaire ama ben ciddiye aldım.
إلتقيت بها في حفل راقص و لكني أخذت الأمر على محمل الجد

Henüz tanışmış olduğun her kişiyi öldürme planın olduğundan emim olma.
تتأكد من وضع خطط لقتل كل شخص إلتقيت به من قبل

Geliştirme acentasından biriyle buluştum, savcı ve hakim eğitiyorlardı, bence çok normal bir eğilim avukatların karşısına birini koymak.
لقد إلتقيت مع أحدى وكالات التنمية، وقد كانوا مدربين نيابة وقضاة، وهو الإنحياز المعتاد، مقابل مكافحي التعذيب.

Evet, tamam. Onunla senin evinde tanışmıştık.
حسنا ، أنا أذكر أننى إلتقيت بها فى منزلنا

Trent Steel ile nerede tanışmıştın, Moe'nun yerinde mi?
أين إلتقيت بـ(ترينت ستيل) هذا؟ في حانة "موز"؟

Biliyorum çünkü gençliğimde çok tanıdım öyle adamları..
.أعلم لأنني إلتقيت الكثير من الرجال الذين يفضلون الآنسات الصغيرات

tanıştığın ya da sana bahsettiği birisi?
شخص ما إلتقيت به أو كان يتحدث عنه والدك؟