"إنّك" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sen
        
    • Çok
        
    • Beni
        
    • olduğunu
        
    • senin
        
    • sensin
        
    • gibi
        
    • söylüyorsun
        
    • Onu
        
    • ediyorsun
        
    • de
        
    • Bana
        
    • bile
        
    Hey, bir bilet al. Kazanırsan komisyon alırız. Sen şanslı birisin. Open Subtitles اشترِ تذكرة من هنا، وإن ربحتَ، ننال عمولة، إنّك فأل خير
    Sana katil dedim biliyorum ama değilsin. Sen bir kahramansın. Open Subtitles أعلم أنّي نعتّك قاتلًا لكنّك لست بقاتل، بل إنّك بطل
    Sen içinde kalacak kol boyu of SORUŞTURARAK personel her zaman. Open Subtitles إنّك ستبقى على مقربة من أفراد المباحث الفيدراليّة في جميع الأوقات.
    Şaka maka ama Çok iyi bir şaka. Şuna bakın! Open Subtitles ـ إنّك تراهن إنها مزحة جيدة ـ إنها مزحة جيدة
    Sanırım Beni biri ile karıştırıyorsun. Sen açıkça kimliğini taşıyorsun. Open Subtitles ـ أظن إنّك مُخطئ ـ إنّك ترتدي الشارة بشكل حرفي
    Ama eğe bunun yasadışı olduğunu savunuyorsanız, ne yazık ki hatalısınız. Open Subtitles لكن إن كنتِ تجادلين بأنّ هذا ليس قانونيًّا، للأسف إنّك مُخطئة.
    Dünya yerle bir olurken Sen mantıksız davranarak yolumuza taş koyuyorsun! Open Subtitles كُل شيء سوف ينهار. إنّك تُفكر بطريقة غير عقلانية و سلبية.
    Sen ise göremeyecek kadar kördün. - Siktiğimin çantasında ne var dedim? Open Subtitles إنّك كنت أعمى للغاية و لم تراها ـ ماذا في الحقيبة اللعينة؟
    Haklısın. Bu gece gerçekten faciaydı. Sen de kesinlikle alkoliğin birisin. Open Subtitles إنّك محقّ، الليلة كانت كارثيّة بمعنى الكلمة، وإنّك قطعًا مدمن خمر.
    - Sen bir şey söylemeden önce... - Sen tanrıçasın. Bu mükemmel. Open Subtitles .. ـ قبل أن تقولين أيّ شيء ـ إنّك بارعة، هذا رائع
    Durma, soru sor. Soru sormaya gerek yok. Biliyorum, Sen onları öldürdün. Open Subtitles ـ هيّا، أسألي الأسئلة ـ لا أريد أن أسأل، أعلم إنّك قتلتهم
    Hayatımdaki en önemli insanın Sen olduğunu biliyorsun, değil mi? Open Subtitles تعلم إنّك أكثر شخص مهم في العالم بالنسبة ليّ، صحيح؟
    Burada olmayı hak etmiyorsun Sen. Yaptıkların, geri döndürülemez şeyler. Open Subtitles إنّك لا تستحقّين التواجد هنا، إن ما أثمتِه لا يُغتفر
    Söylediğim şey, bu günler Çok yakışıklı arıyorsun, ...benim için boşa vakit kaybı. Open Subtitles ما أقصده، هو إنّك تبدو وسيماً للغاية هذه الأيام، و أنت تهدره عليّ.
    Beni öldürürsen bir daha geri gelmem. Bunu aklından çıkarma. Open Subtitles إن قتلتني، فسأموت بلا رجعة هذه المرّة، إنّك تذكر هذا.
    İnsanlar aciz olduğunu düşündüklerinde de senin olanı almaya çalışırlar. Open Subtitles وعندما يخالونك الناس إنّك ضعيفاً، سيأتون أفواجاً ليسلبوا ما لديك.
    senin ömrün canlı basın toplantıları düzenlemekle geçti. Seni defalarca izledim. Profesyonelsin işinde. Open Subtitles لقد عقدت مؤتمرات صحفيّة مباشرة طوال حياتك ورأيتك مرّات عديدة، إنّك محترف قديم
    Sabahtan beri burada gördüğüm ilk insan sensin. Open Subtitles أتعلم؟ إنّك أوّل شخص أراه هنا طوال الصباح
    Seni tanıdığımdan beri radikal gibi konuşur, ancak zengin biri gibi yaşarsın. Open Subtitles لكن منذ أن عرفتك، إنّك تتحدث عن التطرف، لكنك تعيش كرجل ثري.
    Sanırım gerçeği söylüyorsun da niye yalan söylüyor gibi söylüyorsun? Open Subtitles أظن إنّك تقول الحقيقة، لماذا تتكلم هكذا و كأنك تكذب؟
    Karınla yer değiştirecek kadar Çok, bütün yüreğinle Onu seviyor musun? Open Subtitles هل تحب زوجتك كثيراً لدرجة إنّك تحل محلها أنّ واجهت الخطر؟
    - Motorsikleti bile zor idare ediyorsun. - Siktir git dostum. Open Subtitles ـ إنّك بالكاد تقود دراجة صغيرة ـ تباً لك، يا رجل
    - Sende de var aynısı. Hüner! - Saçma oldu. Open Subtitles ـ إنّك تملك ما كان يملكه، الموهبة ـ هذا غريب
    Ofisime gelmişsin, hak etmediğin bir geri dönüş için Bana yalvarıyorsun. Open Subtitles إنّك في مكتبيّ تتضرع ليّ لكيّ تعود للنزال إنّك لا تستحقه؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more