| Köyün ibnesiyle tanistigini görüyorum. Gülümse ve ara. Saat 1'e kadar kafayi kaldirayim deme. | Open Subtitles | ابتسم و اتصل و لا ترفع رأسك حتى الساعة الواحدة |
| Haydi, Gülümse. Son kez Gülümse. | Open Subtitles | هيا , ابتسم ابتسم هذه الإبتسامات الأخيرة |
| Gülümse. Şanslı günündesin. Yaptığın yanına kâr kaldı. | Open Subtitles | لذا ابتسم إنه يوم حظك لقد فررت بعملتك , لا أستطيع أن أضرك |
| Gülümseyin, sayın Storch, bu ikinci noel. | Open Subtitles | ابتسم ايها اليهودي,اليوم ثاني عيد كريسماس |
| Gülümse, doğal davran ve ardından yumruğu yapıştır. | Open Subtitles | فقط ابتسم وتصرف عادي وفجأة تسدد ضربتك حارب بطريقتك وسأحارب بطريقتي |
| "Her şeyi unut, hayatın tadını çıkar. Mutluluğa Gülümse. " | Open Subtitles | انس كل شيء و تمتع بحياتك و ابتسم السعادة لا تعوض |
| Harika bir iş yapıyorsun. Gülümse. Teşekkür ederim koç. | Open Subtitles | إنك تبلي بلاء حسناً ابتسم لي، هيا ابتسم شكراً أيها المدرب |
| Ne yazık ki; bir yetişkin gibi nişan alıncaya kadar. Tamam. Edward, Kardeşin gibi Gülümse bakiim. | Open Subtitles | ولكن لسوء حظي كان يستخدم الأسلحة كالراشدين حسناً ادوارد ابتسم كأخيك، ابتسم |
| Yüzüne bak ve Gülümse. Yaklaşırsa, uzaklaş. | Open Subtitles | انظر لها و ابتسم و عندما تقترب منك انت ابتعد |
| Gülümse ve sonra da çek. Turist gibi | Open Subtitles | ابتسم ، حان الوقت الصور التذكارية وها هو القابس الأحمر جاهز |
| Aman tanrım. Facebook'ta yayınlayacağım bunu. Gülümse | Open Subtitles | يا إلهي .. هذه سأضعها على الفيسبوك , ابتسم |
| Gülümse, cazibeni konuştur, karizmanı göster, bahset işte havadan. | Open Subtitles | ابتسم فحسب وكُن ساحراً استخدم جاذبيتك, وتحدث عن الطقس فقد يكون هذا موعِد |
| Konuşurken Gülümse ve karşına çıkan yeni fırsat için ne kadar heyecanlı olduğunu söyle. | Open Subtitles | ابتسم عند التحدث، وأخبرها عن مدى حماسك لهذه الفرصة الجديدة. |
| Gülümse. Bunca zaman telefonun mu vardı? | Open Subtitles | ـ ابتسم ـ هل كنت تحمل معك هاتف طوال الوقت؟ |
| Gülümseyin Bay Stautch. İkinci bir Noel hediyesi! | Open Subtitles | ابتسم ايها اليهودي,اليوم ثاني عيد كريسماس |
| Ama bunun yerine, her gün oraya gidip gülümsüyorum, sonra domalıyorum ve götümden sokuyorlar. | Open Subtitles | كل يوم يجب علي ان اذهب الى هناك, ابتسم ,وانحني واضع كل شي على عاتقي |
| Gülümsedi ve benim için son bir sürprizi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكنه ابتسم و قال بأنه يملك مفاجأة أخيرة من أجلي |
| o kadar günden sonra ilk defa güldü. Sanırım bundan sonra iyi olacak. | Open Subtitles | لقد ابتسم بعد أيام عديدة أظنه سيكون بخير |
| Sokakta onları gördüğümde gülümseyip.... ...bozuk para arıyormuş gibi yapmam yeterli değil mi? | Open Subtitles | ألا يكفي انه عندما أراهم في الشارع ، ابتسم و اتظاهر بالبحث عن قطع النقد الصغيرة ؟ |
| "Çevir, kazan, gül" için hazır mısın? | Open Subtitles | هل انتِ مستعدة للعبة التف ، اربح ، ابتسم"؟" |
| gülüyorum çünkü son 12 saattir seni turuncu saçlı hayal etmiştim. | Open Subtitles | انا ابتسم لأنه خلال اخر 12 ساعة كنت اتخيلك بشعر برتقالي قمت بصبغه مجددا |
| Hayatımı tamamen boşa harcarken gülümsememi mi istiyorsun? | Open Subtitles | تريدني ان ابتسم بينما انا استهلك حياتي تماما؟ |
| En sevdiğim şarkı olan 'Smile'ı dinlediniz. | Open Subtitles | "كانت تلك أغنية "ابتسم الأغنية المفضَّلة لدي |
| Neşelen, satış yaptık. | Open Subtitles | ابتسم لقد قمنا بعملية بيع |
| - Herkes arkamdan fısıldarken giyinmek ve Gülümsemek. | Open Subtitles | ارتدي فستان و ابتسم بينما الجميع يهمس وراء ظهري |
| Gülümsemeye devam et. Ama sanırım bir şeyler ters gidiyor | Open Subtitles | ابتسم هنا ، لكني انا اشك بوجود شيء خطير هنا |
| Sesini duymak bile beni gülümsetiyor. | Open Subtitles | . سماع صوتك يجعلني ابتسم |
| Güzel bir gündü Chuck. İçimden gülmek geliyor. | Open Subtitles | يبدو أن اليوم سيكون لطيفاً أشعر وكأنني ابتسم |