Seks yaparken bile, yakıcı bakışlarıyla enseme bir delik açtığını hissedebiliyorum. | Open Subtitles | حتى عندما نمارس الحب احس بأن عيونه تفتح فتحة خلف رأسي |
Böyle bir yerden geçerken 80 kg lık yük ve kızak Sanki 800 kg lık bir yük haline geldi En azından ben böyle hissettim. | TED | تخيل عبور هذه الاشياء مع زلاجة يصل وزنها الى 80 كغ و لكني كنت احس بالوزن و كأنه 800 كغ |
Ama şimdi, ne hissettiğim fark etmeksizin tek bir numarayı arıyorum: | Open Subtitles | والان مهما كان ما احس به اتصل برقم واحد معالجي النفسي |
Betonun nabzını hisset. Dinle... | Open Subtitles | احس بالنبض الخرساني ، استمع .. |
Gece çok uyumadığını mı seziyorum ne? | Open Subtitles | هل احس فيك بليلة نوم اقل قليلا من المثالية؟ |
Üstelik, hissettiğimi sandığın şeyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | إضافة إلى أنني لا احس بما تعتقد أنني أحس به |
Sensiz Omaha, son derece soğuk ve yalnız hissettiriyor. | Open Subtitles | وانا بدونك فى اوماها احس بالبرودة والوحدة |
Bilmiyorum, Sanki boş bir pembe dizideyim ama yine de çok güzel. | Open Subtitles | لا ادري, احس اني في مسلسل سوب اوبرا و لكنه جميل جداً |
Resifin efendisi olduğumu bilince kendimi canlı hissediyorum. "Resifin efendisi. | Open Subtitles | في داخلي احس بالحياة عندما اعلم انني سيد الشعب المرجانية |
Günün geri kalan bölümünde, o öğleden sonrası, beni içimden kemiren bir duygu yaşadım. | TED | كل بقية ذلك اليوم, ذلك الظهر, كنت احس شعوراً مزعج بمعدتي. |
Ama birisi silahımı aldı çünkü benim ne kadar iyi bir avcı olduğumu hissetmişti. | Open Subtitles | لآكن احدهم اخد سلآحي بعيداً لآنه احس كم سأكون صياداً بآرعا |
Yan odada. hissedebiliyorum. | Open Subtitles | انها في الغرفة التالية, استطيع ان احس بها |
Bu var... güçlü yeni bir kalp... onun göğsümde attığını hissedebiliyorum, Sanki dışarı çıkmak istiyor gibi, | Open Subtitles | ..لدي هذا الـ القلب الجديد القوي و احس بنبضه داخل صدري |
Hala açgözlü parmakları amımın içinde ve sırtımdan belime doğru inen, o soğuk ürpertiyi hissedebiliyorum. | Open Subtitles | الان احس باصبعه يخرق كسى والرعشة الباردة التي رَكضتْ أسفل عمودي الفقري. |
- Olmuştum. Ben olmadım. kendimi dışlanmış hissettim. | Open Subtitles | انا لم اصاب بها، انا احس بالوحده اه انظر |
Başta, kendimi özgür hissettim ama şimdi sadece kendimi boşlukta hissediyorum. | Open Subtitles | فى البداية , كنت حائرة ولكن الان انا احس بالفراغ |
Tek hissettiğim şey, korkun, seni suçlamıyorum. Buraya kazanmaya geldim. Durmak niyetinde değilim. | Open Subtitles | احس بشىء واحد فقط هو خوفك و جئت لافوز و لكن الوقوف عن المبارزه ليس خياراً |
Ben zaten burda kendi hissettiğim ve düşündüğüm bütün karışık şeyleri konuşabileceğim bir yerdeyim Paylaşmak ister misin? | Open Subtitles | انا فى هذا المكان الغريب حيث يمكننى التحدث عن الحقيقة الخالصة لكل شىء افكر و احس به |
Hadi! Hamleyi hisset! | Open Subtitles | قم بها احس بالاندفاع |
Sende büyük korku seziyorum, Skywalker. Nefret ve öfke dolusun. Ama onları kullanmıyorsun. | Open Subtitles | احس بخوف عظيم ينتابك يا (سكاي واكر) فلديك الحقد والغضب لكنك لا تستعملهما |
Bu bizim geleneğimiz. Gio, para vermeme izin ver, böyle kendimi rahat hissetmiyorum. | Open Subtitles | جيو, يجب ان تدعني ادفع لك , لا احس بأن هذا لائق فقط اعطي امي قصة شعر. |
Bütün bunların biteceğini bilmek tembel hissettiriyor. | Open Subtitles | احس بالكسل فقط بالتفكير ان كل هذا سينتهي... |
Çok basit. Plaklarımı yerleştirmeden kendimi asla kendi evimdeymiş gibi hissedemem. | Open Subtitles | انا لن احس انى فى بيتى طالما انى لم افرغ موسيقاى |
Ama ne zaman onu görsem, sürekli içimden bir şeyler almak geçiyor ona. | Open Subtitles | لكن عندما أراها، أنا احس انى اريد ان اشترى هدية لها. |
Hatırladığım kadarıyla hemen dizlerinin üzerine çöktü çünkü geleceğini hissetmişti. | Open Subtitles | وقال لي إنه اضطر أن يركع بسرعة، لانه احس ان اللقطة قادمة |
Bence işlerim düzeliyor gibi kariyerim açısından dönüm noktasında gibi hissediyorum. | Open Subtitles | هي.اتعرفين.اعتقد ان الحالة بدأت بالتحسن احس انني نقطة حقيقة لتحويل المهنة |