"استيقظت" - Translation from Arabic to Turkish

    • uyandım
        
    • uyandı
        
    • uyandın
        
    • kalktım
        
    • uyandığım
        
    • uyandığında
        
    • uyanık
        
    • uyanıp
        
    • uyanmış
        
    • kalkmışsın
        
    • kalktın
        
    • kalkıp
        
    • uyanırsa
        
    • kalktığımda
        
    • Uyanmışsın
        
    Bulamadığım için seni arayarak uyandım ve yüzüm gözyaşlarından sırılsıklamdı. Open Subtitles استيقظت وأنا أناديك لأني لم أجدك فوجدت وجهي مبللاً بالدموع
    Suyun altında uyandım ve yukarıya doğru yolumu buldum ve sahile yüzdüm. Open Subtitles و استيقظت تحت الماء و سبحت إلى أعلى و سبحت حتى الشاطيء
    Bayım bu sabah kafamda aylık 1000 Dolarlık bir bütçeyle uyandım. Open Subtitles سيدي، استيقظت هذا الصباح راسماً في ذهني ميزانية بألف دولار شهرياً
    Huzursuz bir şekilde uyukladı, ve gecenin bir yarısında uyandı. Open Subtitles استلقت لترتاح و لكن استيقظت في أكثر ساعات الليل ظلمة
    Gece kulübünden sonraki sabah sokakta uyandın, yalnızdın. Open Subtitles في الصباح الذي تلا ليلة أن كنت في الملهى استيقظت في الشارع معلق ووحيد
    Gecenin ortasında, su dökmek için kalktım, ve o orada, yere uzanmış yatıyordu. Open Subtitles و في وسط الليل استيقظت لأقضي حاجتي و كان هو مستلقي على الأرض
    Geçen gün deli gibi aşık olduğum adamın yanında uyandım ve o ölmüştü. Open Subtitles في ذلك اليوم, استيقظت بجانب شخص كنت مغرمة جداً به, وقد كان ميتاً
    Ben, bu sabah uyandım, aynaya baktım ve düşündüm ki, değişmem gerekiyor. Open Subtitles استيقظت هذا الصباح ونظرت في المرآه وفكرت مباشرة, أنني في حاجة للتغير
    Yani beni şok etmedi. Komik olan, bu sabah uyandım ve... Apaçık görüyordum. Open Subtitles الأمر المضحك هو أني استيقظت صباح اليوم واستطعت الرؤية بوضوح لكن ليس بعينيّ
    Geçen gün deli gibi aşık olduğum adamın yanında uyandım ve o ölmüştü. Open Subtitles في ذلك اليوم, استيقظت بجانب شخص كنت مغرمة جداً به, وقد كان ميتاً
    Tedbiri elden bırakmıştım. Elindeki şok tabancısını görmedim. Sonra burada uyandım. Open Subtitles أسقطت حذري , فلم أرَ الصاعق وحين استيقظت , أمسيت هنا
    O neydi bilmiyorum. Sadece bir sabah uyandım ve düşüncelerim farklıydı. Open Subtitles لا اعلم ما كان استيقظت صباحا و كل شيئ كان مختلف
    Bu adamlar beni kaçırdı, boynuma bir iğne yaptılar ve burada uyandım. Open Subtitles و هؤلاء الأشخاص أخذوني ببساطة أعطوني حقنة في رقبتي ثم استيقظت هنا
    Kız kardeşim çığlık atarak uyandı ve bir daha uyuyamadı. Open Subtitles أختي استيقظت وهي تصرخ ولا تستطيع العودة مرة أخرى للنوم
    İsis ile ev sahibi, çok yüksek bir inleme sesiyle hemen uyandı. TED سرعان ما استيقظت آيزيس ومُضيفتها على العويل.
    Sen ölmüştün, morgda uyandın, sonra kalktın ve öylece gittin. Open Subtitles كنت ميت، استيقظت في المشرحة وثم نهضت ورحلت
    Sırf senin için taze balık alabileyim diye erken kalktım. Open Subtitles لقد استيقظت مُبكرًا للحصول على أسمـاك طازجة، من أجلك أنت
    İlk hatırladığım şey, ormanda uyandığım... kim olduğu veya neler olduğu hakkında hiç bir fikri olmayan yeni doğmuş bir bebek gibi. Open Subtitles أول ذكرى لي كانت أني استيقظت في غابة مثل طفلٍ حديث الولادة ، لم يكن لدي فكرة من أكون أو مالذي يجري
    Söylesen, bugün uyandığında Meksika'da bir randevu evinin önünde olacağın aklına gelmiş miydi? Open Subtitles أخبرني بأمر، عندما استيقظت اليوم هل جال بخاطرك أنك ستقفين امام بيت دعارة؟
    Nihayet bunu anladım. Her üç gün uyanık kaldığımda, 24 saat kazanıyorum. Open Subtitles وأخيراً أكتشفت الأمر، كلما استيقظت ثلاثة أيام أربح 24 ساعة..
    Yanık kokusunu duyunca uyanıp kardeşimi yangının ortasından tüm acılarımı göz ardı ederek güvendeki ailemi bulana kadar taşıdığım zaman. Open Subtitles عندما استيقظت على رائحة الدخان وحملت أخي الصغير عبر النيران المتقدة متجاهلًا الألم المبرح حتى عثرت على والدي في أمان
    Bir süre sonra kızın uyanmış ve aşağı inerken annesinin öldüğünü görmüş. Open Subtitles في لحظة ما ابنتك استيقظت ونزلت الى الاسفل كي ترى امها تموت
    Erken kalkmışsın. Neler yaptın? Open Subtitles لقد استيقظت مبكرا، ماذا كنت تفعل؟
    Hayrola? Bu sabah ters tarafından mı kalktın? Open Subtitles هل استيقظت على الجانب الخطأ من السرير في الصباح؟
    Böylece planlı bir şekilde geciktirmeye başladım. Kendine saygılı, işini son ana bırakan herkes gibi ertesi sabah erkenden kalkıp nasıl son ana bırakacağımın adımlarını yazdım. TED لذلك ماطلت بشكل مضاعف، وكأي مماطل يحترم نفسه، استيقظت مبكراَ في الصباح، وأنجزت قائمة من الخطوات حول كيفية المماطلة.
    Penny uyanırsa, burada olmamızla ilgili hiçbir geçerli açıklamamız olmadığının farkında mısın? Open Subtitles هل تدرك إذا استيقظت بيني ليس هناك تفسير معقول لماذا نحن هنا
    Ertesi sabah kalktığımda bu çılgın önermeyi rüyamda mı görmüştüm yoksa gerçekten yazdım mı düşündüm. TED وفي الصباح التالي ، استيقظت وفكرت ، هل كنت أحلم بتلك المرافعة المجنونة ، أم أنني كتبتها بالفعل ؟
    Güzel, Uyanmışsın. Open Subtitles من الجيد انك استيقظت نستطيع ان نلتقط الصورة الان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more