"الأهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • en önemlisi
        
    • en önemli
        
    • daha önemli
        
    • asıl
        
    • büyük
        
    • önemlidir
        
    • daha da önemlisi
        
    • daha önemlisi
        
    • önemli olan
        
    • Önce
        
    • de en
        
    Kızgın ve usanmıştım, ancak en önemlisi, tam anlamı ile çaresiz hissediyordum. TED كنت غاضبة و محبطة و الأهم من ذلك كله شعوري بالعجز المطلق.
    Ama en önemlisi, bu köy, en yakın yola altı saat mesafede. TED ولكن الأهم من ذلك، هذه قرية تبعد ست ساعات عن أي طريق.
    Çok paradan bahsediyoruz. Hayatta para en önemli şey değil. Open Subtitles هذا مال كثير نتحدث عنه لكن المال ليس الشىء الأهم
    Kim daha önemli demiştim, bir general mi, onbaşı mı. Open Subtitles اليوم ، لقد سألتك ، من الأهم الجنرال أم العريف
    Onu bunu bırak da, Dante'nin asıl kimliği ilgini çekmiyor mu? Open Subtitles الأهم من ذلك , هل ألست مهتماً بكشف هوية دانتي الحقيقية
    Yurt genelinde direnişi destekleyen Kyoto'nun altı büyük ailesinin lider şahsiyetisin. Open Subtitles الشخص الأهم في عائلات كيوتو الستة الرئيسية التي تدعم المقاومة الوطنية
    O zaman cevaplanması gereken şu soru bence oldukça önemlidir: İnsan beyninde kaç nöron var ve diğer hayvanlarla karşılaştırıldığında ne durumda? TED فأصبح السؤال الأهم بالنسبة لي لأجيب عليه هو: كم عدد الخلايا العصبية في دماغ الإنسان، و كيف يختلف ذلك عن الحيوانات الأخرى؟
    daha da önemlisi sanırım Cole'u büyülü güçler kullanırken gördüm. Open Subtitles الأهم من ذلك، أعتقد أنني رأيت كول باستخدام القوى السحرية.
    Ama en önemlisi yeniden yerleştiriyoruz. Bununla anlatmak istediğim şey; TED لكن الأهم أن نغير مكانها. وما أقصده بذلك هو أن
    Ve en önemlisi de, özür dilerken dürüstlüğünüzü, cesaretinizi ve merhametinizi göstermektir. Open Subtitles الأهم هو إظهار الصدق و الشجاعة و التعاطف عندما تعبر عن اعتذارك
    Ama en önemlisi, yetişkinlik hayatı boyunca ilk defa mutlu. Open Subtitles الأهم من ذلك أنه ولأول مرة في حياته يبدو سعيداً
    Ondan değil, taktiğinden, keskinliğinden, hızından en önemlisi de karşı atağından. Open Subtitles لا، الأمر يقتصر على تكتيكه، دقته، سرعته، و الأهم لكمته المعاكسة.
    Dallas'ın araba telefonuyla hayatımın en önemli telefon konuşmasını yaptım. Open Subtitles أَمْسكُت هاتفَ سيارةِ دالاس سيّئ وقمت بالإتصال الأهم في حياتي
    en önemli şey Emily'nin hikayesi. Bunu bir tek ben anlatabilirim. Open Subtitles الشيء الأهم هو قصة إيميلي التي أنا الوحيد القادر على سردها
    Şey, bilirsin, şu an en önemli şeyin sağlığınız olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles حسناً ، أتعلم ، أعتقد أن الشيء الأهم الآن هو صحتكم
    Yıllık fotoğrafından daha önemli olan tek şey yıllık alıntındır. Open Subtitles الشيء الأهم من كتابك السنوي هو كتاب الملاحظات الخاصة بك
    Ama zihninden daha önemli olan şey insanlara dokunan ruhundur. Open Subtitles ولكن الأهم من عقلك هو روحك التي تتعامل مع الناس
    Evet, ama yemekten daha önemli... Aslında portakal suyuna bir şeyler ekledim. Open Subtitles أجل ، لكن الأهم من الطعام فقد أضفت شيء إلى عصير البرتقال
    Ama asıl önemlisi, bu hiç sahip olmadığımız bir şeyi verecekti bize. Open Subtitles ولكن الأهم من كُلِّ هذا, كان سيمنحُنا شيئاً لم نحظَ به من قبل:
    asıl önemlisi; orası New York'ta, yani benden 5.000 km uzakta. Open Subtitles و الأهم إنها في نيويورك على بعد 3000 ميل
    İskoçya'ya geri dönmesi daha önemliydi çünkü büyük Konseyi'n onayını alacak. Open Subtitles كان من الأهم له أن يعود إلى أسكوتلندا لكي يطلب الإذن
    Şey, benim ailem için notlar o kadar önemli değil. Ne öğrendiğin önemlidir... 6 kere 5! Open Subtitles في عائلتي التقييم ليس بتلك الأهمية ، ما تتعلمه هو الأهم
    İnsanlara güvenmeyi öğrenmeyi, daha da önemlisi eski işlerine geri dönmenin cazibesini reddetmeyi. Open Subtitles تعلم الثقه بالناس الأخرين و الأهم رَفْض الإغراءِ , للإعتماد على طرقِكَ القديمةِ
    Ama daha önemlisi, Afrika kökenli bütün öğrencilerin birliği, Afrika'ya güç, onur ve bağlılık sağlayan sürekli bir kaynak. TED و لكن الأهم من ذلك , الهيكل الطلابي الإقريقي بأجمعه هو مصدر متواصل للقوة , الفخر و الإلتزام بإفريقيا
    Olimpiyatlarda da söylerler ya önemli olan kazanmak değil katılmaktır. Open Subtitles كما يقولون فى الأوليمبيات ليس الفوز ولكن المشاركة هى الأهم
    Size defalarca "Aile her şeyden Önce gelir" diye söyledi. Open Subtitles كم من المرات أخبركم والدكم بأن العائلة هي الأهم ؟
    Ve son olarak belki de en önemlisi saldırıyı ihbar ederek aynı saldırganı başkasının da ihbar etmesi. TED وأخيراً، ولربما النقطة الأهم هي قدرتهم على الإبلاغ عن الاعتداء فقط في حال تم الإبلاغ عن نفس الجاني من قبل شخص آخر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more