balina seksi hakkında öğrendiğim diğer bir şeyde onlar da ayak parmaklarını kıvırıyor. | TED | والشئ الشيّق الآخر الذي تعلمتُه عن جنس الحيتان: أنهم يعقصون أصابع أرجلهم أيضاً. |
Yazarın balina avına ilk elden aşinalığı, Ishmael'in canlı açıklamalarında defalarca belirtilmiştir. | TED | ألفة الكاتب المباشرة مع الحيتان واضحة مراراً وتكراراً في وصف اسماعيل الحيّ. |
Ancak somon yumurtlamak için sürüyle kıyıya yaklaştığında katil balinalar takip eder. | TED | لكن عندما يتوجه السلمون كجماعات نحو الشاطئ ليبيض، فإن الحيتان القاتلة تتبعه |
Ama bu Reddit'le ilgili değil. Aslında bu kambur balinalar ile ilgili. | TED | لكن الأمر ليس حول ريديت نفسه. أنه في الواقع حول الحيتان الحدباء. |
Amiral, balinaların bize ait olduğunu ve istediğimizi yapabileceğimizi düşünürsek nesillerinin tükenmesine sebep olanlar kadar büyük bir suç işlemiş oluruz. | Open Subtitles | أيها الأميرال، إنْ كنا نفترض، أن تلك الحيتان ملك لنا تفعل كما نأمرها، سنكون مُذنبين مثل أولئك الذين تسببوا في انقراضها. |
Gerçekten Google Earth içinde yüzebilir ve kambur balinalarla birlikte ziyaret edebiliriz. | TED | يمكننا الذهاب والإبحار في قوقل إيرث وزيارة الحيتان الحدباء. |
Bugün, bu balinalardan sonra gelenler bizimle oynamak ve iletişim kurmak için yüzeye çocuklarını itiyorlar. | TED | اليوم أحفاد نفس تلك الحيتان تدفع بأبنائها الصغار إلى السطح للعب وحتى التفاعل معنا. |
Bizim işimiz balina avlamak ve yeryüzünün lambaları için yağ elde etmek. | Open Subtitles | إن مهمتنا بالحياة اصطياد الحيتان ونأخذ من دهونها لتستمد به مصابيح العالم |
Bu fenomen sadece balina ve yunuslarda gözlenir. Şimdiye kadar. | Open Subtitles | تلك هي الظاهره الوحيده التي لوحظت في الحيتان و الدلافين |
balina seslerinden oluşan plâklar, dünyanın ilk çevre hareketinin başlamasını sağladı. | Open Subtitles | ساعدت تسجيلات أغاني الحيتان في إشعال الثورة البيئية الأولى في العالم |
Beyaz balinalar gibi pek çok balina türünün sayıları da 200 yıldır süregelen etleri, yağları ve kemikleri için avlanmaları ve öldürülmeleri sırasında çarpıcı bir biçimde azaldı. | TED | ومثلها ،أنواع كثيرة أخرى من الحيتان تعاني من التناقص الشديد في أعدادها بسبب 200 سنة من الاصطياد حيث يتم قنصها و قتلها من أجل لحمها زيوتها ،وعظامها. |
Böylece bu kampanyanın bir sonucu olarak 80’lerin başında ticari balina avcılığı yasaklandı. | TED | وهكذا وفي بداية الثمانينات كان هناك فرض حظر على صيد الحيتان لأغراض تجارية التي قويت نتيجةً لهذه الحملة. |
balinalar aşağıdaki balıklara doğru dalarken, kırıntıları kapmaktan endişelenen daha fazla kuş toplanır. | Open Subtitles | أثناء غوص الحيتان نحو الأسماك، تتجمع الطيور بأعداد كبيرة منتظرة أي بقايا تفيض. |
Malesef, bu balinalar olaydan birkaç kuşak sonrakiler, yani lisanı bulmak biraz zor. | Open Subtitles | الآن ، للأسف هذه الحيتان تبعد بعدة أجيال عن الحادث ، حتى انهم |
balinalar tropikal kuşaktaki sığ denizlerde bulunan üreme bölgelerine yeni gelmiş. | Open Subtitles | الحيتان عادتْ للتو إلى موطن تزاوجها في البحارِ الضحلةِ للمنطقة المداريةِ. |
Okyanusların bahçemiz olduğunu ve bizi balinaların hayatta tuttuğunu anlamalılar. | Open Subtitles | بأن المحيط هو حديقتنا وأن الحيتان تبقينا على القيد الحياة |
Bu balinaların sıkıntısı sadece buzlar arasında mahsur kalmalarıyla kısıtlı değil. | Open Subtitles | معاناة تلك الحيتان تمثل أكثر بكثير من كونها عالقة في الجليد |
Yakınlarda Güney Pasifik adası Tonga'ya kambur balinalarla yüzmek için gittim. | TED | سافرت مؤخراً إلى جزيرة تونجا جنوب المحيط الهادئ لأسبح مع الحيتان الحُدب. |
Galler'in prensiyle yemek yemiştim, katil balinalarla da.. tek öğrendiğim şey yemeği ağzını açmadan çiğnemek. | Open Subtitles | وقاتل الحيتان ، لكن الأخير هو مَن كان يمضغ بلا صوت |
Bir zamanlar sayıları yüz binleri bulan kambur balinalardan bugün sadece 10.000 tane kaldı. | Open Subtitles | حيثما أحْصيَت الحيتان الحُدْب، بمئات الآلاف، اليوم هناك أقلّ من 10000عيّنة على قيد الحياة. |
Gri balinalar 4.5 tonluk katil balinaları tehdit hissettiklerinde bir kuyruk darbesiyle öldürebilir. | Open Subtitles | لان الحيتان الرمادية قد تقتل حيتانا ضخمة بضربة من ذيلها ان شعرت بالخطر |
500 milden dinleyen balinayı düşünün. | TED | الان تخيلوا ان الحيتان تستمع لهذا من على بعد 500 ميل |
Altımdaki bu mavi yüzgeçli ton balığı teknelerinde her tür modern kontrol var. | Open Subtitles | بل إننا لا زلنا لا نعرف تتناسل الحيتان الزرقاء. |
Barrow, Alaska yakınlarında buzda sıkışan üç balinadan biri dünden beri yüzeye çıkmadı. | Open Subtitles | احد الحيتان ال3 العالقة قبالة بارو لم يظهر على سطح الماء منذ الامس |
Açılan yollar bu milyonlarca gizemli balinaya geçiş imkanı tanır. | Open Subtitles | تزوّد الأخاديد ممرّاً للآلاف من هذه الحيتان الغامضة |
100 yıl içinde bu kıyı 20.000 boz balinanın öldürüldüğü, sadece birkaç yüz tanesinin kurtulduğu toplu katliama tanık oldu. | TED | لمدة 100 سنة، شهد هذا الساحل مذبحة، حيث قُتل أكثر من 20000 من الحيتان الرمادية، ولم يتبق سوى بضع المئات من الناجين. |
Ve krilden somona, ondan da balinalara kadar birçok canlı çeşidi için önemli bir besin kaynağı. | TED | وهى مصدر غذائى مهم للعديد من الفصائل البحرية ، من الكرل إلى السلمون وصولا إلى الحيتان. |