| Hatta öyle yakışıklı görünüyorsun ki, bu odadan çıkmamız lazım yoksa galayı kaçıracaksın. | Open Subtitles | ،وتبدو في غاية الوسامة إمّا علينا الخروج من هذه الغرفة أو ستفوّت افتتاحيتك |
| Saat geç, evden çıkmam lazımdı, ve bu saatte açık tek yer burası. | Open Subtitles | تأخر الوقت و أردت الخروج من المنزل و كان هذا المكان الوحيد المفتوح |
| Tüm hayatımı bu izbe yerlerden kurtulmak için harcadım ben. | Open Subtitles | لقد قضيت حياتى بأكملها فى محاوله الخروج من مكان كهذا |
| Buradan gitmek mi istiyorsun, evlat. Bir aramayla seni buradan gönderirim! | Open Subtitles | اتريد الخروج من هنا باتصال واحد بامكانى ان اخرجك من هنا |
| Yapamam. Bu gece uygun bir saatte burdan çıkmaya çalışıyorum | Open Subtitles | لا أستطيع , أحاول الخروج من هنا مبكراً هذه الليلة |
| Bütün planlanmış sınıfların koşusu bitince babam beden hocasını "spor salonundan çık" notuyla kendilerini göstermeleri için tüm çocukları koşturmaya ikna etti. | Open Subtitles | و حتى عند إنتهاء جميع الحصص أبي أقنع المدرب على أن يسابق جميع الأطفال الذين أتوا ومعهم بطاقت الخروج من حصة الرياضة |
| Bu yüzden "doğal olarak" bu sıkıcı dersten çıkmayı seçsem nasıl olur? | Open Subtitles | ما رأيك أن أنتقي الخروج من هذا الدرس الممل وأذهب لكي أتمشى |
| Çok açım! Odaya çıkmamız lâzım. | Open Subtitles | أنا جائعة جداً علينا الخروج من هذه القاعة |
| Buradan dışarı çıkmamız gerek! Bir saniye bile ateş etmeyi kesmiyorlar. | Open Subtitles | هياعلينا الخروج من هنا سيبدأ بالأطلاق علينا في اية لحظة |
| Bana ve kardeşime buradan çıkmamız için yardım etmelisin. | Open Subtitles | عليكِ أن تُساعديني و أخي في الخروج من هذا المكان |
| Bu da, kimseye görünmeden eve girip çıkmam gerektiği anlamına geliyordu. | Open Subtitles | هذا يعني الدخول و الخروج من المنزل بدون ان يلاحظ احد. |
| Karanlıktan çıkmam için yıllarca yardım ettiler. | TED | ساعدوني على مدار السنوات على الخروج من الظلام. |
| Kaçmak mı, kurtulmak mı adını her ne koyarsan koy, biz gidiyoruz. | Open Subtitles | الخروج من هنا , الهروب أياَ يكن ماتدعوه, نحن سنغادر من هنا. |
| Asıl ihtiyacı olan bu siktiri boktan şehirden defolup gitmek. | Open Subtitles | ما هو بحاجته هو الخروج من هذه المدينة اللعينة النتنة |
| Narbo cesetler ve askerlerle dolu değil, ve nezih insanlar evlerinden çıkmaya korkuyorlar. | Open Subtitles | ناربو ليست مليئة بالجثث و الجنود و الأناس المحترمون يخشون الخروج من منازلهم |
| Kontağı kapat ve araçtan çık, lütfen. | Open Subtitles | اغلاق الإشعال قبالة و الخروج من السيارة ، من فضلك. |
| Ben hala, nasıl oldu da buradan sapasağlam çıkmayı başardık, onu düşünüyorum. | Open Subtitles | ما زلت لا أعرف كيف أستطعنا الخروج من هناك في وقت قصير |
| Bir odadan bir odaya geçmek için önce dışarı çıkman gerekecek. | Open Subtitles | لا يُمكنك المرور من غرفة إلى آخرى .بدون الخروج من الباب |
| Genellikle görünmez olan bir topluluk, ışıklarını ortaya çıkarmak için sanatı kullanıyorlar ama görünmezlikten çıkış yolculuğu kolay değildir. | TED | هؤلاء الناس غير المرئيين معظم الوقت يستخدمون الفنون للخروج إلى النور، لكن رحلة الخروج من الظلّ تلك ليست سهلة. |
| Erdem ve değer ile uzaktan yakından alakalı ağzından ne çıkabilir ki? | Open Subtitles | ما الذي يمكنه الخروج من فمك حتى يكون مثيراً للإهتمام بعض الشئ |
| O zaman buradan çıkmalıyız belki de, ha? Hiperuzaya sıçrayabilir misin? | Open Subtitles | يجدر بنا الخروج من هنا هل يمكنك القفز إلى الفضاء الفوقي |
| Fırtınadan kurtulmaya çalışıyorum. Yemeğimi aldım. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول الخروج من العاصفة أنتِ تعرفين, أجلب غدائي |
| Şimdi, ya bizi vur ya da yolumdan Çekil. | Open Subtitles | الآن، إما علينا النار أو الخروج من طريقي. |
| Binadan çıkın! Hadi, çıkmalısınız! Lütfen! | Open Subtitles | أخرج من المبنى هيا , يجب عليكم الخروج من فضلكم |
| 14 yaşında, bir bovling yolunda, oyun konsolundan çaldığım paralarla binadan kaçmaya çalışırken, güvenlik elemanı kolumu yakaladı ve hızla koştum. | TED | كان عمري 14 عاماً داخل مركز بولينج، كنت أسرق نقود لعبة أركاد وقبل الخروج من المبنى أمسك حارس الأمن ذراعي، فجريت. |