"الداخل" - Translation from Arabic to Turkish

    • içeri
        
    • orada
        
    • içerde
        
    • içeriye
        
    • İçinde
        
    • İçerideki
        
    • içten
        
    • içi
        
    • burada
        
    • İçerisi
        
    • İçine
        
    •   
    • içeride
        
    • içe
        
    • içine
        
    Bir dudak köşesinin yukarı ve içeri çekilmesi ile belirtilir. TED إنه يتسم بجانبية الشفه الواحدة تسحب إلى أعلى وإلى الداخل.
    Kapıcı! Bayanın çantalarını getir ve onları içeri al, lütfen. Open Subtitles أيها العامل ضع حقائب الأنسة فى الخلف وخذهم إلى الداخل.
    Tamam, şimdi. Ben içeri girer girmez şnorkeli ileri itin. Open Subtitles حسنا , الان ادفع الانبوب بمجرد ان اكون فى الداخل
    Ben ev dedektifiyim. Neden orada bir kız arkadaşınız yok? Open Subtitles انه مخبر البيت لماذا ليس لديك فتاه فى الداخل ؟
    İçerde kalalım ki herkes senin ne mal olduğunu görsün. Open Subtitles لنبق في الداخل, لنري الجميع كم أنت شخص جبان, إتفقنا؟
    Vahşi bir hayvanın içeriye bir yol bulduğu çok açık. Open Subtitles من الواضح ان هناك حيوان متوحش وجد طريقه الى الداخل
    Ayrıca... o bu şeylerin dışında bişey değil. Bu şeylerin içinde bişey. Open Subtitles إضافة إلى ذلك، ليس المظهر الخارجي ما يهم، بل ما في الداخل
    Bir saate kadar içeride olur. Kendini içeri kilitlemesinden sıkıldım artık. Open Subtitles إنه في الداخل منذ ساعة و قد أغلق الباب على نفسه
    Biz içeri girer girmez, onu gazeteciler gelmeden çabucak dışarı çıkart. Open Subtitles حالما نصبح في الداخل أخرجه من هناك بسرعة قبل وصول الصحافيين
    Asıl olan, sen bana kızdın ve ben içeri girdim. Open Subtitles ما حدث أنك غضبت علي و أننى دخلت إلى الداخل
    Bunu içeri koy, senin yokluğunda, kanın kirletmesini ister gibi... Open Subtitles لقد وضِعْته في الداخل لكي أتظاهر بالدمِّ يوْسخه أثناء غيابِكَ
    Ama sonra gaz içeri falan mı kaçtıysa artık, inek patladı. Open Subtitles لكن ذلك الغاز عاد إلى الداخل أو شيء من هذا القبيل
    Adam bizi içeri sokacağını söylemiş, sonra da ortadan kaybolmuştu. Open Subtitles وقال الرقاق أنه جاء عندهم في الداخل ، ثم اختفى
    Eğer içeri girersen arkandaki kapının kapanmasına izin verme yoksa içeride kilitli kalırsın. Open Subtitles إذا ذهبت لهناك لا تدع الباب يغلق خلفك وإلا سوف تحتجز فى الداخل
    Küf aramaya içeri geçeceğiz. Ben çatı katını, sen de bodrum katını alacaksın. Open Subtitles سنذهب الى الداخل لنبحث عن العثه , سآخذ العلية و خذ أنت القبو
    Bu herifi içeri almadan önce yoklamadın mı? Durun, durun! Open Subtitles ألم تقم بتفتيشه قبل أن تأتي به إلى الداخل ؟
    orada yanında kaçak bir maymun bulunduran herkesin başı belada. Open Subtitles اى شخص سيحاول الهروب بالقرد فى الداخل سنطلق عليه النار
    İçerde kalalım ki herkes senin ne mal olduğunu görsün. Open Subtitles لنبق في الداخل, لنري الجميع كم أنت شخص جبان, إتفقنا؟
    İçeriye sızdığında kendini aktif ederek tüm erişimi kontrol altına aldı. Open Subtitles ولكن في الداخل تغير لما هو الآن أداة تحكم عن بعد
    Bana onun içinde masum bir kızın sıkışıp kaldığını mı söylemek istiyorsun? Open Subtitles أتحاول أن تقول أن هناك فتاة بريئة محبوسة في الداخل بمكان ما؟
    Yani içerideki küçük sarışın yüksek rakamlı 6 haneli değerinde olsa gerek. Open Subtitles مما يعني الشقراء الصغيرة في الداخل يمكن أن نحصل من وراءها الملايين.
    Dünya algısı içten dışa yönde işliyor, yalnızca dışarıdakini bünyede anlamlaştırmıyoruz. TED عالمنا المُختبر ينشأ من الداخل إلى الخارج، ليس فقط من الخارج للداخل.
    Vücudumun içi hakkında bunu söyleyen biri daha önce hiç olmamıştı. Open Subtitles لم أسمع أحداً من قبل يتحدث هكذا بشأن جسدي من الداخل.
    Buranın içreden dışarıya doğru çürüdüğünü biliyoruz, ve burada işlerin nasıl olduğunu biliyoruz. Open Subtitles كِلانا يعرف أنّ هذه الشركة فاسدة من الداخل للخارج، ونعرف كيف يعمل هذا.
    Yağmur yağdığında hiçbir şey duyamıyorsunuz, ve yazın da içerisi yaklaşık 60 derece. TED عندما تهطل الأمطار، لا تستطيع سماع شئ، وفي الصيف تكون الحرارة حوالي 140 درجة في الداخل.
    Yapman gereken şu, Moto'nun seni kasanın içine sokmasını sağlamalısın, tamam mı? Open Subtitles ما عليكَ القيام به هو أن تجعله يأخذك إلى الداخل ، حسناً؟
    ..sonra gidiyor, onu özlüyorum ama en azından içten içe ölmüyorum. Open Subtitles ومن ثم يرحل وأفتقده لكنني على الأقل لا أموت من الداخل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more